Issız bir gündoğumu öncesi… Derin bir sessizlik içinde evren, geçmiş ve gelecek sanki bu an içinde kaybolmuş, tam da ‘bu an’ anlatıyor gibi karanlıklardan aydınlığa uzanışın şu sonsuz gerçeğini… İzlemeli bir gündoğumunu ve hayret etmeli insan, siyahın beyaza dönüşünü, ümitsizliğin nasıl da bir anda ümide dönüştüğünü hissedebilmeli. İnsanoğlunun, özündeki ‘edep’ hasletine yeniden doğacağına, yeniden yeni ve daha yüksek bir medeniyet kuracağına inanmalı. Gözleriyle süzmeli kendi benliğini de, seher vaktinin sessizliğini görmeli kalbinin en ücra köşelerinde… Belki uyanarak, belki yanarak ya da sadece ‘olarak’; heyecandan titremeli dizleri de, bugün ben edepten doğdum diyebilmeli insan, diyebilmeli…

 
Değerli dostlarım, Ülkemiz 7 Haziran 2015 tarihinde genel seçime gitme kararını almıştı. Bu yönde tarafıma yöneltilen görüşlerin de elbette olumlu etkisi altında ama kendi bilinçli irademle seçim yarışına girmem gerektiğine karar verdim. Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara 1. Bölge`den aday adaylığı başvurusunda bulundum. 

Dostlarım, ben Ülkemin geleceğine dair büyük ve güzel umutlar besliyorum. Umutlarımın gerçeğe dönüşmesini arzu ediyor ve her adımımı, özellikle bilinmesini istiyorum ki sadece kendi geleceğim adına değil, Ülkem ve milletimin geleceği adına atıyorum. Attığım adımın ne denli zor ve mücadele gerektirir nitelik taşıdığının bilincinde olduğum kadar, bu milletin genç bir evladının taşıması gereken sorumluluğunun da farkındayım. 
Mustafa Kemal Atatürk`ün gençliğe hitabesini hatırlamakta zorluk çekmiyorum örneğin, Türk gençliğinin birinci vazifesinin; Türk istiklâlinin, Türk Cumhuriyetinin, ilelebet, muhafaza ve müdafaa edilmesi olduğunu çok iyi biliyorum. Ülkemizin varlığının devamının ise ancak sürekli yenilenen, halkına kulak veren, reform odaklı çalışan, vicdan sahibi bir siyaset anlayışı ile mümkün olduğunun idrakindeyim.

Ben bir Anadolu çocuğu olarak dünyaya geldim. Ne makam sahibi bir aile ne de parasal bir servete merhaba dedim, ben Rize`li muhafazakar bir ailenin beş çocuğundan biri olarak dünyaya gözlerimi açtım. Ben işte bu yüzden, madde aleminin göze hoş gelen o aldatıcı ve büyüleyici gösterişinden uzakta, mana aleminin, görünmeyen gerçek güzelliklerin; dostlukların, samimiyetin, vefanın, sıcacık tebessümün, toplum için, geçmişin alın terini geleceğin hayalleriyle birleştirmek için kendini feda etmenin o eşsiz güzelliğinin ve değerinin farkına varabildim.

Yaşamımın her anında; çalışmak zorunda olduğu için okulu bırakmak zorunda kalan arkadaşımın gözlerinde, 15 yıl öncesine kadar devletin varlığından dahi haberdar olmadığı kimsesizin gözyaşında, uzak oluşu nedeniyle her gün evimden üniversiteme gidene kadar geçirdiğim o saatlerde idrak ettim Anadolu`nun değişmesi gereken kaderini. Ben, unutulmuş insanımızın, ‘ben varım’ diye haykırabilmesini diledim, yeniden ve daha güçlü bir millet olabilmemizi, dayanışabilmeyi, şaha kalkabilmeyi ve her vatandaşmızdan  gönülden bir ‘Allah razı olsun’ sözünü işitebilmeyi diledim.

Ben gönülden bir duaya razı ve muhtaç Sabire Meltem Banko… Büyüklerim, nur yüzlü anneannem ve dedem başta olmak üzere, kalbini Allah`a teslim etmiş nice gönül ehlinin duası ile adım attım şu dünyaya. Evet, temizliğini ve duruluğunu kaybetmeden ilerliyorum yoluma ve daha güçlü adımlarla, daha da inançlı. Her nereden gelirse gelsin aldırmıyorum kararan kalplerden gelen karanlık el ve sözlere, sadece bekliyorum, sadece sabrediyorum…

Değerli okuyucularım, ister pozitif ister negatif olsun, eleştiri düzeninin bir milletin kaderi olmaktan çıkması gerektiğine inanıyorum. Eleştirinin sınırını belirlemek değil gayem, yalnızca şu ki adım atmaya yeltenen her vatandaşın eleştiri yağmuruna tutulduğu bir millet hayal etmiyorum ben. Bu vesileyle, milletimizin ufkunu ve geleceğini aydınlatacak nice genç kadının siyasetten geri durduğunu da hatırlatmak istiyorum. Hakkımda ileri sürülen eleştirilerin ise beni daha fazla çalışmaya sevk ettiğini belirtmek ve aday olduğum Parti`nin başarısı için daha fazla ter dökmemi gerektirdiğine vesile olduğunu ifade etmek istiyorum. 

Saygıdeğer büyüklerim ve sevgili küçüklerim, Türkiye`mizin aydınlık yarınlara ulaşması için uzun yıllardır emek veren bir siyasi partiye karşı sürdürülen eleştirilerin dozunun ve Parti ile aynı yolda yürümek isteyenlere karşı uygulanan yıldırma politikasının titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum. 

Ben, gururdan ve sahtelikten uzaktaki aday adayı Sabire Meltem Banko, nice sözler var ve nice haykırışlar bizleri daha da aydınlığa taşıyabilecek, bu ses elbette Anadolu insanından çıkacak, sahte köşklerde yaşayanlardan değil. Ben ve bizle aynı yolda Yaradan`ın izniyle toplanan insanımız sadece ve sadece tarihimizden aldığımız güçle, hayırlarda yarışan bir millet oluşturmak, hiçbir zaman unutulmayacak yüksek bir medeniyet inşa etmek amacındayız, bizle bir koltuk kapma sevdasında değiliz.

Bizler Yüce Rabbimizin sıradan ve aciz kulları, yardım ve desteği sadece O`ndan diler ve sadece O`na sığınırız, kimseye saldırmayız ve kimseye de kin gütmeyiz, çünkü bizler biliriz ki bizi Yaratan Tek`tir, yolumuzu da yalnız O çizecektir:

Bir anne çocuğuna: "Geceleyin mezarlıkta yahut da korkulu bir yerden geçerken gözüne bir hayal görünürse sakın korkma. Yüreğini sağlam tut, üstüne saldır. O zaman onun kaçtığını göreceksin." diye söyler. Çocuk ise annesine şu temel gerçegi ifade ediverir: 

”Sevgili anneciğim güzel söylüyorsun da ya o hayaletin annesi de senin söylediklerini ona söylemişse, ben ona saldırınca o da gırtlağıma sarılırsa ben o zaman ne yapacağım." 

Bu küçük hikayeyle noktalarken istisnai nitelikteki yazımı, attığımız bu küçücük adımın bizlerle birlikte olanların desteği ile büyüyeceğine olan tam inancımla, her şeyin gönlümüze göre olmasını temenni ediyor ve saygılarımı sunuyorum...

Av. Sabire Meltem BANKO

(Bu köşe yazısı, sayın  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)