Cumhurbaşkanı Erdoğan, Manisa Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada idam cezasının Meclis'ten geçmemesi durumunda referanduma gidilebileceğinin sinyalini vererek şunları söyledi;

"Marmaris'te facetime'dan duyuruyu yaptığımda meydanlara döküldüğünüzde çok duygulandım.Siz göğsünüzü F-16'lara seferber ettiniz. Ben şuna inanıyorum, idam talebi parlamentoya gelecek. Temennim odur ki, parlamentodan geçtiği anda bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Fakat bir sıkıntı anayasa değişikliği gerektiriyor. İşte ayın 16'sı aynı zamanda bunun da bir cevabı olacaktır. Bunun için de bir referandum yolu açabiliriz. Bir referandum talebini şimdiden hatırlatıyorum.Gazi Mustafa Kemal ne diyor: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin dediğine neden uymuyorsun? Uymazsan uydurur bu millet! "

İşte o konuşmadan satır başları

"Manisa daha büyük hedeflere yürüyor. İstanbul, İzmir otoyolu aynı zamanda bir Manisa projesidir. 6,5 milyar dolarlık bu dev proje etap etap hizmete girmeye başladı. Sabuncubeli Tüneli ile Manisa bu otoyolu rahatlıkla kullanabilecek. İstanbul-İzmir 3 saat olacak. Efeler, yörükler, kardeşlerim. Manisa her dönemde bu coğrafyanın üreteni, düşünen beyni, savaşan kolu, yürüyen bacağı olmuştur. 

TÜRKİYE'NİN REJİM SORUNU 1923'DE BİTTİ

Türkiye 16 Nisan'da önemli bir tercihte bulunacak. Ne yapıyoruz? Yönetim sistemini değiştiriyoruz. Hani ana muhalefetin malum takıntıları var ya. Ne diyor; bunlar rejim değiştirecek diyorlar. Bu ülkenin rejim sorunu 1923'de bitti. Bizim şu anda yönetim sistemiyle sorunumuz var. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlığı birleştiriyor güçlü bir yürütme organı oluşturuyoruz. Bunlara 5 tane koyun ver kaybedip gelirler.

YALAN KONUŞMA! DOĞRU KONUŞ MECLİS'İ DAHA GÜÇLENDİRİYORUZ

Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkede 6 bin 100 km. bölünmüş yol yapıldı. Biz 14 senede 18 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Yol medeniyettir. Bu millet yatanı da görüyor, çalışanı da görüyor. 25 tane hava limanımız vardı. Şimdi 59 tane havalimanımız var. Ah kardeşlerim, işte 16 Nisan'da 'evet' bunların devamı demektir Bunlar medeniyet nedir anlamazlar. Şurada Beydağı Barajı'nı yaptığımızda bazıları bizimle dalga geçip 'olmaz' dediler. Bal gibi olur dedik. Yaptık mı, yaptık. Şimdi Meclis'in ve yargının görevini yeniden tanımlıyor, bu kurumları güçlendiyoruz. Ne diyor CHP? Bunlar Meclis'i kaldıracaklar diyor. Yalan konuşma! Doğru konuş! Tam aksine Meclis'in gücünü, denetim gücünü arttııyoruz. Cumhuriyetimizi daha güçlü bir demokrasi ve yönetimle taçlandırıyoruz.

İNANSAYDIK EN KÜÇÜK BİR ADIM ATMAZDIK

Mevcut sistemle Türkiye'nin hedefine ulaşabileceğini, eskiden beri yaşadığı sorunları çözeceğine inansaydık inanın anayasa değişikliği konusunda en küçük adım atmazdık. 14 yıldır bunu görüyoruz. Biz damdan düştük, neyin ne olduğunu biliyoruz. Başbakanım, göreve geldim. Merkez Bankası'na atama yapacağız. Yapacağımız atamada çok kaliteli, vasıfla bir arkadaşımı oraya getirmek istedim. TÜSİAD'da genel sekreterlik  bir isim. Yapmadı. "Sayın Cumhurbaşkanım neden?" dedim, "uygun değil" dedi. "Sayın Cumhurbaşkanım ekonomi ise ekonomi, paraysa para, uluslararası tecrübesi var" dedim. Yapmadı.

BİR CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN'A KİTAP FIRLATABİLİR Mİ?

Mehmet Şimşek'i önerdim. 'O da olmaz' dedi. 'Niye' dedim. 'Ben böyle uygun gördüm' dedi. "Bunun eşi başörtülü diye mi sanıyorsunuz?' dedim. "Sayın Cumhurbaşkanım Mehmet Bey'in eşi başörtülü değil; hatta ABD'lidir" dedim. Ona da 'hayır' dedi. Maalesef ikisi de olmadı. Sonra Merkez Bankası içinden bir arkadaşı oranın başına getirdik. Zihniyet uymuyor. İlla aynı yerden gelecek. İdeolojik bakıyor. Bu zihniyet, kendi zihniyetinde olduğu halde rahmetli Ecevit'e kitap fırlattı. Yahu böyle bir şey olabilri mi? Cumhurbaşkanı Başbakanına kitap fırlatacak? Böyle bir anlayış olabilir mi? Biz sayın Gül'le anlaşmazlık yaşamadık. Eksikler yanlışlar olsa da aramızda düzeltiyoruz. Çünkü aynı ekolden geldik.

