TÜKETİCİ MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
.................


Davacı(Şikayet Eden) 
Adresi : .................................................
..............................................................

Tel / Faks (varsa) : ............... / .....................

Davalı(Şikayet edilen) 
Adresi : ...................................................................

Şikayetin
Parasal Değeri : .......................TL.

Dava(Şikayet)Konusu: ..............................................................................
(Ayıplı mal / hizmet ) 

OLAY : ……………………………………………………………………….
(Şikayetin açıklaması) ………………………………………………………………………..
…………………………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………………….

Hukuki Deliller :- 4822 sayılı Kanunla Değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
- Borçlar Kanunu, 
- Tanık, 
- Bilirkişi ve her türlü delil.
Neticei Talep :(*)Yukarıda açıklanan ayıplı ........................................................................................................hususunda karar verilmesini arz ederim. 
.... /... / 2008


Adı – Soyadı
Eki : imza
Ayıplı mal / hizmete ait fatura/fiş vb. belgeler.
(*) 
1- Ayıplı .............................................. malın / hizmetin yenisi ile değiştirilmesini talep ediyorum.
2- Ayıplı .............................................. malın / hizmetin yasal faizi ile birlikte bedelinin iadesi ve alışverişin / sözleşmenin iptalini istiyorum.
(*)NOT: Yukarıdaki seçeneklerden yalnızca birini talep kısmına yazabilirsiniz.



YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
ESAS: 2015/14950 
KARAR: 2015/33016

MAHKEMESİ : ... 3. Tüketici Mahkemesi
DAVACI : Ö...
DAVALI : ... Bankası Aş

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, bankanın kredi borcu ve kart borcu gerekçesi ile emekli maaşına haksız şekilde bloke koyarak doğrudan 4.180,80 TL tahsilat yaptığını, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek blokenin kaldırılmasını, kesilen bedelin iadesini istemiştir.

Davalı, sözleşme çerçevesinde davacının hesaptan tahsilat yapılmasına dair taahhüt ve talimatının bulunduğunu, işlemin mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, kesinti işleminin tüketici mevzuatına uygun olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, blokenin kaldırılmasına, kesilen 4.180,82 TL nin iadesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1-Dava, taraflar arasındaki tüketici kredisi ve kredi kartı sözleşmesinden doğan borcun davacının hesaplarından kesilmesi işlemine karşı blokenin kaldırılması ve kesilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 15.3.2012 tarihli bireysel kredi sözleşmesinin 15. maddesinde davacı emekli maaşının 1/2sinin bloke edilmesine muvafakat etmiş, 13.3.2013 tarihli bankacılık hizmetleri sözleşmesinde de 15/4. madde ile aynı oranda hacze izin verilmiştir. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde davacının emekli olmadan önce kullandığı kredi ile ilgili borcun emekli olana kadar banka nezdindeki maaş hesabından kesildiğini, emekli olduktan sonra da bu uygulamanın devam ettiği, bloke konulmuş olmasının muhtemel olduğu zira davacının bundan sonra hesabından para çekememiş olduğunun kayıtlardan anlaşıldığı, 2.644,42 TL nin kredi sözleşmesi, 1.716,40 TL nin de kredi kartı borçlarına mahsuben tahsil edildiği mütalaa edilmiştir. 

17.4.2008 tarih ve 5754 Sayılı Yasanın 56.maddesi ile değişik 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesinde; "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez." düzenlemesine yer verilmiştir. Yine İİK.83/a bendinde "Borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir." hükmünü içermektedir.

5510 Sayılı Yasanın 93.maddesine değişiklik getiren ve 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Yasanın 32/2-b maddesi gereği, "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir." Bu yasa İİK.nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiğinden takibin kesinleşmiş olması şartıyla 28.2.2009 tarihi ve sonrasında artık borçlunun 5510 Sayılı Yasanın 93.maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklere ilişkin hacze muvafakati geçerli olacaktır. Bahsedilen yasal düzenlemelerin, haciz, icra takibi olmadan temlik ve taahhütnamelere göre emekli maaşı hesabından kredi ödemeleri yapılmasına ilişkin durumlarda da kıyasen uygulanması gerekir. 

Somut olayda bu açıklamalar karşısında 28.2.2009 tarihinden sonraki yasal düzenleme ile emeklinin muvafakati ile emekli maaşı hesabından kesintinin mümkün bulunmasına ve davacının, davalı bankaya verdiği temlik ve taahhütnamelerin muvafakat niteliğinde olmasına göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 310,80 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.