Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) turist olarak bulunduğu sırada beyni besleyen ana damarlardan birinin tıkanıklığına bağlı olarak felç belirtileri ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen Çağla Sayın, zamanında ve doğru tedavi ile sağlığına kavuştu. Doç. Dr. Bahar Kaymakamzade Çulhaoğlu, inmede erken tedavinin ölüm ve yatağa bağımlılığı engellediğine dikkat çekerek, “Tüm dünyada en sık 3. ölüm nedeni olan inmede, ilk 4.5 saat hayati önem taşıyor” dedi.

Kısa bir süre önce evlilik yıldönümünü kutlamak üzere eşi ile KKTC’ye gelen Çağla Sayın, bulunduğu tatil beldesinde bir sabah sol elinde morarma ve baş dönmesi şikâyetiyle uyandı. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne sol gözü kaymış ve yürüyemez halde ulaştırılan Çağla Sayın, burada ilk olarak Nöroloji Anabilim Dalı tarafından değerlendirildi. Yapılan beyin ve beyin damarları görüntülemelerinde felç geçirdiği ve beyni besleyen hayati ana damarlardan birinin tıkandığı tespit edilen hastanın, Girişimsel Radyoloji Bölümü ve Nöroloji Anabilim Dalı işbirliğinde beyin anjiyosu ile kafa içi damar tıkanıklığına müdahale edilmesi planlandı.

Beyin damarındaki tıkanıklık yapılan acil anjiyodaki müdahale ile açıldıktan sonra, hastanın kol damarları da görüntülendi. Sol elinde morluklar ve soğukluk şikâyeti olan hastanın kol anjiyosunu değerlendiren Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı hekimleri, sol kola giden damarlarda tıkanıklık olduğunu tespit ederek, hastayı acil olarak ameliyata aldı. Ameliyat sırasında sol kolu besleyen ve pıhtı ile dolmuş olduğu tespit edilen damarlar açılarak, sol kol yeniden kanla beslenebilir hale getirildi. Böylece hastanın durumunun daha ciddi bir hal almasına engel olundu. Hastanın müdahaleler sonrası nörolojik bulgularının tam olarak düzeldiği, kolunun kanlanmasının iyi olduğu gözlendi.

Ameliyat sonrası yoğun bakım servisindeki inme ünitesinde yakın izlemeye alınan hasta, başta Nöroloji ve Kalp ve Damar Cerrahisi uzman doktor ekiplerinin yer aldığı multidisipliner bir yaklaşımla izlendi. Genç yaşta damar tıkanıklığına neden olabilecek nedenler işbirliği içerisinde araştırıldı ve tekrarlama riskine yönelik koruyucu tedavi başlandı. Yoğun bakım servisinde 2 gün boyunca izlenen hasta, hastaneye gelişinin 10. gününde eski sağlığına kavuşmuş olarak, ayaktan kontrollerinin yapılması planlanarak taburcu edildi.

İnmede ilk 4.5 saat hayati önem taşıyor

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Bahar Kaymakamzade Çulhaoğlu, halk arasında felç olarak da bilinen inme ile ilgili yaptığı açıklamalarda, her altı kişiden birinin hayatı boyunca en az bir kere, kendisinde veya yakınlarında bu belirtileri gözlemlediğini, böyle durumlarda bilinçli hareket etmenin, doğru zamanda doğru merkeze başvurmanın hastanın yaşamını büyük oranda değiştirebildiğini söyledi.

Felcin ilk 4.5 saatini kapsayan ve dar bir zaman dilimi olan tedavi süresi geçtikten sonra uygulanabilir tedavilerden bir fayda sağlanamayacağını ifade eden Çulhaoğlu, bu sürenin değerlendirilememesinin hastanın tedavi olma şansını kaybetmesi ile sonuçlanacağını bildirdi.

“Erken müdahale edilmeyen inme, ciddi bir engellilik nedenidir”

Açıklamalarında inme ile ilgili farkındalığı artırmak için koruyucu ve tedavi edici yaklaşımlar ile müdahalelere dikkat çekmek gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Çulhaoğlu, genel olarak inme tanı ve tedavisi ile acil inme vakalarında izlenmesi gereken yol ile ilgili bilgiler paylaştı. “İnmeden korunmak, kendimizin veya bir yakınımızın inme geçirdiğini anlamak ve en iyi tedavinin alınmasını sağlamak için öncelikle inmenin ne olduğunu bilmek, belirtilerini tanımak, acil inme tedavisi yapabilen merkezlerden haberdar olmak ve bu merkezlere vakit kaybetmeden başvurmak gerekmektedir” diyen Çulhaoğlu, iskemik inmenin yani felcin beyine giden kan akımının kesilmesi sonucu ortaya çıkan, erken müdahale edilmediği durumlarda ise ciddi bir engellilik nedeni olduğunu ifade etti.

