Takım elbise,  erkek avukatların üniformasıdır. Bu yüzden okul yıllarından kalma kazakları, t-shirtleri, kotları, haftasonları giymek üzere gardrobunuza kaldırmalı ve kendinize takım elbiselerden oluşan yeni bir gardrop inşa etmeye  başlamalısınız.  Aceleniz yok. Ancak bundan sonra uzun yıllar haftanın en az beş günü takım elbise giymeniz gerekeceğinden, alışverişlerinizi de bunu düşünerek yapmanızda fayda var.

Üniversiteden yeni mezun olmuş bir hukukçunun, avukatlık stajı döneminde de gelirinin günü kurtarmaya yeteceği düşünüldüğünde, kılık kıyafet için destek olmadıkça pek bütçesinin olmayacağı da aşikardır.  Ancak iyi giyinmek için illa ki büyük bir bütçeye de ihtiyacınız yok. Doğru zamanlarda, doğru yerlerden yapılacak alışverişlerle bu ihtiyacınızı düşündüğünüzden daha düşük maliyete pekala çözmeniz mümkün.

Almanlar : “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim” derler.  Siz anlamasanız da, bir çok insan, üzerinizdeki takımın kumaşından, dikişlerinden, kesiminden, kaliteli olup olmadığını rahatlıkla anlayabilir. Aynı şey ayakkabılarınız için de geçerlidir.

Başlangıçta, terziye özel takım diktirtebilecek maddi durumunuz olmayacağını varsayarak, hazır giyim firmalarından nasıl ve ne zaman alışveriş yapmanız gerektiğinden bahsedelim.

İsim yapmış bir çok hazır giyim firmasının, sezonda 1.500,00- 2.000,00 TL’den sattığı takım elbiseleri, sezon sonunda 300-400,00 TL’lere kadar indirdiğini görebilirsiniz.
Yazlık alışverişinizi kışın, kışlık alışverişinizi de yazın yapmanız, beğendiğiniz ürünleri, sezon satış fiyatının %25-%30’una satın almanıza imkan tanıyacaktır. Diyeceksiniz ki “zaten bütçe sınırlı, kışlık yokken yazlık mı alayım?” İsim yapmış bu firmaların hemen hepsinin, fabrika satış ve outlet mağazalarında, yılın her mevsimi indirimli ürünler bulmanız mümkün.

Taksit öder gibi, en azından iki ayda bir takım elbise alırsanız, bir yılda 5-6 farklı takım elbiseniz olur ve bu sizi en az bir yıl rahatlıkla idare eder.Üzerinizdeki takım elbise, ayağınızdaki ayakkabı ne kadar kaliteli olursa olsun, her gün aynı takımı, aynı ayakkabıyı giyerseniz, kıyafetlerinizin çok kısa zamanda eskiyip yıpranmasına, dolayısı ile şıklığını yitirmesine sebebiyet verirsiniz.
Asıl mesele, yeni giymek değil, temiz ve bedeninize uygun giyinmektir. Aldığınız kıyafetler istediği kadar yeni olsun, bedeninize büyük veya küçükse, ütüsüzse, temiz değilse, şık olmayı unutun.
Dost başa, düşman ayağa bakar derler. Ayakkabılarınızın devamlı bakımlı olmasına dikkat etmelisiniz. Evrak çantanızda, kaleminiz kadar, ayakkabılarınızı parlatmanız için pratik cilalı süngerlerden bulundurmanızda büyük fayda var.

Ütü size eziyet gibi gelebilir. Ancak bu iş için profesyonel çalışan firmalar mevcut. Gömleklerinizi, takımlarınızı kapıdan alıp, size jilet gibi teslim ederler. Bu iş de size düşündüğünüzden çok daha ucuza malolur.

Gardrobunuzda en az 4-5 adet beyaz gömleğiniz bulunmalıdır. Kravat kullanacağınızdan, gömlek seçiminde düz renkleri tercih etmenizde fayda var. Ekose gömleklerinizi takım elbise içine giymeyin. Velev ki giydiniz, ekose gömleğe kesinlikle kravat takmayın. Bu, tahmininizden çok daha kötü görünmenize sebep olur. Varsa ekose gömleklerinizi haftasonlarına saklayın.
Kılık kıyafetinizin düzgün olması, şık olmanız için yeterli değildir. Kişisel bakımınıza da mümkün olduğunca özen göstermelisiniz.

Gelelim tarzınıza…
Kimileri, bu yazdıklarımı eleştirecek ve müvekkil edinme uğruna hiçbir avukatın tarzından ödün vermemesi gerektiğini savunacaklardır. Saygı duymakla birlikte, bu eleştiriye malesef katılmıyoruz.


Şöyle ki;
Müvekkiller genellikle, hayat görüşleri kendininkine uyan avukatlarla çalışmayı tercih etmektedirler. Örneğin, muhafazakar bir müvekkil, küpeli, top sakallı, uzun saçlı bir avukattan ziyade, muhafazakar bir avukatla çalışmayı yeğlemektedir. Sizi tanıma fırsatları olsa, eminiz ki bu önyargılarından arınırlar. Ancak çoğu zaman bu fırsatı ne size ne de kendilerine vermezler.

Bu yüzden, mesleğin özellikle ilk yıllarında, tarzınızın, mesleğinizin önüne geçmesini engellemeniz akıllıca olacaktır. Saç sakal kesmek, kişilikten verilecek ödün değildir. Kökü sizdedir nihayetinde, uzar yine. Ancak renginizi belli etmezseniz, insanların sizi tanıması için önyargılarından arınmış bir ortam hazırlamış olursunuz. Müvekkil portföyünüz oturduktan sonra ise küpenizi de takın, ilginç sakal modelinizi de bırakın. Artık insanlar sizin mesleki becerinizi bilecekerinden, “bu da onun tarzı” deyip bu detayları önemsemeyeceklerdir. Önemseyeni de boşverin gitsin. Zaten o saatten sonra sizi bilen bilir. 



Hukuki Tavsiyeler