Bu durumda eskiden ne yapıyorduk. 

Dava açıp yıllarca adliye kapısında, Yargıtay kapısında bekliyorduk.

Baştan verdiğimiz avukat ücretiydi, masrafıydı bunlar da cabası.

Dava üç beş sene sürer doğal olarak. 
Bu süreçler de sıkıntılı.

İşte Yeni borçlar Yasasının getirdiği yeniliklerden biri tam da bu duruma uygun Adalet terazisini zarar görenden yana değerlendiren bir cümle.
Davanın en başında mahkemenin “geçici tazminat” kararı vermesi hali.

Yeni Borçlar Yasası 76. Madde der ki, “Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hakim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapılmasına karar verebilir. 

Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hakim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faiziyle birlikte geri vermesine karar verebilir.”

Bu hüküm 1 Temmuz 2012den bu yana yürürlükte.
Tazminat veya alacak davalarında daha dava açılırken dosyayı ve sunulmuş kanıtları inceleyen hakim istem üzerine misalen 100.000 liralık bir davada teminat göstermeksizin 20.000.00 TL Geçici ödeme kararı verebiliyor. 

Bu bir tedbir kararı değil, geçici ödeme ile birlikte başkaca tedbir kararları verilmesi de mümkün. 
Davayı yeni açan davacı da bu kararı icra marifetiyle uygulamaya koyabiliyor. 

Bu para ile masraflarını, geçici tazminatını karşılayabiliyor.
Geçici ödeme kararında belirtilen meblağı icra veya başka yol ile davalısından baştan alan alacaklı veya davacı, dava sonunda daha fazla alacağa kavuşursa aldığı meblağ mahsup ediliyor. 
Davayı kısmen veya tamamen kaybederse de aldığı günden itibaren yasal faizi ile iade etmek zorunda.
Hatırlatmak gerekir ki bu kural yeni olduğu için uygulama ve uygulama Yargıtay kararları da yetersiz. Ancak bu yeni kuralın pek bilinmediğinin altını da çizelim. 
(Ki bu sütunlardaki aydınlatma görevimizi de yapmış olmaktayız.)

Av. Öztürk YAZICI