Savcıların kura töreninde konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Darbeye karşı en büyük darbeyi yargıçlar vurdu. Yargıçlar ezber bozdu. Marifet, bugün konuşmak değil; marifet, 17 Aralık'ta adam gibi durup, adam gibi konuşmaktı. O gün, konuşan var mıydı? Şimdi herkes kılıcı eline almış. 'Şu FETÖ'cü, bu FETÖ'cü' diye kesmeye bakıyor. 'FETÖ'cü' diye kesmeye kalktıkları, 17-25 Aralık'ta ve sonrasında FETÖ'cülere karşı en önde mücadele eden insanlar. HSYK tüm hakim ve savcılarla incelemesini bitirdi" dedi. 

Hakim ve savcılara sosyal medya uyarısında da bulanan Bakan Bozdağ,"Ben kendim 7/24 bana söven birisinin önüne dosyamın gitmesini istemem. Sosyal medya denen canavarı kullanmayın" dedi.

Adalet Bakanı BEKİR BOZDAĞ, Beştepe Millet Kongre Merkezi'nde düzenlenen '20. dönem adli yargı ve Cumhuriyet savcıları kura törenine' katıldı. "15 Temmuz gecesi HSYK bu terör örgütüne Türkiye adına millet adına bu örgüte en büyük darbeyi vurmuştur" diyen Bozdağ'ın konuşmasının satır başları şöyle: 

Şimdi FETÖ hakkında ağzını açıp konuşan bir sürü insan görüyorsunuz; medyada, siyasette, her yerde. Marifet bugün konuşmak değil; marifet 17 Aralık'ta adam gibi durup, adam gibi konuşmaktı. O gün konuşan var mıydı? Şimdi herkes kılıcı eline almış. 'Şu FETÖ'cü, bu FETÖ'cü' diye kesmeye bakıyor. 'FETÖ'cü' diye kesmeye kalktıkları, 17-25 Aralık'ta ve sonrasında FETÖ'cülere karşı en önde mücadele eden insanlar. İşte HSYK üyelerimiz, bu anlamda gerçekten Fetullahçı Terör Örgütüne karşı Türkiye'de gerçeği doğru zamanda gören ve bu çerçevede adımlar atan çok önemli kararlarına altına imza attılar Onun için HSYK ve yargı mensuplarımızı bir kez daha kutluyorum. Pek çok kişinin nasıl bir pozisyon alayım diye kafa yorduğu vakitlerde pozisyonunu demokrasiden yana Türk yargısı ve onun idari kurulu HSYK koymuştur. Yakalanan sıkıyoönetim komutanlarına darbeye karşıyı hukuk yoluyla en büyük darbe vurulmuştur. Adeta nefesleri kesilmiştir. Sonucu ölüm dahi olan sonucu göze almışlardır. O nedenle ben yargı görevi yapan herkese demokrasimize sahip çıktıkları için buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Yargı ezber bozmuştur. Türkiye'de Türk yargısı ilk defa ezber bozmuştur. Allah hepsinden razı olsun.FETÖ'yle ilk mücadeleye başlayan yer Türk yargısıdır. 

TAMAMI İNCELENDİ 

Türk yargısı içerisinde 4 bini aşkın FETÖ ile irtibatı nedeniyle meslekten uzaklaştırılan hakim ve savcı var. Şu anda incelenmedik hakim ve savcı kalmadı. Elbette ki bu örgütün yapısı nedeniyle bundan sonra başka incelemeler olmaz, deme imkanı yok. Karşımızda çok farklı bir terör örgütü var. DEAŞ'ın teröristleri ile bunların ne farkı var? Öldürdükleri cennete gidecekmiş! Beyinleri yıkamış kainatın alçağı. Türkiye aleyhine çalışsınlar diye oluk oluk para harcıyorlar. Nice anaları ağlattılar. Şimdi başka istihbarat örgütleri ile Türkiye aleyhine çalışmak için kol kola çalışıyorlar. Tek istedikleri Türkiye'nin suçlanması. FETÖ, gizlilik, takiyye, aldatmayı ilke edinmiş, omurgasız ve karaktersizlerden oluşan bir örgüt. FETÖ her türlü haksızlığı, yalanı iftiratı Allah rızasını umarak yapan bir terör örgütü. 