İSTİKRARIN TEMİNATI BİZZAT SİSTEM OLSUN İSTİYORUZ

Ekonomik krizler çıktığında, sosyal çalkantılar çıkınca zararı millet görüyor. Cumhurbaşkanı seçimleri çıkmaza girdi. Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar birbirine düştüğünde kaybeden yine millet oluyor. Kitapçık fırlatılınca ertesi gün kur yüzde 40'a fırladı. 1990'lı yılları hatırlıyorsunuz değil mi? 2003 yılına kadar bu ülkenin yaşadığı sıkıntıları bizzat gören arkadaşlarımız vardır. Birileri diyor ki, Türkiye'ni sorunun çözmek yerine niçin yönetim sistemini değiştiriyorsunuz. İstikrarın, güvenin teminatı şu veya bu kişi değil bizzat sistemin kendisi olsun diye anayasa değişikliği istiyoruz. Son 3-4 yıldır her cepheden ülkemize saldırılar var. Ekonomiden, medyaya, uluslararası kuruluşlara kadar her araç kullanılıyor. Mücadeleyi doğru yürütenlerle sürdürmek gerekiyor. Mevcut sistem dünkü Türkiye'nin dahi ihtiyaçlarını karşılamıyordu.

CHP'YE TEK ADAM CEVABI

14 yıldır sistemde sorun çıkmıyorsa bunun kerameti kendinden menkul değil ki. Biz bu sistemi sadece ve sadece milletimiz için istiyoruz. Tek adam  diyorsanız, tek adamcılık CHP'de var. CHP'nin il başkanları o ilin valisiydi. Gençler babalarınıza, dedelerinize sorun onlar söylesin. Tek particilik, tek adamcılık böyle götürdüler. Türkiye terör örgütleriyle mücadelesini daha güçlü sürdürebilsin diye yeni yönetimi istiyoruz. Bölgesinde ve dünyada daha etkin bir hale gelebilsin diye bunu istiyoruz. Dünyada en gelişmiş ülkelerin 52'si Başkanlık sistemiyle yönetiliyor.

16 NİSAN PARLAMENTONUN KAPILARINI GENÇLERE AÇMA GÜNÜDÜR

Gençler 16 Nisan sizin gününüz. Hani diyorlardı ya; çoluk çocuğa mı bırakacağız Türkiye'yi. İşte 16 Nisan'da siz onlara cevap vereceksiniz. Biz seçilme yaşını önce 25'e şimdide 18'e indiriyoruz. 18 seçme yaşı oluyor da neden seçilme olmasın. Dünyada var, Türkiye'de neden olmasın. Birçok ülkede dev şirketlerin 25 yaşında CEO'lar var. Birileri buna hayır diyor. Bu hayır diyenlerin karşısında durmaya var mıyız? Ben gencime güveniyorum, inanıyorum. Siz 15 Temmuz'da bunu ispatladınız. F-16'lar ölüm kusarken benim gencim kaçmadı. Tankların üzerine yürüdü. Helikopterlerin üzerine yürüdü. Çünkü hepsi vatan diyordu. Hepsi şehadet diyordu. Hepsi demokrasi diyordu. Gençlerine güvenmeyen bir ülke geleceğine güvenmiyor demektir. 

BU BİR MİLLİ BİRLİK SEFERBERLİĞİDİR

Ben huzurlarınızda AK Parti'nin sayın genel başkanına, MHP'nin sayın genel başkanına huzurunuzda teşekkür ediyorum. Her iki partinin Meclis'teki grubuna teşekkür ediyorum. Dik durdular, 339'u yakaladılar. Sayın genel başkanlar ve ekipleri yaptı.  AK Parti'ye gönül veren kardeşlerim, MHP'ye gönül veren kardeşlerim, CHP'ye gönül veren kardeşim, hatta ve hatta HDP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; bu milli birlik seferberliğidir, gelin birleşelim. Gelin 16 Nisan'da halledelim.

İDAM İÇİN REFERANDUMA GİDERİZ

Marmaris'te facetime'dan duyuruyu yaptığımda meydanlara döküldüğünüzde çok duygulandım. İlk işim İstanbul'a gelmek oldu. Halkımla bütünleştik ve oradan bütün operasyonu yönetmeye başladım. Anlamlı bir geceydi. Fazla sürmedi. 16-17 saatte ulaştık. Siz göğsünüzü F-16'lara seferber ettiniz. Ben şuna inanıyorum, idam talebi parlamentoya gelecek. Temennim odur ki, parlamentodan geçtiği anda bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Fakat bir sıkıntı anayasa değişikliği gerektiriyor. İşte ayın 16'sı aynı zamanda bunun da bir cevabı olacaktır. Bunun için de bir referandum yolu açabiliriz. Bir referandum talebini şimdiden hatırlatıyorum.

O DEVİR 16 NİSAN'DAN SONRA KAPANIYOR

İnşallah 16 Nisan'da Türkiye yepyeni bir sistemin sahibi olur. Hedeflediğimiz büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmek için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Kardeş olacağız. Siyasi hayatımız boyunca millete hakim olmak için değil bu millete hizmetkar olmak için varız. Bundan sonra da aynı anlayışla devam edeceğim. Cumhurbaşkanlığı seçimleri millete hizmetkâr olma seçimleri olacaktır. Kimin millete söyleyecek sözü, projesi, programı gücü varsa o Cumhurbaşkanı olacaktır. Makam sahibi olma devri 16 Nisan'dan sonra tamamen kapanıyor."