Uzman Klinik Psikolog Aslı Özsoy, boşandıktan sonra aynı evde yaşamanın çocuklara verebileceği zararlar hakkında açıklamalarda bulundu.

Türkiye’de boşanma davalarında artış nedenleri arasında birçok etken yer alıyor. Çiftler boşanma nedenleri olarak genellikle şiddetli geçimsizliği öne sürüyor. Boşanma sürecinden en fazla etkilenen ise çocuklar oluyor. Bu süreç sadece çocuğun o gününü değil, geleceğini de etkiliyor. Eskişehir Acıbadem Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Aslı Özsoy, boşanma sürecinde olan veya boşanmış çiftlerin tutum ve davranışlarının önemini ve nasıl olması gerektiğini anlattı.

“Boşandıktan sonra aynı evde yaşamak çocuğu ikilemde bırakıyor”

Boşanma sürecinde ve boşandıktan sonra ebeveynlerin sorumlulukları artıyor. Yeni bir hayata geçiş ve burada çocuğun vereceği tepkiye göre korkuların ve kaygıların da arttığını söyleyen Aslı Özsoy, “Boşanıp da çocukların bu duruma adapte olabilmesi için çiftler hala aynı evi ve aynı odayı paylaşabiliyor. Fakat çocuk bu süreçte genel olarak kendisini suçladığı için çünkü kendisini sorumlu tutuyor ve suçlu hissediyor, anne babalarda bu duruma alışabilsin diye çocukla kalmaya yaşamaya devam ediyor. Ama bu aradaki tutarsız davranış çocuğu aslında daha ikilem arasında bırakıp güven kaybına, kaygılanmaya ve ayrılma korkusuna itebiliyor ve bu duruma da adapte olabilsin diye birbirlerini idare etmek zorunda kalan eşler kendi aralarında şiddet eğilimine depresyona veya tekrardan anksiyeteye sebep olabiliyor. Genel olarak kısa vadede beli yapılabilir ama aradaki tutarsız davranışlar çocuğu olumsuz yönde etkiler” dedi.

“Çocuklar kendilerini suçlu hissediyor”

“Anne ve baba ayrıldıktan sonra birbirlerine saygısız, sevgisiz evet sevgi kalmayabilir aralarında ama birbirlerine soğuk bir tutumla, kinle, düşmanca bir tavırla yaklaşırsa eğer çocuk, anne ve baba arasında kalıyor. Sanki birbirinden birini seçmek zorundaymış hissiyatına giriyor çocuklar ve bu süreçte çocuk daha travmatik geçiriyor bu süreci. Daha kırılgan olabiliyor ve bunun sonrasında çocukta dikkat eksikliği, hiperaktivite, okul başarısızlığı, özgüven eksikliği, davranış bozukluğu, şiddete eğilim veya içine kapanıklık gibi sebepler ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuşan Özsoy, bu durumun ilerleyen zamanlarda yani yetişkinlik dönemini de etkileyebileceğini söyledi.

"Boşandıktan sonra tutarsız davranışlar sergilemek çocuklar için tehlikeli olabilir"

Bazı çocukların boşanmaları kabullenmediğini ve bu durumdan kendilerini sorumlu hissettiklerini söyleyen Özsoy sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuklar bu süreçte annem ve babam benim yüzünden ayrılıyor gibi düşünüyorlar. Bu yüzden anne ve baba eğer tutarlı davranırlarsa, çocuklar alışana kadar beraber yaşayabilirler. Ama devamında hala aynı odayı paylaşıp beraber el ele tutuşup yani boşanmalarına rağmen tutarsız davranışlarsa çocuk, anne ve babasının yalan söylediğini düşünüp ve anne ve babasına karşı güven kaybı yaşayabilir. Bu süreçte de anne ve babaların boşanmanın ne olduğunu ne olabileceğini ve bundan sonraki süreçlerde neler yaşayacağını çok iyi bir şekilde yalansız bir şekilde çocuğuna anlatması gerekiyor. Eğer çocuklar kabullenemiyorsa ve bu durumu aşamıyorsa daha travmatik bir süreç geçiriyorsa ayrılmaya karar verildiğinde ve sonrasında bir psikolog ya da bir psikiyatristten yardım alınmalıdır."