1) Limited şirket ortak ve müdürlerinin  SGK prim borçları  ve idari para cezalarda sorumlulukları nedir?

5510 sayılı yasaya göre Limited şirketlerde SGK prim borçları, gecikme zamları ve idari para cezaları  konusunda  öncelikle şirket tüzel kişiliği  SGK kurumuna karşı sorumludur. Eğer, şirket  tüzel kişiliği bu  prim borçları ve  gecikme zamlarını  ve ayrıca İPC’leri ödemeyecek durumda ise; başka bir ifade ile şirket borca batık ise bu durumda  şirketi temsil ve ilzama  yetkili kanuni temsilci yani müdür sorumludur.   Bütün bunlara rağmen  prim aslı  ve gecikme zamları  tahsil edilemediği takdirde şirket ortakları  koydukları sermaye  payı kadar toplam borçtan sorumludurlar.  Aynı uygulama  vergi ve vergi cezaları için de geçerlidir. (Bkz.  6183 sayılı kanun mük. md. 35)

Diğer yandan, yetkinin yönetim kurulu üyelerinden  veya  şirket müdürü olarak  ortak dışı bir kişi görevlendirilmiş ise bu durumda  TTK md.317, 319 hükmü  gereği  kendisine yetki verilen kişi sorumlu olacaktır.  Hatta bu kişi  temsil yetkisinin, şirkette pay sahibi bulunmayan müdürlere de bırakılması olanaklıdır. (Bkz. TTK md.540).  

2) Limited şirketten ayrılan ortağın  vergi ve sigorta borcundan dolayı sorumluluğu nedir?

Limited şirketten pay devri yaparak ayrılan ortak müdür değilse  birinci planda amme borçlarından dolayı sorumluluğu bulunmamaktadır.  Şirkette  müdür olarak geçen süreler varsa  bu dönem için sorumluluk devam eder.  Pay devrinin  noterden yapılması, deftere işlenmesi ve tescil-ilanı  zorunludur.  Aksi  takdirde bu  pay devri hüküm ifade etmez.  Aynı kural anonim şirketler için de geçerlidir.      
 
3) Limited şirket ortakları şirketin ödenmemiş amme borçlarından sorumlumudur?

Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. (6183 sayılı yasa md.35 ve mük md.35). 

4) Başkasının fiilleri  dolayısıyla  sorumluluk:

Kimi zaman  satın aldığınız bir malın  fatura bedelini KDV dahil mal  bedeli ile beraber  ödemiş olabilirsiniz. Ancak,  ödenen bu   toplam tutar  bazen  karşı taraf tarafından faturanın KDV’si maliyeye beyan edilmemiş ise, siz  bu KDV’yi tekrar ödemek zorunda kalabilirsiniz.  Bu  konuda mali idarenin yaklaşımı çok farklıdır.  Yargı aşamasında  bunu  ispat ederseniz KDV ödemekten kurtulabilirsiniz.  Ancak mali  idare  vergi yargısı  gibi düşünmemekte, müteselsil sorumluluk  çerçevesinde aynı  KDV’yi  bir de sizden talep  etmektedir. 

5) Vergide zamanaşımı 5 yıldır:

Vergide tarh zamanaşımı 5 yıldır.  Vergide yine tahsil zamanaşımı ise, 5 yıldır. Tarh zamanaşımı vergi alacağının miktar olarak tespiti ile ilgili süredir. Tahsil zamanaşımı ise, vergi alacağının doğduğu yıldan sonra başlayan 5 yıllık  süreçtir.  Fakat uygulamada vergi idaresi  bu  zamanaşımını  hiçbir şekilde  dikkate almadan   işlem yapmaktadır. 

6) Borçlu olduğunuz firmaya  ödeyeceğiniz paralar bazen  bu  şirketin vergi dairesine ödenmesi sizden  talep edilebilir:

6183 sayılı yasanın  79. maddesine göre herhangi bir firmaya ödeyeceğiniz borcu  bu  firmanın bağlı olduğu  vergi dairesi sizden  talep edebilir. Bu  uygulama: amme alacağının 3. şahıslardan tahsili anlamını taşır. Size,  İHB2 adı  altında bir haciz bildirimi tebliğ edilir. Sizin ödeyeceğiniz parayı alacaklı firmanın  vergi dairesine ödemeniz istenir. Bu gibi durumlarda mutlak surette 7 gün içerisinde bu  haciz bildirimine cevap vermenizi öneririz. Aksi takdirde borç sizde kalmış olur. 

