İzlemiş olanlar bilirler; “3 idiots” isimli Hint filmi, bu konuyu oldukça güzel bir şekilde işlemiştir. İzlememiş olan arkadaşlara da filmi izlemelerini şiddetle tavsiye ederim.

İstanbul Üniversitesi’nde psikoloji eğitimi almakta iken, 23 yaşında yeniden üniversite sınavına girip hukuk fakültesini kazanıp fakülteden mezun olan biri olarak, hukuk fakültesi öğrencilerine verebileceğim en büyük tavsiyem,  öğrencilerin, mezun olunca yapacakları mesleği sevip sevmeyeceklerini sorgulamaları yönünde olacaktır.

Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra, çalışılacak iş alanı çok fazla olduğundan, insanlar, gelecek kaygısı yaşamamak adına, hukuk fakültesine girebilmek için çaba sarfetmektedirler. Ancak unutulmamalıdır ki, zengin insan, çok para kazanan değil, en az şeye ihtiyaç duyandır.

Günün büyük bir kısmını ayıracağınız işinizi, eğer severek yapıyorsanız, yaptığınız şey, size iş gibi dahi gelmeyecektir.

Hukuk fakültesinden mezun olanların %80’ine yakını, avukatlığı tercih etmektedir. Bir çok meslekte olduğu gibi, avukatlık mesleğinde de, herşey, malesef dışarıdan göründüğü gibi değildir. Eğer siz de avukat olmayı planlıyorsanız, mesleğe başladığınızda sizi nasıl bir iş hayatının beklediğini görmek için, mezun olmayı beklememeli, mesleğin uygulamada nasıl olduğunu, artılarını ve eksilerini detaylıca araştırmalısınız.

Hatta bunu, daha üniversite sınavına girmeden önce yapmanız gerekirdi. Hukuk fakültesini tercih olarak yazmadan önce hanginiz avukatlık mesleğini detaylı araştırmış, avukatlarla görüşmüş, adliyelerde duruşmalara girmiş, avukatları gözlemlemiş diye sorsak, muhtemelen bu rakam % 1’i dahi bulmayacaktır.

Yukarıda da değindiğimiz gibi, hukuk fakültesi mezunu olarak çok geniş iş imkanlarına sahip olacağınızdan, mesleğin uygulamasının nasıl olduğunu öğrenirseniz, belki de avukatlık mesleğini kendinize uygun bulmaz ve bölüm değiştirmeden diğer alanlara yönelebilirsiniz.

Avukatlar, müvekkillerinin haklarını savunmak için mücadele verirler. Hukuk bilmek, hak savunabilmek için gerekli ise de, asla yeterli değildir. Girişken değilseniz, ne müvekkil edinebilir, ne de mahkemede derdinizi anlatabilirsiniz.

Eğer kafanızda, mesleği yapıp yapmama konusunda soru işaretleri, dolayısı ile kararsızlık varsa, öncelikle bu soru işaretlerini gidermelisiniz. “Ben bu işi yaparım” dediğinizde, yolunuza kararlılıkla devam edebilirsiniz. Ancak soru işaretleriyle mezun olup, mesleğin ilk yıllarında da para kazanamazsanız, içinizdeki kararsızlık gittikçe büyür ve pişmanlığa dönüşür. O zaman, yol yakınken bırakmadım diye dövünüp durursunuz.

Eğer sırf puanınız bu bölüme yetti diye veya ebeveyn baskısıyla hukuk okuyorsanız, mesleğin de size göre olmadığına kanaat getirdiyseniz, yol yakınken dönün derim. Çünkü zararın neresinden dönülürse kardır. Belki birkaç sene zararınız olur. Ancak bu, kesinlikle telafi edilemeyecek bir kayıp değildir.

Avukatlık mesleği, keyif alınarak yapıldığı takdirde, hem haklarınızı bilerek daha bilinçli yaşamanız, hem de günlük hayatta bir çok zaman bizzat ihtiyaç duyacağınız bilgileri paraya çevirebileceğiniz, insanların haklarına kavuşmalarına vesile olabileceğiniz oldukça güzel bir meslek.

Ülkemizdeki hukuk sistemini eleştirenlere bakıp, “bu düzen içinde avukatlık yapılmaz” diyerek kaçmayı seçmek yerine, düzenin içine girip, değiştirilmesi gereken hususları değiştirmek için çaba sarfetmek, en doğru seçimdir.

Özetle, seçeceğiniz meslek ne olursa olsun, işinizle, eşinizle olduğundan çok vakit geçirmeniz gerekeceğinden, hayatınızın geri kalan kısmında mutlu olabilmeniz adına, seçimlerinizi sorgulamalı, doğru yolda olduğunuzdan emin olmalısınız.


Hukukitavsiyeler