Prostat kanseri olduğunu öğrenmesini kader olarak gören Yüksel, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben hastalığımı tesadüfen öğrendim. Kalp şikayet ile acile gittim. Kalp krizi şüphesiyle bir gece acilde kaldım. Ertesi gün Kardiyoloji doktoru film istedi. Renkli tomografiyi damar için çekilmesi gerekirken bir hata sonucu kanser taraması ile ilgili sintigrafi çekilmiş. Yani bir yanlış çekilen filmle hastalığımı öğrendim. Hiçbir şikayetim yoktu. Zaten çok sinsi bir tümörmüş. Bu şekilde tesadüfen fark edilmese belki daha da ilerleyecekti.”

"Yayılma riski vardı"
 
Daha sonra ESOGÜ Tıp Fakültesi’ne gittiğini söyleyen Yüksel, Tıp Fakültesi’nde biyopsi ve ameliyat için ileri bir tarih verildiğini ifade etti. Yüksel, “İlerleyen bir tümör olduğu için her geçen gün yayılma riski vardı. Oradaki sırayı bekleseydim böbreklere sıçrama riski vardı, hayati tehlikesi vardı. Özel bir hastanye geldim. Biyopsim yapıldı ve maalesef sonuç kötü çıktı. Tümör kötü huylu çıktığı için doktorumuz müdahale etmemiz gerektiğini söyledi. Eğer yaşım genç olmasaydı, hiçbir işlem yapılamayacaktı.  13 Ocak Cuma günü de ameliyat oldum. Tümörler tamamen temizlendi. Şimdi patolojiden gelecek sonucu bekliyoruz. Bu aşamadan sonra kemoterapi veya ışın tedavisi göreceğim” diye konuştu.

Üroloji Doktoru Op. Dr. Yurdaer Kaynak da gerçekleştirilen operasyon hakkında bilgi verdi. Kaynak, “PSA yüksekliği nedeniyle takip edilen ve biyopsi randevusu verilmiş bir hastamızdı. Fakat çok uzun bir tarihe verildiği için bize müracaat etti. Biz de hastamıza biyopsi yaptık. Kısa zamanda neticelendirdik ve prostatta tümör olduğu tespit edildi. Hastaya radikal prostatektomi ameliyatı gerçekleştirdik. Hastamızın durumu gayet iyi. Patoloji sonucunu bekliyoruz. Ona göre gerekirse ek tedaviler uygulanacak” dedi.