Önümüzde bir seçim var ve hayatın her anında bir seçim vardır ve tabii ki seçimler bitmez. Seçmek, seçilmek hatta aday olabilmek güzeldir. 

Düşünsenize hiçbir seçeneğiniz yok, hayatın tadı tuzu olur muydu? Hayatta her şey seçmekle başlar, ancak bu yazı siyasi seçimler üzerine…

Güzel ülkemde genel şikayetlerden birisi; niye gerçek manada demokrasinin olmadığı ve demokrasinin işlemediğidir. 

Oysa; siyaset yapmanın düğün evinde galgımak, ölü evinde ağlamaktan ibaret sanıldığı bir ülkede niye gerçek demokrasi yok diye sormanın da çok anlamı yok diye düşünüyorum. 

Hayattaki her seçimin doğru sonuçlanabilmesi için; Düşünen, düşündüklerini söyleyen, söylediklerini yazan, yazılanları okuyan, okuduklarını anlayan ve sorgulayan, anladıklarını hayatında uygulayan, sözünü unutmayan, sözü ve davranışı bir olan insanlardan oluşan bir topluma ihtiyacımız olduğu düşüncesindeyim. 

Esasen toplumsal yaşamda çoğunlukla sorunlar ve çözüm yolları bellidir ve aklın yolu birdir. 

Ancak çoğu insan kişisel menfaatlerini ön planda tutup, mevzi tutma derdinde olduğundan samimiyetten ve doğrulardan uzaklaşılıp şaklabanlığa ve şarlatanlığa doğru bir kayış vardır. 

Naçizane basit bir çözüm önerisi; Herkes kendi işini ve yapılması gerektiği gibi yapsa, pek çok sorun kendiliğinden çözülecek ve memleketim ve memleketimde yaşamak daha güzel olacak. 

Toplumsal yaşamda seçim sonuçlarını belirleyen pek çok faktör vardır. 

Kimileri vardır küçücük menfaatleri için hep güçlünün yanındadır ki bu tarz kişilerin sayısı ne yazık ki çoğunluktadır.

Kimileri vardır en zor şartlarda bile haklıdan yanadır ve haklıdan bile çok haklının hakkını çekinmeden korkmadan savunur. 

Demokrasiye, toplumsal barışa, hukuka inanmış insanlar ve inanç sahipleri gücünü gündelik iktidarlardan değil HAK’tan alır. Esasen akıl ve vicdan sahibi olmak ve karar vermeden önce tercihlerini akıl ve vicdan süzgecinden geçirmek gerekir. 

Tercihleri yaparken dikkat kesilmek gerekir. Sözü ve davranışı bir olmalıdır insanın. Söz başka iş başkaysa söylenecek söz yoktur, yolları ayırmalıdır. 

Seçim yaklaşırken, henüz yetki alıp kullanmadıkları için adayların siyasi vizyonları ne derece yeterlidir bilemiyorum, ancak özellikle bazı adayların tiyatral yeteneğinin ayakta alkışlanması gerektiğini düşünüyorum. 

Diğer yandan adaylarda aradığım bir başka özellik; adayın söylediği sözler ve doğrular konumuna ve konjonktüre göre değişmemelidir.

Siyasette en çok kullanılan sloganlardan birisi ; "Ben de sizin gibiyim" dir. Oysa ki siyasetçi halkına samimi olduğu kadar, halkının sorunlarına çözüm üretecek donanıma, vizyona ve toplumu daha iyiye, daha ileriye götürecek farklı düşüncelere sahip olmalıdır. 

Değişim ve gelişim aynısını tekrarla değil, farklı fikirlerin hayata geçirilmesiyle olur. 

Seçimlerle ilgili unutulmaması gereken bir hususta; her seçimin yapıldığı günün sonrası bir sonraki seçimin ilk günüdür ve o ilk günün sabahında da birbirimizin yüzüne bakabilmemiz için; seçim sürecinde ķüçük, kişisel ve geçici çıkarlar için, bizi biz yapan ve toplumsal yaşamımızın temel direkleri olan toplumsal değerlerimizin ayaklar altına alınmaması gerekir.

Seçim tahminlerime gelince; seçim sonuçlarını sizin tercihleriniz belirleyecek. Umuyorum; hepimiz kazanan taraf olacağız ve tercihlerimizle, özgürlüklerin ve adaletin, sosyal paylaşımın olduğu herkesin insana yakışır bir hayat sürdüğü, çocuklarının ve kendi geleceğinden kaygı değil umut duyduğu, vicdanlı ve mutlu insanların olduğu bir memlekette yaşayacağız.

Avukat HALİL SARI