OHAL’in üç ay daha uzatılmasına ilişkin görüşmeler TBMM Genel Kurulunda tamamlandı. OHAL’i dördüncü defa uzatan Başbakanlık Tezkeresi, Genel Kurul’da yapılan oylamada kabul edildi. Böylece OHAL üç ay daha uzatıldı.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "15 Temmuz kalkışması esas itibarıyla küresel ölçekli bir projedir. O projenin realize edilmesinde içeride görev alan FETÖ de dahil olmak üzere hepsi birer piyon ve maşadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedefleyen küresel ölçekli bir projedir." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, OHAL'in 3 ay daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi görüşülüyor.

Canikli, görüşmeler sırasında Hükümet adına yaptığı konuşmada, OHAL'in, 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016'da uygulanmaya konulduğunu anımsatarak, doğal olarak OHAL'in bütün boyutlarıyla konuşulduğunu, tartışıldığını ve değerlendirildiğini söyledi. Böyle olması gerektiğini, doğrusunun da bu olduğunu vurgulayan Canikli, ama belki çok fazla detaylı bilgiye hakim olamamaktan kaynaklı zaman zaman, OHAL ilanı ve yürütülmesiyle ilgili amaç dışı değerlendirmelerin yapılabildiğini hatırlattı.

15 Temmuz sonrasında çok vahim ve karanlık bir olaylar zincirinin ve hedeflerin olduğunun görüldüğünü belirten Canikli, şöyle devam etti:

"15 Temmuz kalkışması esas itibarıyla küresel ölçekli bir projedir. O projenin realize edilmesinde içeride görev alan FETÖ de dahil olmak üzere hepsi birer piyon ve maşadır. Küresel ölçekli çok büyük bir projedir ve aslında silsile olarak son yıllarda hayata geçirilmeye çalışılan projelerin devamı mahiyetindedir, daha büyük boyutlu, daha sert olanıdır. Öyle tanımlamak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedefleyen küresel ölçekli bir projedir."

Canikli, 15 Temmuz'un hemen sonrasında Türkiye'nin tam bir yangın yerine döndüğünü, genel asayiş ve güvenliğin büyük oranda ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını bildirdi. Canikli, insanların, bütün toplumun can güvenliği dahil olmak üzere nizamın ve düzenin sürdürülmesi noktasında da çok ciddi bir olumsuz tablonun ortaya çıktığını belirtti.

OHAL uygulamasının böyle bir ortamda ilan edildiğine işaret eden Canikli, OHAL'in anayasal bir müessese ve uygulama olduğunu aktararak, "Böyle bir ortamda OHAL'in ilan edilmesi son derece doğaldır, gereklidir ve şarttır. 15 Temmuz sonrasında bütün şartlar fazlasıyla oluşmuştur." diye konuştu.

Bugüne kadar OHAL uygulamaları neticesinde özgürlük alanı daraltılan, temel hak ve hürriyetleri kullanılması sınırlandırılan, engellenen ve ertelenen hiçbir kişinin bulunmadığını belirten Canikli, hiçbir kimsenin bu anlamda olumsuz bir etkilenmeyle karşı karşıya kalmadığını ifade etti.

Canikli, daha önceki OHAL uygulamalarıyla son bir yıldır devam eden OHAL arasında dağlar kadar fark bulunduğuna dikkati çekerek, OHAL Kanunu'nun verdiği yetkilerin bir kısmını sayarak, bugüne kadar bir yıllık uygulama içerisinde bunlardan hiçbirinin kullanılmadığını, bu yönüyle bakıldığında şu andaki OHAL'in klasik anlamda bir olağanüstü hal uygulaması olmadığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Canikli, şu görüşlere yer verdi:

"O nedenle Başbakanımızın da ve diğer arkadaşlarımızın da 'OHAL'i esasında Hükümet kendisine ilan etti' cümlesi bu şekilde anlam kazanıyor ve hüküm ifade ediyor. Çünkü OHAL, esas itibarıyla bu özgürlüklük alanlarının daraltılması, kişilerin kullandıkları temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına imkan verdiği için geçmişte kullanılmıştır, uygulanmıştır, hayata geçirilmiştir. Ama bu dönemde bunların hiçbir tanesinde sınırlandırıcı, tahdit edici bir uygulama söz konusu olmamıştır. O nedenle rahatlıkla söyleyebiliyoruz. OHAL'i hiç kimse bu anlamda hissetmedi. Ne yaşam biçimi, ne düşünce itibarıyla bu özelliklerinden dolayı hiç kimseye ayrıcalıklı, farklı bir muamele söz konusu olmamıştır. Bir daraltma, engelleme, sınırlandırma söz konusu olmamıştır. Bunun aksini gösteren bir tane örnek yoktur. Genel uygulamalar çerçevesinde OHAL ilanından önce de uygulanan bir takım düzenlemeler, kararlar, kurallar söz konusudur. O çerçevede alınan kararlar, uygulamalar vardır. Ama onun dışında özel olarak son bir yıllık dönemde, OHAL ilanının başladığı dönemden bugün kadar bu anlamda herhangi bir daraltıcı düzenleme hayata geçirilmemiştir."

Türkiye yangın yerine döndüğü bir dönemde OHAL kararının alındığını hatırlatan Canikli, Türkiye'nin, dünyanın en kanlı 3 ayrı terör örgütüyle ve destekçileriyle aynı anda mücadele ettiğine dikkati çekti.

