Akşam Gazetesi'nden Ebru Toktar Çekiç'in haberine göre; TBMM Uzlaşma Komisyonu'nda yeni Anayasa'da "hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkı" maddelerinde uzlaşı sağlanarak, Ergenekon davalarını etkileyecek önemli bir karar alındı. Bu davalarda avukatların zaman zaman salon dışına çıkarılması nedeniyle yaşanan tartışmalar dikkate alınarak, "Silahların eşitliği" ifadesi ilk kez Anayasa'ya girdi. Varılan mutabakatla, "Yargılamanın her aşamasında iddia ve savunma makamları arasında silahların eşitliği esastır" maddesi hükme bağlanarak savcı ve avukatın eşit statüde olduğu belirtildi. Yine özellikle Ergenekon davaları sürecinde polemik yaratan "delil" meselesi de dikkate alınarak, "Hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez" hükmünde mutabakat sağlandı. Avukatlık mesleği ilk kez Anayasal güvenceye alındı.
 
TBMM Uzlaşma Komisyonu, önemli bir dönemeçten geçiyor. "Yargı" bölümünü müzakere etmeye başlayan komisyon, "Hak arama hürriyeti" ve "adil yargılanma maddelerinde" mutabakat sağladı.
 
"SUÇLAMAYLA İLGİLİ BELGELERİN TAMAMINA ULAŞMA HAKKI"
 
 Komisyonda, özellikle Ergenekon davalarında, "birçok sanığın halen ne ile suçlandığını bilmemesi", "avukatların sanıkla ilgili tüm belgelere ulaşamaması" gibi mevcut sorunlar dikkate alınarak, yeni Anayasa'da bu tartışmalara son vermek üzere şu hüküm üzerinde anlaşıldı:
 
 "Herkes, yetkili, bağımsız ve tarafsız mahkeme önünde, makul bir süre içinde adil yargılanma hakkına sahiptir. Kendisine suç isnad edilen herkes yöneltilen suçlamaların niteliği ve sebepleri hakkında en kısa zamanda ve ayrıntılı olarak haberdar edilme; savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve suçlamayla ilgili belgelerin tamamına ulaşma da dahil olmak üzere her türlü olanağı kullanma; davada hazır bulunma; kendisini bizzat ya da bir müdafi aracılığıyla savunma; tanık gösterme ve tanıkları sorguya çekme; mahkeme dilini anlayamadığı ya da konuşamadığı durumlarda bir çevirmenden yararlanma hakkına sahiptir."
 
SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ
 
Üzerinde mutabakat sağlanan hükümle avukat ve savcının eşit statüde olduğunun altı çizilirken, hukuk dışı elde edilen delillerin yok hükmünde sayılması için şu hükümlerin Anayasa'ya girmesi benimsendi:
 
 "Yargılamanın her aşamasında iddia ve savunma makamları arasında silahların eşitliği esastır. Hiç kimse tabii hâkiminden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi tabii hâkiminden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez."
 
BAROLARA VE AVUKATLARA ANAYASAL GÜVENCE
 
 Dört partinin üzerinde anlaştığı bir diğer madde ile yeni Anayasa'da avukatlık mesleği ve barolar Anayasal güvenceye alınırken, savunma hakkının en temel insan hakkı olduğu, avukatlığın kamu hizmeti niteliğinde olduğu vurgulandı. "Avukatlık Mesleği ve Barolar" başlıklı madde şu şekilde hükme bağlandı:
 
 "Savunma yargının kurucu öğelerindendir ve bağımsızdır.  Avukatlık, kamu hizmeti niteliğinde bir serbest meslektir. Avukatların görevlerinin gerektirdiği güvenceler kanunla sağlanır. Savunma açısından adil yargılama hakkının gerektirdiği güvenceler kanunla düzenlenir. Avukatlar üstlendikleri davalarda delil toplama yetkisine sahiptir. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Yabancı avukatlık kuruluşları, karşılıklılık ilkesine bağlı olarak, ancak yabancı hukuk ve milletlerarası hukuk konularında danışmanlık hizmeti verebilirler. Baroların seçimleri, yönetimleri ve çalışmaları demokratik ilkelere uygun olarak kanunla düzenlenir. Baroların mali ve idari özerkliğini zedeleyecek biçimde denetim yapılamaz. Barolar ve Türkiye Barolar Birliği'nin mali ve idari saydamlığına ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."