-Muhakeme yeteneğine sahipse,

-İnsan psikolojisinden anlıyorsa,

-İkna kabiliyeti yüksekse,

-Mesleğin pazarlama yönünü önemsiyor ve buna ilişkin doğru hamlelerde bulunuyorsa, 

meslekte başarının gelmesi kaçınılmaz. 

Bizde başarının göstergesi malesef ki kazanç. Ne kadar çok kazanıyorsanız, ne kadar lüks bir araca biniyorsanız, lüks bir hayat yaşıyorsanız, insanların gözünde meslekte o kadar başarılı olduğunuz varsayılıyor. Oysa öyle avukatlar var ki, hukuki bilgisi yok denecek kadar az iken, müvekkil çevresi ve pazarlama taktikleriyle, kendisinden mesleki anlamda çok daha bilgili olan meslektaşlarının neredeyse 10 katı para kazanıyorlar.

Pazarlama yeteneğiniz size para kazandırabilir. Ancak iş, müvekkil memnuniyetine geldiğinde, hukuki bilginiz yeterli değilse, size iş veren müvekkil bin pişman olur. Hukuki bilginizin yetersizliği nedeniyle çok fazla hak kaybına sebebiyet verirsiniz. Ben her halükarda kazandım mantığıyla hareket ederseniz, çok ah alırsınız. Belki lüks bir hayat yaşarsınız ancak kazandığınız paranın emin olun hayrını göremezsiniz. 

Bu tür avukatların neredeyse tüm yaptıkları, avukatlık meslek ilkelerine aykırıdır. Ancak malesef ki oyunu kuralına göre oynamayan bu avukatları denetleyecek mekanizma yeterince iyi işlememektedir.

Bırakın tabela, antetli kağıt ve benzeri reklam yasağı kısıtlamalarını, gözünü karartmış bazı avukatlar, google a reklam vermekten dahi çekinmemektedir.

Oyunu kurallarına göre oynayıp para kazanmak da pekala mümkün.

Barolar Birliği tarafından yapılan avukatlar arası gelir araştırması anketine göre, 10 avukattan birinin 7.500,00 TL üzeri aylık kazancı olduğu görülüyor. Avukat ünvanını kazanabilmek için üniversite sınavında binlerce kişinin önüne geçerek hukuk fakültesini kazanmak, ellinin üzerinde hukuk dalında geçer not alabilmek için günlerce sabahlamak zorunda kalmak üst üste konulduğunda, istatistiklere göre %90 lık kısmın, avukatlık mesleğinden hayal ettiği yada emek verdiği karşılığı alamadığı ortada...

Bunu tek bir sebebe bağlamak elbette ki mümkün değil. Hukuki bilgi tabiri caizse "uçucu"... Güncel hukuki gelişmeleri takip etmediğiniz taktirde okulda öğrendiğiniz teorik bilginin size faydası neredeyse sıfır. Avukatlıkta para kazanamayanların bir kısmı, bu anlamda kendini geliştirme ihtiyacı duymayan, mevcut bilgisinin yeterli olduğuna inanan kesim. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, böyle olup da, ikna kabiliyeti ve boyunu aşan vaadlerle müvekkil edinen ve para kazananlar da yok değil. Biz başarıyı, sadece maddi anlamda iyi kazanmak değil, müvekkil memnuniyetiyle birlikte değerlendirdiğimizden, böyle avukatlara, "başarılı avukat" tabirini yakıştırmıyoruz.

Avukatlık mesleğini, parayla başkalarının dertlerini satın almak olarak tanımlayabiliriz. Müvekkil sizden, aldığınız işi, kendi işiniz gibi görmenizi bekler. Bu nedenle müvekkile ait iş hakkında konuşurken, "biz" kelimesinin kullanılması oldukça etkilidir. Ancak akıl sağlığınız ne kadar yerinde olursa olsun, 50 ayrı müvekkilin işini 50 ayrı problem gibi yüklenirseniz ve hiç bir sağlıklı bünye, bu kadar stresi sıkıntıyı kaldırmaz. Para uğruna sağlığınızdan olursunuz.

Sizin bu noktada üzerinize düşen, müvekkili doğru anladığınızdan, ortadaki hukuki sorunu doğru vasıflandırdığınızdan emin olup, size tevdii edilen işin sınırlarını çizmek, müvekkilin sizden olan açık beklentisini öğrenmek ve kapasiteniz dahilindeyse işi almak olmalıdır. İşi aldıktan sonra da vaat edilen sürelerde, vaat edilen işleri yaptığınızda, işinizi layıki ile takip edip gelişmelerden müvekkili haberdar ettiğinizde, hem vicdanen rahat olur, üzerinize aldığınız işi taahhüt ettiğiniz şekilde tamamlamış hem de kazandığınız vekalet ücretini son kuruşuna kadar hak etmiş olursunuz.

Size tavsiyemiz, başarı odaklı çalışın. Hedefiniz müvekkil memnuniyeti olsun. Avukatından memnun olan ve beklediği verimi alan kısım oldukça az. Mevcut müvekkillerinizin sizin için vereceği referansın gücü, tahmininizden çok daha büyüktür. Öncelikle mevcut müvekkillerinizin sizden ne kadar memnun oldukları konusunda bir özeleştiri yapın. Hatta kendilerine, uygun bir üslupla verdiğiniz hukuki hizmetten memnun olup olmadıklarını, özel bir beklentileri bulunup bulunmadığını sorun. 

Dava veya takip dosyaları ile ilgili müvekkillerinizi gecikmeden bilgilendiriyor musunuz?

Müvekkiller sizi aradıklarında rahatlıkla ulaşabiliyorlar mı? Ulaşamamışlarsa ilk fırsatta kendilerine dönüş yapıyor musunuz?

Diğer hukuk bürolarından farklı olarak herhangi bir hizmet sunuyor musunuz?

Müvekkil memnuniyetine ilişkin yapacağınız bu tür uygulamalar, hem mevcut müvekkil portföyünüzü memnun ederek elinizde tutmanızı, hem de verdiğiniz hizmetteki eksiklerinizi görüp bu yönünüzü geliştirmenize vesile olacaktır.

Avukat ünvanına sahip olmak yetmez, ağırlığını taşıyabilecek, o ünvanın hakkını verebilecek donanıma da sahip olmak gerekir ki mesleğin hakkını verebilesiniz. Mesleğin başında bunu kimse sizden beklemez. Herkesin çaylaklık dönemi olur. Önemli olan sizin bu konuda yeterli azme sahip olmanız ve başarılı bir avukat olabilmek adına çaba göstermenizdir.