“İnme tüm dünyada 3. en sık ölüm nedeni”

Tüm dünyada kanser ve kalp hastalıklarından sonra 3. en sık ölüm nedeni olan inmede ileri yaş, yüksek tansiyon ve kolesterol, şeker ve kalp hastalığı, fazla kilo ile sigara kullanımının felce yatkınlık yaratan etmenler olduğunu söyleyen Çulhaoğlu, risk oluşturan bu durumları kontrol altında tutmanın inme geçirme riskini azaltacağını kaydetti.

İnme belirtilerine dikkat!

“Ani olarak yüzde kayma, konuşma bozukluğu, vücudun bir tarafında güç veya his kaybı, dengesizlik veya bilinçte bozulma inme belirtileri olabilir” diyen Çulhaoğlu, Kıbrıs Türk Nöroloji Derneği tarafından belirtileri daha kolay akılda tutmak için DİKKAT kısaltmasının kullanılmasının önerildiğini söyledi. Dilde peltekleşme, kuvvet kaybı ve ağızda kayma izlenmesi durumunda vakit kaybetmeksizin inme tedavisi gerçekleştirilebilen bir sağlık merkezine başvurulması gerektiğini vurgulayan Çulhaoğlu, açıklamalarına inme geçiren hastalara uygulanan tedavilerle devam etti; “Felç belirtilerini fark ettikten sonra ilk 4.5 saatte acil servise başvuran hastalar nöroloji bölümü tarafından değerlendirilirler. Gerekli kriterleri karşılayan hastalara tıkalı beyin damarını açmak için pıhtı eritici, damar açıcı tedaviler uygulanır. Bunlar dışında hastaya anjiyografi ünitesinde beyin anjiyosu yapılıp, tıkalı beyin damarını açmak için endovasküler girişimle gerekli mekanik müdahaleler ve stent uygulanabilir.”

“En önemli faktör erken teşhis”

İnme geçiren kişilerin zaman kaybetmeden hızlıca inme tedavisi uygulanabilen sağlık merkezlerine başvurmaları halinde, ölüm veya yatağa bağımlılık gibi ciddi engellilik sonuçları doğurabilecek vakalarda dahi yüz güldürücü sonuçlar alınmasının sağlanabileceğini bildiren Çulhaoğlu, şöyle devam etti; “İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye erken erişebilmektir. Bu nedenle hastaların acil inme tedavisinin yapılamadığı merkezlerden, inme merkezine vakit kaybetmeden getirilmesi gerekmektedir. Adamızda bu konuda eğitimli ve deneyimli sağlık çalışanlarının bulunduğu etkin çalışan bir transfer ağının henüz kurulamamış olması çok üzücüdür. Acil dönem ardından hastaların neden inme geçirdiği araştırılmalı ve bulunan nedene göre tekrarlama riskini azaltacak ilaçlar başlanmalıdır. Felce bağlı nörolojik kaybı olan hastaların fizik tedavi programına alınması hem nörolojik kaybın bir miktar düzelmesine katkı sağlayacak hem de gelişebilecek komplikasyonları önleyecektir. Sonuç olarak inme neden olacak riskleri önleyin, belirtileri tanıyın ve erken başvurun. Unutmayalım zaman kaybı beyin kaybıdır.”

Kolu besleyen damarlar neden tıkanır?

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, kolu besleyen damarlarda oldukça az görülen tıkanıklığın, genellikle kalpten kaynaklanan pıhtılardan nedeniyle meydana geldiğini, elde veya kolda soğukluk, uyuşukluk, güç kaybı hissedilmesi durumunda ise hastaların ivedilikle en yakın sağlık kurumuna başvurması gerektiğini bildirdi.

Kol damarlarının tıkanıklığında sadece ameliyat yapmak yeterli midir?

“El kol damarlarının tıkanıklığı acil müdahaleyi gerektirir. Ancak sadece ameliyat etmek yetersizdir. Bu hastaların mutlaka multidisipliner merkezlerde değerlendirilmesi ve altta yatan gerçek patolojinin saptanması gerekmektedir” diyen Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu, öncelikle kalp kaynaklı bir pıhtı ya da tümör ihtimalinin göz önünde bulundurularak, ayrıntılı bir kalp muayenesinin şart olduğunu ifade etti. Akılda bulundurulması gereken bir diğer olasılığın ise büyük damarların iltihabı olarak bilinen “vaskülit”ler olduğunu kaydeden Balcıoğlu, vaskülitlerin Romatoloji Anabilim Dalı uzmanları tarafından değerlendirilen ve ilaç tedavisi gerektiren hastalıklar olduğunu kaydetti.