Öyleleri de vardır ki, avukat ünvanını taşımalarına rağmen içleri bomboştur. Ancak işin pazarlama yönüne hakimdirler. İnsan ilişkileri kuvvetlidir. Ne zaman ve nerede bulunmaları gerektiğini bilirler. Müvekkil edinmekte hiç zorlanmazlar ve bürolarına iş yağdırırlar.

Elbette ki makbul olanı, her ikisi de değildir. Olması gereken, hem hukuki anlamda yeterince dolu olmak, hem de işin pazarlama yönüne hakim olmaktır.

Elinizde hukuki bilginizi kullanabileceğiniz bir müvekkiliniz, davanız yoksa, yüzlerce seminere gitseniz, binlerce yargıtay kararı okusanız da, öğrendiğinizle kalırsınız. Eğer maaşa talim çalışıyorsanız, işveren avukat tarafından popüler çalışan olabilirsiniz belki. Ancak işin kaymağını işveren yer. Siz de ne uzar ne de kısalırsınız.

Bilgiyi paraya çevirebilmek için gerekli olan ilk şey özgüvendir. Yeterli özgüvene sahip değilseniz, ne bağımsız avukatlık yapabilirsiniz, ne de müvekkil edinebilirsiniz. Avukat ünvanı taşıyan ancak bilgisiyle hukuk fakültesi öğrencisine bile rakip olamayacak bir çok avukat mevcut. O yüzden eğer zamanında bilgiye yatırım yapmışsanız  ve yapmaya devam ediyorsanız, bu rekabet ortamının tahmininizden daha az zorlu olduğunu rahatça görebilirsiniz.

Özgüvene, müvekkil edinirken de ihtiyacınız olacaktır. Uzman olduğunuz hukuk dalında, bilginizle, bırakın müvekkilleri, taraf olduğunuz duruşmalara bakan hakimlerde dahi hayranlık uyandırmanız mümkün.

Avukatlıkta bilgiyi paraya çevirmek için gerekli olan diğer şey, zamanı verimli kullanmaktan geçer. Bir avukat, zamanını öyle planlamalıdır ki, bir yandan güncel mevzuatları takip ederken, diğer yandan mevcut müvekkillerini ziyaretli, hem yeni müvekkiller edinmek için girişimlerde bulunmalı, hem de yürütmekte olduğu işleri eksiksiz bir şekilde takip etmelidir. Bunlardan her biri, bir avukat için ayrı öneme sahiptir.

Hukuki bilgisini güncellemesi, meslekte ayakta kalabilmek adına zaruridir. Mevcut müvekkilleri ziyaret, müvekkil memnuniyeti açısından gereklidir. Yeni müvekkiller edinmek adına yapılan girişimler, iş sirkülasyonu açısından elzemdir. İşlerin eksiksiz takibi de zaten hem mevcut müvekkillerin olumlu referansını alabilmek, hem de müvekkilin hak kaybına sebebiyet vermemek adına bir avukatın asli görevlerindendir.

Bilgili olmak, çevrenizde de göreceğiniz saygıyı arttıracaktır. Ancak bilgiyi meslekte paraya çevirmeyi bilmiyorsanız, sizden çok daha az bilgili avukatlara meydanı bırakırsınız.

Akademik kariyer, kitap yazmak gibi ihtimalleri bir kenara koyarsak, bir avukatın bilgisini paraya çevirebilmesi için öncelikle  müvekkil edinmeyi öğrenmesi gerekir. Kimileri, müvekkil edinme konusunda, mevcut çevreleri nedeniyle diğer meslektaşlarından daha şanslıdırlar. Ancak müvekkil edinmenin tek yolu bu değildir. Büyük şehirlere hukuk okumak için gelen yüzlerce öğrenci, mezun olduktan sonra tek bir tanıdıkları, akrabaları olmamasına rağmen mesleği büyük şehirlerde icra etmeye başlamış ve oldukça da başarılı olmuşlardır.

Müvekkil edinmenin ilk şartı sosyallikten geçer. Ofisten eve, evden ofise giderek yeni insanlarla tanışamazsınız. Hiç ummadığınız sosyal çevrelerden bile müvekkil çevresi oluşturmanız mümkün. Örneğin bir hayvanseverseniz, hafta sonu hayvanseverlerin barınak ziyaretlerine katılarak, hem siz de bir nebze olsun ihtiyaç sahibi hayvanlara yardımcı olabilir, bir yandan da yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Tanışacağınız her yeni insan, sizin için potansiyel müvekkil adayıdır unutmayın.

Aynı şekilde, siyasi parti üyelikleri, sosyal çevre edinme açısından oldukça etkilidir. Ancak bazı avukatların, çevre edinmek adına, ideolojisiyle uzaktan yakından ilgilenmediği, hatta görüşlerine ters ideolojiye sahip siyasi partilere üye olduklarını gözlemleyebilirsiniz. Bir avukatın, görüşünü benimsediği ve destek verdiği siyasi partiye üye olması ve aktif rol alması elbette ki doğal ve olağan bir durumdur. Ancak sırf müvekkil edinmek adına, görüşünü benimsemediği bir partiye üye olmak,  bizce yakışık alır bir davranış değildir.

Yukarıda sayılanlara ek olarak, spor salonlarına üye olmak, konferanslara katılmak, komisyonlarda görev almak, vakıf, dernek üyelikleri gibi girişimler, aktif olarak rol alındığı taktirde, yeni insanlarla tanışmanıza ve yeni müvekkiller edinmenize, uzun vadede ciddi anlamda katkıda bulunacaktır.

Müvekkil edinmenin en etkili yöntemlerinden biri de çevrenizdeki, özellikle nazınızın geçtiği insanlara kartlarınızı verip, uzmanlık alanınızda sizi referans göstermelerini istemekten geçer.Ancak öncesinde, kişisel markanızı oluşturmanız ve uzmanlık alanınızı seçmeniz yararınıza olacaktır.

Müvekkil de müvekkil getirir. Tabi sizden memnunsa… O yüzden mevcut müvekkillerinizi ne kadar memnun edebilirseniz, hiç çekinmeden sizi tanıdıklarına referans gösterirler. Sizden kaliteli hizmet alıyorlarsa, sizin referans gösterilmeyi istemenize dahi gerek kalmaz. Sizi kendileri çevrelerine överler zaten…

Özetle avukatlıkta, siz kendinizi farkettirmediğiniz müddetçe, farkedilmezsiniz. Adliye yakınına ofis açmakla müvekkil edinilmez.


Kaynak: Hukukitavsiyeler