7) Limited şirket ortakları hisse devri yaptığında amme alacağından kim sorumludur?

Ortağın şirketteki sermaye hissesini devretmesi halinde, hisseyi devreden ve devralan şahıslar, devir öncesine ait ve vadesi devir tarihi itibarıyla geçmiş olan amme alacaklarının ödenmesinden,  müteselsilen sorumlu tutulur. Ancak  bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.  Vergi idaresi pay devri yapan  ortağı  ve devir alan  yeni ortağı  aynı anda sorumlu  tutmaktadır.  Ancak bu uygulama yargı kararları ile  iptal edilmektedir.  

Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden,  müteselsilen sorumlu tutulur.

8) Limited  şirket ortaklarının hisselerini devrettiği nasıl  kanıtlanır?

Limited şirket ortaklarının hisselerinin devri için bu işlemin ticaret sicilinde tescil ve ilanı esas olmakla birlikte, tescil ve ilanın yapılmaması halinde, hisse devrine ilişkin noter devir sözleşmesinin ve bu hisse devrinin ortaklar kurulu kararıyla uygun bulunduğunun pay defterine kaydedilmiş olması halinde de hisse devredilebilmektedir. Hisse devirleri, ya ticaret sicili gazetesi ile ya da noter satış sözleşmesi ve ortaklar kurulu kararının ibrazı ile belgelendirilir.

9) Limited şirketlerde kanuni temsilci kimdir ve şirketin ödenmemiş borçlarından sorumluluğu nedir?

Limited şirketlerde aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve mecburdurlar. Böyle bir durumda ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatına haiz olacaklarından, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulurlar. Ancak şirket işlerini idare ve şirketi temsile yetki verilmiş bir kişi (ortak) bulunması halinde, kanuni temsilci olan bu ortak amme alacağının tamamından sorumlu olacaktır.

10) Anonim şirketlerde kanuni temsilciler kimlerdir?

Anonim şirketin kanuni temsilcisi idare meclisi, diğer bir ifade ile yönetim kuruludur. Yönetim kuruluna ait olan şirketi temsil ve idare yetkisi, esas sözleşme ile yönetim kurulu üyelerinden en az biri veya birden fazlasına veya esas sözleşmede genel kurula veya yönetim kuruluna verilecek yetki ile yönetim kurulu üyesi olmaları şartıyla murahhas üyelere veya şirkette pay sahibi olmasalar bile sorumlu müdürlere devredilebilir.

11) Anonim şirketlerin kanuni temsilcileri için ticaret sicilinde tescil gerekli mi?

İdare meclisinin şirketi temsile yetkili kimseleri tescil edilmek üzere ticaret siciline bildirmesi, temsil yetkisine ilişkin kararın noterlikçe tasdik edilmiş suretinin de sicil memuruna verilmesi şarttır.

Buna göre;

a) Temsil yetkisine ilişkin noter tasdikli yetkili organ (yönetim kurulu veya genel kurul) kararı,
b) Şirketi temsil yetkisi verilen kişilerin kimler olduğu,
hususlarının ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmiş olması gerekmektedir. Bu tescil, ilan tarihinden itibaren hüküm ifade eder.

12) Anonim şirketlerde kanuni temsilcilerin yetkileri sınırlandırılabilir mi?

Şirketi temsile yetkili olanların şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan tüm işleri ve tüm hukuki işlemleri şirket adına yapmaları gerekir. Bu
yetki kapsam olarak sınırlandırılamaz.

13) Anonim şirketlerin ödenmemiş amme borcundan kim sorumludur?

Amme alacağının tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde; kanuni temsilciler şirketin ödenmemiş borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Şirketi temsil yetkisi murahhas üye veya üyeler ile şirkette pay sahibi olmayan sorumlu müdürlere bırakılmış ise, amme alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilir.

Temsil yetkisi murahhas üyelere veya pay sahibi olmayan müdürlere bırakılmamış ise, yönetim kurulu üyeleri kanuni temsilci sıfatını taşımaktadırlar ve amme alacağının ödenmesinden yönetim kurulu üyeleri şahsi mal varlıklarıyla sorumludurlar.

14) Anonim şirketlerin ortakları şirketin amme borçlarından sorumlumudur?

Anonim şirketlerin ortaklarının, anonim şirketlerin ödenmemiş amme borçlarından sorumlu tutulacağına ilişkin herhangi bir kanuni düzenleme bulunmadığından, bu ortakların şirketlerin ödenmemiş amme borçlarından sorumluluğu bulunmamaktadır.

