Her danışmanlık hizmeti veya hukuki mütalaanın, ihtilafın doğumuna engel olması elbette mümkün değil. Ancak iş yargıya intikal ettiğinde, bu süreçte avukat desteği almış ve daha bilinçli hareket etmiş tarafın, mahkeme önünde, diğer taraftan çok daha güçlü durumda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Halk dili ile "davalık olmak", insanlarda doğal olarak rahatsızlık verir. Hiç kimse, hukuki veya cezai bir ihtilafın tarafı olmak istemez. İnsanlar,taraf olmak durumunda kaldıklarında da, profesyonel destek almak amacı ile avukat aramaya başlarlar.

Önce bizzat tanıdıklarına, tanıdıkları yoksa, yakın çevresinin referans verebileceği avukatları öncelikle seçerler. Hiç tanımadıkları, daha önce hiç çalışmadıkları bir avukata iş teslim etmektense, tanıdık biriyle iş yapmak, insanlara daha güvenli gelir.

Potansiyel müvekkil adayları genellikle, avukat ile görüşmeye geldiğinde, sağlıklı düşünebilecek durumda değildirler. İçinde bulunduğu hukuki problem, kendisinde doğal olarak can sıkıntısı, kızgınlık, kırgınlık, şaşkınlık, panik hali gibi durumlar yaratır.

Avukatın, hukuk bilmesi yetmez, insan psikolojisinden de anlaması gerekir. Müvekkil adayına psikolojik destek hizmeti sunmaktan bahsetmiyoruz. Siz, avukat olarak müvekkilinizin talepleriyle bağlısınız. Bunun dışına çıkmanız mümkün değil. Müvekkilinizin de taleplerinin sağlıklı olabilmesi için, öncelikle sizle yapacağı görüşmede kendisini güvende hissetmesini, tamamen yok olmasa da, içinde bulunduğu öfke, kızgınlık gibi ruh hallerinden sıyrılmasını sağlamalısınız. Mevcut durumdan zarar göreceği düşüncesiyle panik halinde size derdini anlatması ile, mantıklı düşünerek ve daha sakin bir kafayla ve tüm detaylarıyla olayı anlatması, hem soruna çözüm için izlenecek yolun seçimini bulmada size büyük kolaylık sağlayacak, hem de öfke, panik ve benzeri bir ruh haliyle alınabilecek hatalı kararların önüne geçilebilecektir.

Siz avukat olarak, "Ben taleple bağlıyım" diyemezsiniz. Eğer amacınız gerçekten müvekkilinizin menfaatlerini korumaksa, buna, hemen dava açarak değil, ileride olası bir dava kaybı durumunda uğranabilecek kayıpları da masaya yatırarak müvekkilin menfaatlerini koruyarak da başlayabilirsiniz. 

İnsanların gözünde iyi bir avukat imajınızın olup olmadığını merak ediyorsanız, eski müvekkillerinizden kaçının size ikinci kez iş getirdiğine veya yakın çevrelerinden birine sizi referans verdiğine bakın. Eğer gidenler geri gelmiyorsa veya sizi referans vermiyorsa, o zaman kendinizi oturup sorgulayın... 

Avukat olarak göreviniz sıkıntı çözmek. Ancak nasıl ki her hastalığın çaresi yoksa, her hukuki problemin de çözümü yoktur. Müvekkil adayının sıkıntısının, eldeki mevcut delillerle çözülemeyeceği, davanın aleyhe sonuçlanacağı kanaatindeyseniz, vekalet ücreti almak adına sakın ola işi almaya kalkmayın. Mesleğe yakışır biçimde hukuki mütalaanızı yapın. Aleyhe sonuçlanması durumunda, bunun müvekkil adayına nelere malolacağı konusunda kendisini bilgilendirin.

Sizin umut görmeyip almadığınız işi, "hallederiz" diyerek alacak avukatlar da olacaktır. Müvekkil adayını bu durum hakkında uyarın. Sizin davayı kaybetme nedeni olarak tespit ettiğiniz noktaları müvekkil adayına özellikle vurgulayın ki, sizden sonra danışacağı avukata bu hususlarda nasıl çözüm üreteceği konusunda sorular sorması, tatmin edici cevap alamaması halinde "hallederiz" lafına itibar etmemesi yönünde telkinde bulunun.

İnsan psikolojisinden anlamak, sadece müvekkiliniz için değil, mahkeme kalemlerinde, icra müdürlüklerinde ve sair iş yapacağınız resmi kurumlarda oldukça işinize yarayacaktır. Binlerce dava - icra dosyası altında resmi prosedürden bunalmış adliye personeline göstereceğiniz güler yüz, kuracağınız sıcak ilişkiler, işinizin olası süresini tahmininizden daha da kısaltacaktır.

Adliye personeli üzerinde avukat etiketinizi kullanıp otorite kurmaya kalkışmayın. Onlar her gün sizin gibi yüzlercesiyle karşılaşıyorlar. Bu noktada yapmanız gereken öncelikle, tebessüm etmek, karşınızdakini insan yerine koyup selam vermek olmalıdır.

Adliye ve diğer resmi kurumlarda işlerinizi nasıl daha hızlı halledebileceğiniz konusuna ayrı bir makale ile değineceğiz.