Mesleğin içine girmeden iyi yada kötü yönlerini görmek çoğu zaman mümkün olmaz. Bu makalede, uygulamada hakimlik-savcılık ile avukatlık mesleği hakkında kısa ancak önemli detaylara değinmek ve seçim yapacak hukukçuları bir nebze olsun seçmeyi düşündükleri meslek konusunda fikir sahibi yapmayı amaçladık.

Bu mesleklerden herhangi birinin diğerinden üstün olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Her birinin kendine göre artıları olduğu kadar eksileri de vardır. Bu aşamada seçim yapacaklara düşen, bu artı ve eksileri değerlendirmek olacaktır.

Hakimlik – savcılık, avukatlık mesleğine göre daha itibarlıdır. İnsanlar, hakim-savcılara, avukatlara duyduklarından daha çok, korkuyla karışık saygı duyarlar. Bu mesleğin tercih edilmesindeki temel nedenlerden biri de beraberinde getirdiği itibardır.

Bazı hukuk fakültelerinde, (Örneğin Ankara Hukuk) öğrenciler daha 2.-3. sınıftan hakimlik savcılık sınavına hazırlanmaya başlamaktadır. Akademisyenler de hakim-savcı yetiştirecek şekilde eğitim vermektedirler. Hal böyle olunca, bu üniversitelerin mezunlarından hakimlik-savcılık sınavında başarı oranı, diğer hukuk fakülteleri mezunlarına oranla daha yüksektir.

Hakimlik – Savcılılık mesleğinin artıları ve eksileri;

- Öncelikle kazanmanız gereken bir sınav engeliniz bulunmaktadır.

- Avukatlığa göre daha saygın bir meslektir.

- Karar mercii olarak adaletin yerini bulmasına vesile olmak size manevi haz verir.

- Hakimlik savcılık maaşınızla orta üstü bir hayat sürmenizi sağlar.

- Emrinize tahsis edilmiş kalem müdürünüz ve katipleriniz olur. İşlerin büyük bir kısmı onlar tarafından hazırlanır.

- Büyük şehirlerde mesleği yapmadan önce uzunca bir süre farklı şehirlerde görev yapmanız gerekir.

- Müvekkil edinmek, müvekkil kahrı çekmek gibi bir sıkıntınız olmaz.

- Bakanlık Müfettişlerince belirli aralıklarla denetlenirsiniz.
 
Avukatlık mesleğinin artıları ve eksileri ise;

- Hukuk Fakültesinden mezun olup stajı tamamladıktan sonra mesleğe başlayabilirsiniz. Şu an için sınav engeli bulunmamaktadır.

- Bir hakim veya savcının 5 hatta 10 yıllık maaşını tek bir davada kazanabilirsiniz.

- İtibarı, hakimlik-savcılığa oranla daha düşüktür.

- Mesleğin ilk yıllarında işi öğrenene kadar genellikle kıdemli meslektaşlarınız tarafından sömürülürsünüz.

- Hakim- savcılar gibi emrinizde katipleriniz, kalem müdürünüz yoktur. Para kazanmaya başlayana kadar her işinizi bizzat yapmanız gerekir.

- Tayin gibi bir mecburiyetiniz yoktur. Yaşayacağınız, çalışacağınız şehri seçmekte serbestsinizdir.

- (Serbest avukatlar için) müvekkil edinmek ve onlarla iyi geçinmek zorundadırlar. İşinizi ne kadar düzgün yaparsanız o kadar az sıkıntı yaşarsınız. Ancak hiç sıkıntı yaşamamayı hayal etmeyin.Çünkü müvekkil kahrı çekmek, düşündüğünüzden çok daha zordur.)

- Müvekkilinizden başkasına hesap verme yükümlülüğünüz yoktur.

- Çalışma saatleriniz sizin keyfinize kalmıştır.

Her iki mesleği de artılarıyla eksileriyle özetle ifade etmeye çalıştık. Bundan sonrası size kalmış… Sizi sizden iyi kimse tanımaz. Hayattan maddi anlamda büyük beklentileriniz yoksa, saygı görmek istiyorsanız, tayin sizin için sorun değilse, hakimlik- savcılık mesleği sizin için uygun olabilir… Yok ben azimliyim, 100 bin avukat varsa 80 milyon da nüfus var, tayin işi bana göre değil diyorsanız, o zaman tercihiniz belli…