15) Hangi hallerde, limited şirketlerin ortakları ve kanuni temsilcileri ile anonim şirketlerin kanuni temsilcilerinden şirkete ait amme alacakları takip edilir?

a) Şirketin haczedilen mal varlığının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan değerlemesi sonucu, tespit edilen değerlerinin amme alacağını karşılamaması veya bu malların  satışının yapılmasına rağmen amme alacağının tamamen tahsil edilememiş olması,
b) Şirketin haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması,
c) Şirketin iflasının istenmiş veya iflasının açılmış olması hallerinde amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması,
d) Borçlu şirketin yapılan araştırmalara rağmen bulunamaması,

hallerinde amme alacağının limited şirket ortakları ve kanuni temsilcileri ile anonim şirketlerin kanuni temsilcilerinin şahsi mal varlığından takip ve tahsiline gidilir.

16) Şirket yöneticileri zaman-ı idare hesabı ile sorumludur:

Şirketlerde yönetim kurulu  başkanları, üyeler, Limited şirketlerde ise kanuni temsilciler kural olarak  ortak  veya yönetici ortak veya yöneticilik  sıfatının   devam ettiği dönemle  sınırlı olarak  sorumludurlar.  Başka bir ifade ile,  yalnızca kendi zaman-ı  idaresinde ortaya çıkan  veya  kendi zaman-ı idaresi ile ilgili  daha sonra ortaya çıkan   vergi ve cezalar  nedeniyle sorumlu  tutulabilecektir.  Ortaklığa giriş ve çıkışları mutlak surette ticaret  sicil gazetesinde tescil ve ilanı  zorunludur. 

17) SMMM’ler veya YMM’lerin  mükelleflerle beraber sorumluluğu:

3568 sayılı  yasaya göre SMMM’ler imzaladıkları  vergi  beyannameleri kapsamında veya  müşterilerinin  defterlerini tuttukları dönemlerle ilgili vergi dairesine karşı sorumludurlar. Aynı biçimde YMM’lerde  tasdik yaptıkları konularla ilgili ortaya çıkabilecek vergi ziyaından  dolayı maliye idaresine karşı müteselsilen sorumludurlar.  Müteselsil  sorumluluk kapsamında vergi idaresine, vergi veya ceza ödeyen YMM veya SMMM haksız ödediğini düşündüğü  kısım için mükelleften talepte bulunabilir.  Biz buna SMMM veya YMM’nin rücu olanağı  diyoruz. 

18) Ortakların,  ortağı oldukları  şirkete olan borçları nedeniyle sorumlulukları nedir?

Şirket  yönetici  veya ortaklarının, şirkete borçları  varsa, alacaklı vergi dairesi  bu yöneticiler ve ortaklar nezdinde de takibe geçebilir.  Böyle  bir takip için kusur, kanuni ödevlerini yerine getirmiş olma veya  alacağın şirket  mal varlığından  tahsil edilememiş olması  vs. şartlar  aranmayacak, doğrudan doğruya takibata geçilebilecektir.    

19) Tasfiye sürecinde sorumluluk:

Şirketlerin tasfiye ediliyor veya edilmiş olması kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş  tarihinden önceki dönemlere ait sorumluluklarını  ortadan  kaldırmaz.  Tasfiye memurları  tasfiye döneminde doğan  vergi ve benzeri mükellefiyetlerden ilk  planda sorumludur.   Vergi yükümlülüklerini yerine getirmeden alacaklara ödeme veya ortaklara  paylaştırma yapamazlar. 

20) Kanuni defterlerin 5 yıl  saklanması:

Şirkete ait  lüzumlu kanuni  defterler zamanaşımı  süresi içerisinde yani 5 yıl  saklanması  zorunludur.  Bazı hallerde bu  defterler kaybolabilir. Bu gibi durumlarda mutlak surette mahkemeden “zayi kararı” alınması  zorunludur.  Zarar mahsubu, KDV devri, yatırım indirimi vs. durumlar varsa devreden yılların ilişkili olduğu defter ve belgelerin de 5 yıl geçse bile saklanması  şarttır.  Bu  gibi hallerde iddia ettiğiniz durumu ispat için kanuni defterlerinizi 5 yıldan daha fazla saklamanız gereklidir. Kanuni  defterlerin denil vasfı kazanabilmesi  için her sene o  seneyi izleyen yılın mart  ayı  sonuna kadar ara vize tasdiki zorunludur.   


(Bu köşe yazısı, sayın Av. N. Gaye ALPASLAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)