Avukatlık çok keyifli bir meslektir. Ancak sadece keyif için yaparsan… Kötü doktor candan, kötü imam dinden, kötü avukat ise dondan eder…
Avukat, yalan söylüyorsa, müvekkilinin gözünde adamın dibi, karşı tarafın gözünde ise üçkağıtçının tekidir…
İyi avukat, yılanı deliğinden çıkarmak için uğraşmaz. Deliği tıkar. Yılanı çıkabilmek için yalvartır…
Müvekkillere göre dava kazanılınca, zaten kazanılacak davadır, avukat birşey yapmamıştır. Kaybedilince ise avukat işini yapmamıştır. Avukatın yazdığı iki sayfalık dilekçeye “Bunu ben de yazardım, bu kadar para alınır mı?” derler. Dilekçede geçen tek bir cümlenin bile milyonluk davanın seyrini değiştirebileceğini bilmezler…
Avukatlık mesleğinde, hem zengin olayım, hem de keyif alayım demeniz mümkün değildir. İkna yeteneğin yoksa, avukatlık yapmayacaksın. Çünkü işi alabilmek için müvekkili ikna, davayı alabilmek için ise hakimi ikna etmen gerekir. Müvekkilinin bütün dertlerini kendi dertleri gibi gören avukatlar, sonunda dert yükü olup çıkarlar…
Avukatlık mesleğinde, “sonuç” garantisi değil, “süreç” garantisi vardır… Sadece cahil cesareti olan avukatlar “Yüzde Yüz bu davayı kazanırım” derler…
Dünyadaki en tehlikeli insan, sadece hukuk bilen hukukçudur. Hak ve adalet duygusundan yoksun birinin elinde, hukuk bilgisi, çok tehlikeli bir silahtır…
Hasım vekili düşman görüp, düşmanca hareket eden avukatlar, meslek onurundan yoksun olanlardır…
Avukatlara yalancı diyenler, ihtiyaç duyduklarında, bu kez avukatların kendileri için yalan söylemelerini isterler…
Hak arıyorsan, hakime – savcıya değil avukata gitmen gerekir. Çünkü hakim – savcı devlet memurudur. Avukat ise, hukuki bilgisini, vatandaşın hakkına kavuşabilmesi amacı ile kullanmayı meslek edinmiştir. “Her avukat, her davaya bakar” derler. Bakar bakmasına da, olumlu sonuç alabilir mi orası şüphelidir…
Ucuz avukatlık hizmeti istemek, kargadan kılavuzluk etmesini istemek gibidir. Kılavuzu karga olanın, burnu b.ktan kurtulmaz…
Bir avukat için en büyük gurur kaynağı, geçmişte avukatlığını yaptığı biri tarafından referans gösterilmektir…
Avukatlar, müvekkillerinin , sadece hukuken haklı olup olmadıklarına bakarak değil, vicdanen de haklı olduklarına kanaat getirmeden iş kabul etmemelidirler. Aksi taktirde kötünün, hukuk gücünü arkasına alıp iyiyi sömürmesine vesile olmuş olurlar…
Avukatın acemisi, derdini mübaşire anlatırmış…