SOSYAL MEDYA UYARISI

Sizin belli konulardaki kanaatlerinizi öğrendikten sonra davalarınızın size gelmesinden endişe duyarlar. Sosyal medya denen canavarı kullanmayın.Sosyal medyada çalakalem her konuda yazıp siyasal tartışmalarda taraf olmak size güç katmaz,  sizi zayıflatır.

"BENİ SÖVEN BİRİSİNİN ÖNÜNE DOSYAMIN GİTMESİNİ İSTEMEM"

Ben kendim 7/24 beni söven birisinin önüne dosyamın gitmesini istemem. Bakıyorsunuz durmadan çakıyor. Sosyal medya denen yolu, yöntemi lütfen dikkatle kullanın ve siyasal şeylerin içerisinde sosyal medya üzerinden girmeyin. Adaleti korumak için girmeyin. Milletin yargıya, yargı görevi yapanlara olan güveninin zedelememek için girmeyin. Maalesef çok da büyük yanlış anlaşılmalara yol açıyor.

'YARGI ÜZERİNDE HESABI OLANLAN BUNU YAPIYOR'

Hakimlerimizin savcılarımızın, medyada, sosyal medyada ve başka alanlarda konuşmaları yargıya fazla bir saygınlık kazandırmıyor. Yargıyı yıpratmak için bugün çok büyük kampanyalar yürütülüyor. Hem siyaset yapıyor bunu hem medya yapıyor bunu hem de Türk yargısı üzerinde hesabı olanlar bunu yapıyor. Yatıyor, kalkıyor hakimlere, savcılara saldırıyorlar. Niye yapıyorlar? İstedikleri gibi karar çıkmadığı için yapıyorlar. İstedikleri gibi iddianamede tanzim edilmediği için yapıyorlar. Eğer istedikleri gibi bir iddianame çıkar, bir karar çıkarsa da onları 'Ankara'da hakimler, savcılar var' diye kutsuyorlar. Bu, çarpıklıktan da Türkiye'nin çıkması lazım. Karar lehimize olur, aleyhimize olur. İddianame lehimize olur, aleyhimize olur. Hakim ve savcının tarafsızlığını ve bağımsızlığını ölçen şey, bunların anayasa, kanun, hukuk ve dosya kapsamına uygun olup olmadığıyla ilgilidir. Tarafsız, bağımsız hareket edip etmediği ile ilgilidir. Kimse işin o tarafında değil. Her gün hakimler ve savcılar üzerinde böylesi baskılar kurulunca biz yargı üzerinde oluşan bu kötü algıyı nasıl değiştireceğiz? Herkesin burada üzerine düşeni yapması lazım.
  
KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ 
Buradan medyaya da çağrıda bulunuyorum. Yargı üzerine konuşan herkese de çağrıda bulunuyorum. Lütfen, değerlendirmelerimizi yaparken insafı elden bırakmayalım. Biz demiyoruz ki, 'yargı eleştirilmesin, kararlar eleştirilmesin, yargıçlar, savcılar verdikleri kararlar eleştirilmez, dokunulmaz' demiyoruz. Elbette eleştirilecektir. Hak ettiği eleştiri neyse o mutlaka yapılacaktır ama bunu yaparken de insaf ölçüsünü, hakkaniyet ölçüsünü elden bırakmamak ve eleştiri sınırlarını aşmamak lazımdır. Ana muhalefet partisinin lideri YSK'nın başkan ve üyelerine ve kendi istediği gibi karar vermeyen herkese hakaretin alasını, suçlamanın alasını, iftiranın alasını yapıyor. Ondan sonra da çıkıyor, 'yargıya güven işte böyle' diye konuşuyor. Sen her gün yargının aleyhinde böyle konuşursan nasıl biz bunu ayağa kaldıracağız? Onun için de diyoruz ki herkesin sözlerine dikkat etmesi lazım ama yargıçlar herkesten daha çok dikkat etmesi lazım.