Boyun ağrılarının modern toplumun başlıca sorunlarından biri olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, ancak tedavi sonrasında önerilen medikal egzersizin sporla karıştırılmaması gerektiğini söyledi.

Ağrı çekmenin, ağrılarla yaşamanın kolay bir şey olmadığını ifade eden uzmanlar, son yıllarda özellikle boyun ağrısı çeken, boyun düzleşmesi ya da boyun fıtığı olan insanların sayısının arttığını söyledi. Boyun ağrılarının modern toplumun başlıca sorunlarından biri olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, “Bilgisayar ve cep telefonu kullanımı artışıyla genç ve çocuk yaşlarda bile ağrılar ortaya çıkmaktadır. Teknolojik gelişmelerin pek çoğu maalesef insan bedeninde duruş şeklini bozmaktadır. Nötral duruşumuzda boynumuza binen yük 4 kilogram iken, başımız 15 derece öne aşağı pozisyonda 12 kilogram, 60 derece öne aşağı pozisyonda ise 27 kilogram olmaktadır. Boyun fıtığı ve boyun düzleşmesi olanlarda ense ve sırt kaslarına binen yük artmaktadır. Bu da sinir sıkışması ağrısına ilaveten kas ağrısı ve spazmlarına yol açmakta, sonuçta ağrılar dayanılmaz hale gelmektedir. O yüzden boyun fıtığı ve düzleşmelerini tedavi ederken duruş bozukluklarını da mutlaka düzeltmek gerekir” dedi.

Hastalarına uyguladığı elle tedavi (manuel terapi) ile boyun fıtığı hastalarının yüzde 98‘inin iyileştiğini belirten Dr. Ali Şahabettinoğlu, sadece yüzde 2 hastada ameliyat gerekebileceğini söyledi. Şahabettinoğlu, “Manuel terapi, haftada 1 ile 2 seans olarak uygulanmakta olup hafif vakalarda 2 ile 3, ileri vakalarda ise 8 ile 10 seans sürebilmektedir. Tedaviden sonra, koruyucu olarak hastalara medikal egzersizler verilip boyun, omuz ve sırt kasları güçlendirilir. Medikal egzersizler ile postürün düzeltilmesi, güç ve esneklik artışının sağlanması ile beraber denge, koordinasyon açısından da iyileştirici etkiler sağlanmalıdır. Hastalıkların çok daha hızlı iyileşmesini sağlayan, kronik hastalıkları kontrol altında tutan, fiziksel aktiviteyi düzenleyerek kişilerin hayat kalitesini artıran medikal egzersiz, maalesef ülkemizde henüz tam olarak bilinmeyen fakat pek çok konuda olduğu gibi iyi bilinmediğinden dolayı da suistimal edilen bir alandır. Bazı egzersiz eğitmenleri işin kolaycılığına kaçıyor ve yaptırdığı egzersizin önüne ‘medikal’ sözcüğü ekleyerek sağlık bilimi ile ilgisi varmış gibi sunabiliyor. Pek çok kişi bilinçsiz hareketler sonucu oluşan eklem ve kas yaralanmaları şikayetiyle bize başvurmaktadır. Herkesin boyu, kilosu, yaşı, cinsiyeti, metabolizması, fiziksel uygunluk seviyesi farklıdır. Bu sebeple herkesin hem egzersizi hem de egzersizinin yoğunluğu, şiddeti farklı olmalıdır” dedi.

Sporla medikal egzersizin farklı şeyler olduğunu belirten Şahabettinoğlu, “Sağlıklı bir omurganın birinci şartı doğru bir duruş pozisyonudur. Doğru duruş, ancak rahatsızlığınızın tedavisi ve sonrasında düzenli egzersiz yaparak elde edilebilir. Bel ve boyun ağrısı olanlar doktor tedavisi sonrasında iyi bir eğitmen eşliğinde egzersiz yapmalıdır. Medikal egzersiz, iyi bir ekip çalışmasını gerektirir. Ekibin başı da her zaman hekimdir. Egzersiz eğitmeniniz ise fonksiyonel anatomi, biyomekanik ve antrenman bilgisine sahip, hastalıkların patolojisinden haberdar, hastanın hekimiyle iletişim kurup onun önerdiği şekilde egzersiz programını planlayıp uygulatabilecek beceride olmalıdır. Düzenli ve doğru egzersiz omurga sağlığını korumak için gereklidir. Böylece kas, kemik ve eklemleriniz güçlenir, duruş bozukluklarınız düzelir. Kas iskelet sistemi ağrılarınız azalır, düşme riski azalır, kemik yoğunluğunuz fazlalaşır, enerji düzeyiniz artar” şeklinde konuştu.