Meslekte iyi kazanan avukatlar, sadece ve sadece serbest çalışan avukatlardır. Bir kurum avukatının ya da maaşla çalışan bir avukatın, bulunduğu pozisyona göre piyasa şartlarının üzerinde ücret alması elbette ki mümkündür. Ancak bu rakam, hiç bir zaman serbest avukatlık yapan ve işinde iyi olan bir avukatın kazancına yaklaşamaz.

Siz hiç ferrarisi olan bir kurum avukatı gördünüz mü?

Eğer rüşvet yiyorsa, kurumdan çalıyorsa, anne babadan varlıklıysa veya kendisine miras kalmışsa, elbette ki mümkündür.  Aksi halde, kurumdan alacağı maaşla bu ancak hayaldir.

Bırakın ferrariyi, mercedes bile alsa, hakkında kurum tarafından hemen inceleme başlatılacağının garantisini verebiliriz.

“Benim malda mülkte gözüm yok, huzurlu çalışayım yeter. Mercedes’e binmesem de olur” diyorsanız birşey diyemeyiz.  Ancak kurum avukatlığı yaparken huzurlu çalışmanın ne kadar garantisi olduğu da tartışılır.

Mesleki bilgisiyle daha az kazanmayı seçenler, genellikle garanticiler, risk almayı sevmeyenlerdir. Hayatta alınabilecek riskler de vardır, alınamayacaklar da. Elinizdeki tüm birikimi kaybetmenize sebep olabilecek bir risk, elbette ki alınamayacak riskler kategorisindedir. Ancak bir avukat, doğru stratejilerle, serbest avukatlığın risklerinden kurtulup kendi ayakları üzerinde pekala durabilir. Bunun uygulamada yüzlerce örneği vardır.

Serbest avukatlıkta öyle işler gelir ki, bir kurum avukatının 10 yıllık maaşını, serbest avukat tek bir işten kazanabilir. Serbest avukatlığın en zor kısmı, müvekkil edinme ve mevcut müvekkilleri memnun etmekten geçer. Kurum avukatının böyle bir derdi yoktur. İşini yapar, maaşını alır. Serbest avukatlık için yüklü miktarda olmasa da, bir miktar sermayeye ihtiyaç vardır. Ancak kurum avukatlığı için herhangi bir birikime ihtiyacınız yoktur. Kurum avukatlığı, yapılan işte uzmanlaşmayı sağlar. Bir dönem kurum avukatlığı yaptıktan sonra serbest avukatlık yapmaya başlayanlar, bunun oldukça faydasını görürler. Serbest avukatlar, sadece müvekkillerine hesap verme yükümlülüğündedirler. Kurum avukatları ise, her kurum için aynı olmamakla birlikte, amirlerine ve çoğu zaman hukukçu olmayan müfettişlere – denetmenlere hesap vermek durumundadırlar.

Serbest avukatlar, kendi sigorta primlerinden kendisi sorumluyken, kurum avukatlarının böyle bir derdi yoktur. Serbest avukatlıkta mesai merfumu yoktur. İş varsa, haftasonu da olsa, mesai dışı da olsa çalışmak gerekir.  Kurum avukatlığında ise, istisnai durumlar hariç, mesai ile birlikte iş de bırakılır. Hafta sonu, tatil günleri çalışmak gibi bir dert yoktur.

Serbest avukatlıkta, canınız işe gitmek istemiyorsa, keyfiniz yerinde değilse,  süreli ve acil işler dışında tüm vaktiniz size ait olacağından, çalışma saatleriniz esnektir. Kurum avukatlığında böyle bir lüksünüz yoktur. Ciddi bir mazeretiniz olmadıkça, işe devamsızlık edemezsiniz. 

Serbest avukatlıkta, işten kovulma gibi bir endişeniz olmaz. Çünkü patron sizsinizdir. Kurum avukatlığında ise yapacağınız hatalar, görevinizde göstereceğiniz ihmaller, hakkınızda başlatılacak disiplin soruşturmaları, işten kovulmanıza neden olabilir. Serbest avukatlıkta, çalışacağınız ve yaşayacağınız şehri seçme hakkı sizdedir. Kurum avukatlığında ise hepsinde olmamakla birlikte, tayin durumu sözkonusudur. Yaşayacağınız şehri, tayin varsa ve torpiliniz yoksa, seçemezsiniz. Kurum avukatlığı için istisnai durumlar hariç KPSS sınavında belirli bir başarıyı elde etmiş olmanız gerekir. Hatta kimi zaman bu yetmez, ayrıca mülakatı geçmelisinizdir. Serbest avukatlık için ise  herhangi bir sınav, mülakat gerekmez. Avukatlık ruhsatınız varsa, vergi açılışınızı yaparak serbest avukatlığa başlayabilirsiniz.

Kurum avukatlığında, bazı kurumlarda avukatlar iş yükü altında ezilirler ancak alacakları maaş değişmez. Serbest avukatlıkta ise ne kadar iş, o kadar gelir demektir. Sonuç itibarı ile, herkesin patron olması mümkün değildir. Birileri işçi olmalıdır ki düzen işlesin. Avukatlıkta girişimci ve özgüven sahibi olanlar, serbest avukatlığı, etliye sütlüye karışmadan  maaşla çalışmayı seçenler de kurum avukatlığını tercih etmekteler. Her insan kendi tercihlerini yaşar… Bu şekilde mutluysa, kimsenin hayat tarzını ve düşüncesini eleştirmek haddimiz değil. Ancak bunca imkanı ve artısı varken, patron olmak yerine işçi olmayı seçmek, bizce akıl karı değildir… Eğer meslekte daha fazla kazanma imkanınız varsa ve sizin parayla işiniz yoksa, kazanın ve parayı kendinize değil, çevrenizdeki ihtiyaç sahiplerine dağıtın, hayır işlerinde kullanın.

“Para beni bozar” diyorsanız, orasını bilemeyiz tabi…

Hukuki Tavsiyeler