Hemen hemen hepimizin sıkça karşılaştığı bir sorundur haberimiz olmadan kendi adımıza cep telefonu hattı açılması. Burada üzerinde duracağım husus çok yaygın olan bu eylemin bir suç teşkil edip etmediği, suç teşkil ettiği takdirde ne gibi bir ceza öngörüldüğüdür.
           
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu m. 56/4 “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.”,  yine aynı maddenin 5. fıkrası ise “Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemelere aykırılığın yaptırımı ise yine aynı kanunun 63. maddesinde belirtilmiştir.
           
Uygulamada bu eylem genelde gerçek hat sahibinin imzasının taklit edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi yoluyla yine hat sahibi adına bilgisi ve rızası olmaksızın yeni bir cep telefonu hattı tesis edilmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir. Burada dikkat edilecek olursa bu eylem belgede sahtecilik suçları ile yakından alakalı olup, eylemin hangi suçu ihlal ettiğinin tespiti çok önemlidir.
           
Yargıtay bu hususta “Sahte abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkartıldığının iddia edildiği olayda, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. Fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. Maddesindeki suçu oluşturacağı da gözetilerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekir.”[1] diyerek özel kanun niteliğinde olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçun oluşacağını belirtmiştir. Bunun yanında yasal abone olan kişinin kimlik bilgileri kullanılarak abonelik sözleşmesi düzenlenip üçüncü kişiye hat verilmesi şeklindeki eylemin 5809 sayılı Yasanın 56/3. maddesi yoluyla 63/10. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği yalnızca TCK.nın 207. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturabileceği ancak bu suçtan yargılama görevinin de asliye ceza mahkemesinde olduğu gözetilmelidir.[2]
           
Yukarıda verilen her iki karardan da açıkça görüleceği üzere şayet gerçek hat sahibi adına yeni bir abonelik sözleşmesi düzenlenirse 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suç, hat sahibinin bilgileri kullanılarak üçüncü bir kişi adına abonelik sözleşmesi düzenlenmesi durumunda ise TCK.nın 207. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçu oluşacaktır.
           
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçun değişik zamanlarda aynı mağdura karşı işlenmesi durumunda 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesine göre 'Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi' durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.[3]
           
Sahte olarak düzenlenen abonelik sözleşmesinin aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu cep telefonu abonelik sözleşmesi aslının duruşmada incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya arasında bulundurulması ile sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.[4]
           
Bununla birlikte abonelik sözleşmesi üzerinde bulunan imzanın tespiti amacıyla ilgililerin imza örneklerine başvurulmalıdır. Nitekim Yargıtay bu hususu “Cep telefonu bayii işleten sanığın, katılan adına 05446... numaralı sahte cep telefonu abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkarttığının iddia ve kabul olunması, sanığın işyerinde çalışan elemanların suça konu sahte abonelik sözleşmesini hazırlamış olabileceklerini savunması ve abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların aidiyeti konusunda herhangi bir rapor alınmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanabilmesi bakımından; suç tarihinde sanığın işlettiği bayiide çalışan elemanların araştırılarak olay hakkında beyanlarının alınması, yine suça konu sahte abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların kimin eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.”[5] şeklinde ifade etmiştir.
           
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu m. 63/10 bu eylemin cezasını “Bu Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümlerine aykırı hareket edenler bin günden beş bin güne kadar; ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar elli günden yüz güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde belirtmiştir. Dikkat edilecek olursa verilecek cezanın yalnız adli para cezası olduğu görülecektir.

Bunun sonucunda TCK m. 75’te düzenlenen ön ödeme uygulanabilecektir. Bir başka ifade ile uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;

a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,  

b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,

c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını, soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz. Faydalı olması dileğimle herkese saygı ve sevgilerimle.

           
---------------------------
[1] Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2013/3093E., 2015/24210K., 25.03.2015 T.
[2] Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2013/3784E., 2014/10202K., 27.05.2014 T.
[3] Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2013/6617E., 2015/24077K., 23.03.2015 T.
[4] Yargıtay 21. Ceza Dairesi, 2015/3780E., 2015/4980K., 12.11.2015 T.
[5] Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2013/2932E., 2015/974K., 22.01.2015 T.​