Seçimlik hakkınızı, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanmanız halinde, takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz talep edilebilir.

Daha anlaşılabilir ve uygulamaya yönelik şekilde ifade edecek olursak; Eğer takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevirip TL olarak takip yapmak isterseniz, takip tutarı TL olacağından, ilamsız takiplerde peşin harç,  takip tutarının binde beşi üzerinden TL olarak hesaplanacaktır.

Eğer alacak TL’ye çevrilip TL olarak talep edilmişse, faiz oranı da ona göre talep edilmelidir. Kur hesabında ise, Merkez Bankası’nca açıklanan günlük efektif satış oranı baz alınır. Merkez Bankası, günlük kurları, Saat 15:30’dan sonra açıkladığından ve icra veznelerinin de saat 16:00’da kapatıldığı düşünüldüğünde, 15:30’dan önce başlatılacak icra takiplerinde,  o güne ait kuru öğrenme şansınız da bulunmadığından, bir gün öncesinin efektif satış kurunu kullanmanız gerekecektir. Takip dosyasına merkez bankasının ilgili güne ait kur tablosunu sunmanız da, hem peşin harç hesabı, hem de alacağın TL’ye  doğru çevrilip çevrilmediğini icra müdürlüğüne kontrol imkanı sağlar. (İcra Müdürlerinin, kur tablosuna baktıklarına şahit oluyoruz ancak hesaplama yapana henüz denk gelmedik) Alacağı döviz cinsinden talep edecek olursanız, harç hesabını yine yukarıda izah edildiği şekilde yapmanız, yukarıda belirtildiği şekilde döviz kuru tablosu çıkartmanız gerekir. İki talep türü arasındaki farkı inceleyecek olursak;

Alacağı TL’ye çevirirseniz, Takip tarihindeki TL karşılığına TL’ye işleyecek temerrüt faiz oranını (Örn. ticari işler için %11,75 avans faizi) talep edebilirsiniz. Takip talebine ve ödeme emrine, “… alacağın takip tarihindeki TL karşılığı olan ……. TL üzerinden ödenmesi emridir” şeklinde yazılır. Kur artışları veya eksilmeleri, alacak miktarını etkilemez. Eğer alacağı yabancı para cinsinden talep ederseniz, takip talebine ve ödeme emrine, “… alacağın ödeme tarihindeki kur değeri  karşılığının ödenmesi talebidir/emridir” şeklinde yazılır. Bunun anlamı da, dosyada yapılacak her tahsilatta, tahsilatın yapıldığı günün döviz kuru üzerinden hesaplama yapılarak borçtan düşülmesidir.

Döviz kuru arttıkça dosyadaki alacak miktarı da artmaya devam eder. Azalırsa da azalır.


Uygulamada yabancı paralar, artış yönünde ivme gösterdiğinden, talep edilebilecek faiz oranı da TL ye talep edilebilecek faiz oranından doğal olarak daha düşük olacaktır. Bazen takibe konu alacak (Örneğin mahkeme ilamında) bir kısım alacak kalemleri döviz cinsinden

(Örn. Asıl alacak, işlemiş faizi), bir kısmı da TL cinsinden olabilir. (Vekalet ücreti, yargılama giderleri vs.) Takibe konu alacak kalemlerinden bir kısmı yabancı para cinsinden, bir kısmı da TL ise ve, döviz kısmı için ödeme tarihindeki TL cinsinden karşılık talep edilecek ise, bu durumda alacağın TL olan kısımlarını dövize çevirip tüm alacak için döviz takibi yapılamaz.

Bu gibi takiplerde yapılması gereken, TL alacağı için TL cinsinden faiz, döviz alacakları içinse dövize uygulanacak faiz ve alacağın ödeme tarihindeki kur değeri karşılığı talep edilmelidir. Kurda yaşanabilecek dalgalanmalar beklenmedik sonuçlar beraberinde getirebileceğinden, alacağın TL olarak mı yoksa yabancı para cinsinden mi takibe konulacağı hususunda, her iki durumun da sonuçlarını izah ettikten sonra seçimi müvekkile bırakmak en doğru seçim olacaktır.

Kaynak: http://hukukitavsiyeler.com/