Teklifi müvekkile ilettiğimde müvekkil: “Çekin vadesi uzun değilse alalım” deyince satış meraklısı da olmadığımdan, borçlu vekilinin teklifini kabul ettim.

Aklımdan geçen, eğer verilecek çek ödenmezse, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ayrı bir icra takibi başlatmak, borçlu sayısını bir iken ikiye çıkartmaktı. Borçlu vekili, “Protololü ben hazırlayayım, siz kontrol edersiniz” dedi, “Hay hay” dedim ben de… Protokolü okuduğumda, çekin, ifa yerine geçmek üzere verildiği ibaresini görünce işgillendim.

Borçlar hukuku dersinde gördüğümüz “İfa yerine edim” ile ifa uğruna edim” kavramlarını anımsamaya çalıştım. Her ikisi arasında tek kelimelik fark bulunmakta ise de, sonuçları arasında büyük fark olduğunu hatırlıyordum. Açıp kitap karıştırdım biraz. Ve dikkat etmemiş olsam, tahsil kabiliyeti bulunan bir icra dosyası için vekili olduğum alacaklıyı büyük zarara uğratabileceğimi farkettim. Neyse ki şanslıydım ve durumu farkedip gerekli düzeltmeleri yaptım. Karşı taraf bundan pek hoşnut olmadı ancak yapacak birşey yoktu…

O gün bu gündür önüme bir protokol – sözleşme geldiğinde, her bir kelimesine dikkat etmeye çaba gösteririm… İfa yerine edim ile, ifa uğruna edim kavramları, uygulamada bazı meslektaşlarca karıştırıldığından, hem bu iki terim arasındaki farkı daha anlaşılır bir dille ifade etmeye çalışmak, hem de farkın önemini meslektaşlara hatırlatıp hak kaybı yaşamalarının önüne geçmeyi amaçladım. Edime uygun ifa kuralı uyarınca, bir borcun türü ne ise, borcun son bulabilmesi için, edimin o tür ile yerine getirilmesi gerekir.

Örneğin para borcunun, para ile ifa edilmesi gibi. Ancak bu kuralın istisnaları da mevcuttur. Şöyle ki; Borçlu, örneğin para borcunu, başka bir edim ile yerine getirmek ( yaşadığım örnekte olduğu gibi çek ile ödemek) isteyebilir. Alacaklının bunu kabul mecburiyeti bulunmamaktadır. Ancak alacaklının, borçlunun bu teklifini kabul etmesi durumunda, ödemenin, ifa yerine mi yoksa ifa uğruna mı olduğu büyük önem taşımaktadır. İfa yerine edimde borçlu, alacaklının rızası ile, yüklenmiş olduğu edim yerine, başka bir edimle borcunu ifa ederek borcundan kurtulur.

İfa yerine edimde, kar da, zarar da alacaklıdadır. Örneğin bir icra dosya borcuna karşılık alınan kambiyo senedi, ifa yerine alınmış ise, kambiyo senedinin vadesinde ödenmemesi halinde, alacaklının, eski icra dosyası üzerinden borçlu hakkında işlemlere devam etmesi mümkün olmayacaktır. Alacaklının, ödenmeyen kambiyo senedini ayrıca takibe koyarak alacağını tahsil etmeye çalışması gerekecektir. Dolayısı ile ifa yerine edimde, eğer mevcut borçludan alacağın tahsili imkanı varken  alacaklı ifa yerine edimi kabul etmişse, tahsil kabiliyeti bulunan bir alacak, yeni borçlulardan tahsil edilemeyecek durumda olabileceğinden, risk taşıyan bir durumdur.

İfa yerine edimi kabul eden alacaklının, bu riski dikkate alması gerekir. İfa yerine edimde, alacaklı, ifa yerine gerçekleştirilen edimi kabul etmekle, aynen ifada olduğundan daha kazançlı da çıkabilir. Örneğin borçlu, borcuna karşılık alacaklıya ifa yerine bir araç devir ve teslim edip, alacaklı da bu aracı sattığında, alacaklı olduğu tutardan daha fazlasını elde edebilir. Böyle bir durumda borçlu ” Artan tutarı bana vereceksin” diyemeyeceği gibi, alacaklı da, borçludan “Araç ucuza gitti, borcun bitmedi” diyerek aradaki farkı isteyemez.İfa yerine edimde, kar, zarar ve riskin alacaklıda olması ile ifade edilmek istenen budur. Gelelim ifa uğruna edime…


İfa uğruna edim, ifa yerine edime oranla, alacaklıyı daha çok korumaya yöneliktir. Şöyle ki; İfa yerine edimdekinin aksine, ifa uğruna edimde, borçlu, borcundan farklı bir edim ifa etmekle borcundan kurtulmaz. Ne zaman ki ifa edilen edim nedeniyle alacaklı alacağını alır, o zaman alacaklının elde ettiği oranda borçlu borcundan kurtulur.

Yine kambiyo senedi örneği ile konuyu açıklayacak olursak; Borçlunun, mevcut bir icra takibinde, ifa uğruna kambiyo senedi vermesi halinde, kambiyo senedi ödenmediği müddetçe, borçluluğu devam eder. Eğer kambiyo senedi ödenmezse, alacaklı, eski takibe devam edebileceği gibi, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile yeni takip de başlatabilir. Hatta öyle ki, her iki dosyada birden işlem yapabilir. İfa uğruna yapılan edimden alacaklı ne elde ederse, borçlu, borcundan o oranda kurtulur. İfa yerine edimdekinden farklı olarak, kar, zarar ve risk, bu kez alacaklıda değil, borçludadır. Eğer alacaklı taraf iseniz, istisnai durumlar hariç (alacağın zaten tahsil kabiliyetinin bulunmaması veya ifa yerine yapılan edimin, yapılması gereken edimden çok daha yüksek olması ve tahsil kabiliyetinin bulunması gibi) ifa uğruna edimi kabul etmeniz, her zaman için lehinize olacaktır.

Özetle, alacaklı olduğunuz bir dosyada, protokolde “ifa yerine geçmek üzere” ibaresi var ise, imzalamadan önce iyice düşünün, taşının… Hukukçu olmayanlar için bu makaleden çıkarılması gereken bir ders daha var ki o da bu gibi terim ve kavramlar sadece bunlardan ibaret değil ve eğer bir protokol imzalayacaksanız, hele ki karşı tarafta bir hukukçu var ise, siz de işi erbabına bırakın ve bir hukukçudan profesyonel destek alın. Aksi taktirde 3 kuruş danışma ücretinden kaçarken 300 liranızdan oluverirsiniz benden söylemesi…


hukukitavsiyeler