İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Bugün İzmir’e 'ben de varım' demeye geldim. İzmir sen de var mısın? 16 Nisan’da sandıkları evet ile patlatmaya var mısın?

Düşmanı İzmir’de denize döktüğümüz günden beri hamdolsun bu topraklar bir daha düşman postalıyla kirletilemedi.

Sadece 15 Temmuz'da böyle bir teşebbüs oldu. Onu da milletimizle yürek yüreğe ertesi gün akşam olmadan bertaraf ettik.

Biz bu toprakları masa başında cetvelle çizere değil kanlarımızla yoğurarak vatan yaptık.

'HADİ KİMİ DENİZE DÖKÜYORSUN GÖRELİM'

CHP’nin Konya milletvekili çıkmış, bazılarına dersini tam vermemiz lazım, '16 nisan’da evet verenleri İzmir’den denize dökeceklerini' söylüyor.
Bak işte burada şimdi evetçiler. Hadi gel. Hadi kimi denize döküyorsun görelim. 

Eski genel başkanı da ondan aşağı kalmamak için olsa gerek, 'hayır çıkarsa düşmanı İzmir’den denize dökmüş kadar sevineceklerini' söylüyor. Bu ne terbiyesizliktir. Hani demokrasi, hani özgürlük.

'HAYIR DİYENİ DE ANLAYIŞLA KARŞILIYORUZ'
 
Biz evet diyoruz. Ama biz hayır diyeni de anlayışla karşılıyoruz. Biz buyuz. Demokraside bizim farkımız bu. Ama bunlar hayatları boyunca demokrat olamadılar ki.

İşte şu andaki başkanları malum kasetle geldi. 7 defa seçim kaybetti şimdi sekizincisini kaybetmeye hazırlanıyor. İzmir, düşman denize dökülürken cayır cayır yanıyordu. Savaşın ardından İzmir küllerinden yeniden doğan bir şehirdir.


Türkiye demokratik bir ülke ve 16 Nisan’dan sonra demokrasisi daha güçlü bir ülke olacak. Evet veren de hayır veren de bizim için saygındır. Sen tutup bunu İzmir’in yaşadığı acılarla nasıl bir tutarsın.

'SEN OLMASAN CHP RAHATLAR, ÜLKE RAHATLAR'

'Ben olmasam ne anlatacaklar' diyor. Sen olmasan CHP rahatlar, ülke rahatlar. Ama seni anlatalım ki bu millet sandığa giderken oy zayiatı olmasın.

Devletimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in vasiyet ettiği gibi cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılmak istiyorsak bu değişimi gerçekleştirmek zorundayız. İzmir inanıyorum ki, 16 Nisan’da evet diyenleri buradan denize dökmek isteyenlere gereken ders verecek mi?

'ALNINI KARIŞLARLAR ALNINI'

Evet diyenleri denize dökmekten bahseden bu ahlaksız, terbiyesiz adamı neden sen kesin ihraç talebiyle disipline sevk etmiyorsun? Çünkü sen de aynı zihniyettesin. Hadi gel denize dök. Alnını karışlarlar alnını. Neyi döküyorsun? Haddini bileceksin. Edep denilen bir şey var ama bunlarda yok. Çünkü gelemiyorlar iktidara gelemeyecekler de. Biz bugün buradayız. Dün İstanbul’daydık. Bunun birkaç misli katılımla gerçekleştirdik. 

'GEREKİRSE MİLLETVEKİLİ İÇİN BEDELLİ ASKERLİK DÜZENLEMESİ YAPILIR'

Bizim için askerlik tabii ki kutsal. Bu ülkede bedelli askerlik yapanlar var mı var. Hiç askere gitmeden bedelini ödeyerek askerlik yapanlar da var. Milletvekilliği sıradan bir olay mı? Ben onu da kutsal görüyorum. Onun için de gerekirse bir bedelli düzenlemesi yaparız milletvekili bedelini ödemek suretiyle onu yapar.

'BUNLARIN BİRBİRİNDEN FARKI YOK'

Bir CHP’li Trabzon’da kendisini uyaran bir vatandaşıma 'çekil oradan it' diyor. Al birini vur öbürüne. Bunların birbirinden farkı yok. Sen bir polise vatandaşa nasıl 'it' dersin. Sen milletvekilisin. Ama bunlarda edep yok. 

Bir kadın bakanı arabaya mahkum ettiler. Hani kadın hakları? Bunlar 100 yıl önce bize hasta adam diyorlardı. Şimdi biliyorlar ki asıl hasta olan Avrupa. Avrupa’nın geleceği bizim oraya yerleşmiş vatandaşlarımızın dinamizmidir.

Avrupa tüm ümitlerini terör örgütlerine bağladı. Şimdi terör örgütlerinin de inlerine girdik mi? Bu ülkeyi bu çapulculara bırakmayacağız. Ey Kılıçdaroğlu bayrak diyorsun. Senin bayrak anlayışını Mardin’de gördük. Bayrağımızı orada sallandıramadın. Kork Allah’tan korkmayandan. Biz Allah’a sığındık yolumuza devam ediyoruz.

Kim hayır diyor. Kandil, İmralı, FETÖ. Bunlar hayır dediğine göre burada düşünmek gerekemez mi? Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Bunların arkadaşı bunlar.

'ŞİMDİ YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK'

Biz kendimizi asla Avrupa’nın dışında görmedik. Ama bunlar 54 yıl bizi AB’ye almadılar. Şimdi yeni bir dönem başlayacak. İşte 16 Nisan bu kararı gözden geçirmenin günüdür. Sorun Avrupa’nın bizi kendisinden görmek istememesidir.

Yarım asırdır oyaladıkları Türkiye’yi halen kapının önünde bekletiyorlar. Biz Avrupa ülkelerinin gönlü hoş olsun diye ülkemizi terör örgütlerine mi teslim edeceğiz. Ülkemizin bütünlüğünden mi vazgeçelim. Kusura bakma Türkiye yol geçen hanı değil. Siz teröristleri saklıyorsunuz.

'KILIÇDAROĞLU BAK YALAN SÖYLEME'

Diyor ki, 'Cumhurbaşkanı ve Başbakan 15 Temmuz darbe girişiminin üzerini örtmek istiyor.' Kılıçdaroğlu, bak yalan söyleme. Şu anda binlerce kişi cezaevlerinde. Bu darbecileri cezaevlerine sen mi tıkadın? Biz bunları emniyet güçlerimizle toparladık yargıya teslim ettik ve şu anda binlerce kişi cezaevlerinde. Süreç devam ediyor. Biz sen miyiz ya? Böyle garip bir adam bu adam. Fakat yalancının mumu 16 Nisan’a kadar yanar.