Canikli, "Dolayısıyla OHAL ilanı gerekliydi, şu anda da bu mücadele bitmemiştir. Çünkü saldırılar devam ediyor. Halen hem içeride, hem dışarıda bu terör örgütleriyle, dünyanın en kanlı 3 terör örgütüyle mücadele devam ediyor. Dolayısıyla OHAL'in ilanının şartlarının oluşumuyla ilgili hiçbir tereddüt söz konusu değildir." ifadesini kullandı.

OLAĞANÜSTÜ HAL DÖNEMİNDE HANGİ KARARLAR ALINABİLİR?

Olağanüstü hal, hükümete vatandaşların hak ve özgürlüklerini kısıtlayabilecek ek tedbirler alma hakkı sağlar. Bu tedbirler şunlar;

a) Sokağa çıkmayı sınırlamak veya yasaklamak,

b) Belli yerlerde veya belli saatlerde kişilerin dolaşmalarını ve toplanmalarını, araçların seyirlerini yasaklamak,

c) Kişilerin; üstünü, araçlarını, eşyalarını aratmak ve bulunacak suç eşyası ve delil niteliğinde olanlarına el koymak,

d) Olağanüstü hal ilan edilen bölge sakinleri ile bu bölgeye hariçten girecek kişiler için kimlik belirleyici belge taşıma mecburiyeti koymak,

e) Gazete, dergi, broşür, kitap, el ve duvar ilanı ve benzerlerinin basılmasını, çoğaltılmasını, yayımlanmasını ve dağıtılmasını, bunlardan olağanüstü hal bölgesi dışında basılmış veya çoğaltılmış olanların bölgeye sokulmasını ve

dağıtılmasını yasaklamak veya izne bağlamak; basılması ve neşri yasaklanan kitap, dergi, gazete, broşür, afiş ve benzeri matbuayı toplatmak,

f) Söz, yazı, resmi, film, plak, ses ve görüntü bantlarını ve sesle yapılan her türlü yayımı denetlemek, gerektiğinde kayıtlamak veya yasaklamak,

g) Hassasiyet taşıyan kamuya veya kişilere ait kuruluşlara ve bankalara, kendi iç güvenliklerini sağlamak için özel koruma tedbirleri aldırmak veya bunların artırılmasını istemek,

h) Her nevi sahne oyunlarını ve gösterilen filmleri denetlemek, gerektiğinde durdurmak veya yasaklamak, i) Ruhsatlı da olsa her nevi silah ve mermilerin taşınmasını veya naklini yasaklamak, j) Her türlü cephaneler, bombalar, tahrip maddeleri, patlayıcı maddeler, radyoaktif maddeler veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler ve boğucu gazlar veya benzeri maddelerin bulundurulmasını, hazırlanmasını, yapılmasını veya naklini izne bağlamak veya yasaklamak ve bunlar ile bunların hazırlanmasına veya yapılmasına yarayan eşya, alet veya araçların teslimini istemek veya toplatmak,

k) Kamu düzeni veya kamu güvenini bozabileceği kanısını uyandıran kişi ve toplulukların bölgeye girişini yasaklamak, bölge dışına çıkarmak veya bölge içerisinde belirli yerlere girmesini veya yerleşmesini yasaklamak,

l) Bölge dahilinde güvenliklerinin sağlanması gerekli görülen tesis veya teşekküllerin bulunduğu alanlara giriş ve çıkışı düzenlemek, kayıtlamak veya yasaklamak,

m) Kapalı ve açık yerlerde yapılacak toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamak, ertelemek, izne bağlamak veya toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılacağı yer ve zamanı tayin, tespit ve tahsis etmek, izne bağladığı her türlü toplantıyı izletmek, gözetim altında tutmak veya gerekiyorsa dağıtmak,

n) İşçinin isteği, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, sağlık sebepleri, normal emeklilik ve belirli süresinin bitişi nedeniyle hizmet aktinin sona ermesi veya feshi dışında kalan hallerde işçi çıkartmalarını işverenin de durumunu dikkate alarak üç aylık bir süreyi aşmamak kaydıyla izne bağlamak veya ertelemek,

o) Dernek faaliyetlerini; her dernek hakkında ayrı karar almak ve üç ayı geçmemek kaydıyla durdurmak.

OHAL NEDİR?

Olağanüstü hâl, 27 Ekim 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2935 sayılı Olağanüstü Hâl Kanunu kapsamında tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar, ağır ekonomik bunalım ve "anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması" olarak nitelendirilen durumlardır. Bu hâllerin bir veya birden fazlasının görülmesi durumunda cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulu'nun görüşünü de aldıktan sonra, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hâl ilan edebilir.Olağanüstü hâl (OHAL) , olağanüstü yönetim usullerinin uygulanmasını gerektiren doğal afet, tehlikeli salgın hastalık, ağır ekonomik bunalım, kamu düzenini ciddi biçimde bozan yaygın şiddet olayları gibi durumlar. Olağanüstü hâl rejimi yönetim makamlarının yetkisinin genişlemesi sonucunu yaratır. Belirli yaş aralıklarındaki vatandaşlar için çalışma yükümlülüğü, gerektiğinde para ve mal yükümlülüğü konulabilir. Olağanüstü hâl önlemlerinin ortak ve en tartışmalı yönleri ise yaygınlaştırılması ve genellikle bunlara karşı yargı yolunun kapalı olmasıdır.