İşte Hayati Yazıcı'nın açıklamaları:

Gündemimizde af söz konusu değil. MHP geçen seçim öncesi beyannamesinde bu konuları gündemine almış. O günden bu yana uygun bulduğu zamanlarda bu konuyu dile getirdi. Gerekçelerini oluşturdu ve somut şekile dönüştürdü ve Meclis'e sundular. Ben de bunu okudum değerlendirdim. İçeriği itibariyle bir af değil. Af düzenlemesi değil. Cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluların bunların da bir tasnif yapmak suretiyle belli nitelikteki suçları kapsam dışı bırakmak suretiyle infazlarına ilişkin düzenleme içeren bir kanun teklifi. 

Bu teklif niteliği itibariyle af değil derken, biz "gündemimizde af yok demiştik şimdi bu da af olmadığına göre gündemimize mi girdi" haliyle gündemimize girmiş. Meclis'e getirmiş. Bunu görmezden gelmemiz mümkün değil. Cumhur ittifakı içerisinde yer almış partinin getirdiği teklif. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübeler, var olmanın temeli olan adalet algısını gözetmek suretiyle, vatandaş nezdinde oluşacak algıyı dikkate almak, çok yoğun bir şekilde terörle mücadele ederken bu ortamın özelliklerini gözetmek suretiyle MHP'nin 7 maddeden oluşan teklifini irdeliyoruz. Cumhurbaşkanı döndüğünde bu konuyu daha somut bir şekilde ele alacağız. Teklif üzerinde biz çalışmalar yapıyoruz. 

Kamuoyunda algı var. Teklif kim ya da kimler için? Niye 5 yıl iniyor? Teklifin gerekçesinde izah edilmeye çalışılmış ama teklifle ilgili çok derin bir analiz yapmadan...Gerekçelere saygı duyarım ama bu gerekçeler bu teklifin Meclis'ten geçirilmesini mutlaka haklı hale getiren gerekçeler olduğu görüşüne katılamam. Bu süreçte FETÖ'cü hakim ve savcıların yargısal faaliyetler çerçevesinde oluşturdukları hükümler sonucu cezaevinde kalanlardan söz edilmesinin bir gerçeklik payı var ama bunu nasıl ayırt edeceksiniz? Bu durumda haksız yargıdan söz edilir, haksız yargılamayı giderecek mekanizmalar var. 

Şayet FETÖ yargılaması sonucu oluşmuş mağduriyetleri önlemeyi de bu teklif amaçlıyorsa bu teklifin düzenleme ve içeriği itibariyle, bu teklifte 5'er yıl indirim yapalması öngörülüyor. Belli bir deneme süresi var. O süre içerisinde kişi herhangi bir kasıtlı suç işlerse tekrar infaza devam ediliyor. O zaman haksız yargılama, hüküm söz konusu değil demek ki. Kaldığı yerden devam edecek, o zaman siz onu muhkem bir mahkeme kararı olarak zaten bu sistem içerisinde kabul ediyorsunuz. Bunları çok bağdaşık bulmuyorum. 

Bu çok karmaşık bir konu. Bunu çok iyi irdelememiz gerekir. Hiçbir hesap içerisinde olmadan, toplumu nasıl etkiler, suçla mücadeleyi nasıl etkiler, yargılamayı nasıl etkiler, adalet algısını nasıl etkiler, bütün bu alanları dikkate almak suretiyle hasbi olarak bu konuyu irdelemeliyiz. 

Bu konuyla ilgili en önemli çalışmayı Adalet Bakanlığı yapacak. Biz de AK Parti olarak elbette ki bu konuyu gündeme alıp inceleyecek ve görüşümüzü kamuoyu ile paylaşacağız. "Bu tamam ne güzeldir" dememiz mümkün değil. "Kötüdür kesinlikle böyle bir şey olmaz" dememiz de doğru değil. 

Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; af, cezada indirim, infaz iyileştirmesi, devlete karşı işlenen suçlarda devlet yapar. Bir vatandaşa karşı suç işleyen faili devlet nasıl affetsin? Kaldı ki, bu yeni sistem değişimiyle bu düzenlemeyi gerekçeklendirmek çok gerçekçi değil diye düşünüyorum. Genelde dünyada da çok azdır bu genel af, rejim değişikliklerinde olur. Türkiye'de böyle bir şey söz konusu değil. Bizim 16 Nisan'da gerçekleştirdiğimiz değişiklik bir hükümet modeli değişikliğidir. Türkiye'nin rejimi bellidir.