Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, "Kimsenin Yüksek Mahkeme olan Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından salt çoğunlukla seçilen Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine, Yüksek Seçim Kurulunun içine çöreklenmiş bir grup çete mensubu deme hakkı yoktur. Bu şekildeki hakaret içeren önceki ifadeleri nedeniyle ilgili hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurularında bulunulmuş, Başsavcılıkça düzenlenen fezlekenin Türkiye Büyük Millet Meclisine iletilmek üzere ilgili merciye gönderildiği öğrenilmiştir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 14 Şubat günü yayınlanan bir programda 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Halkoylamasına yönelik olarak; "Gayrimeşru bir referandum, Yüksek Seçim Kurulu kararıyla aldılar onu, yoksa biz kazandık. Demokrasiye inananlar kazandı. Hayır çıktı elbette. 51.2 hayır çıktı. Yüksek Seçim Kurulunun içine çöreklenmiş bir grup çete mensubu dediler ki hayır efendim buradan evet çıktı. O nedenle biz bunu meşru kabul etmiyoruz" açıklamalarının ardından YSK harekete geçerek Kılıçdaroğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

"Fezleke TBMM'ye gönderildi"

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven'in konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Seçim günü tutanaklar Yüksek Seçim Kuruluna geldiği anda eş zamanlı olarak siyasi partilerle paylaşılmıştır. Yüksek Seçim Kurulu görevi gereği seçmenlerin iradesini tespit etmiştir. Mükerrer seçmen ve sahte oy olduğu ileri sürülmemiştir. Bu şekilde yapılan seçimde siyasi partilerin temsilcileri tarafından sandık başında tutulan ve internet ortamında 80 milyon vatandaşın erişimine açılan tutanakların toplanması suretiyle sonuçlar ilan edilmiştir. Bu ilana göre sonuç yüzde 51.41 'evet', yüzde 48.59 'hayır' olarak kamuoyuna duyurulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzde 51.2 'hayır' çıktı ifadesinin tüm sandık sonuçları kesinleşmiş, açıklanmış ve kamuoyu ile paylaşılmış olmasına karşın, dayanaktan yoksun olduğu açıktır. Anılan oranı yansıtan sandık bazlı belgelerin kamuoyuna ve kurulumuza açıklanması gerekir. Hiçbir kayıt ve belge verilmeksizin böyle bir oran açıklaması da sorumlu bir davranış değildir. Kaldı ki sayım döküm işlerine yönelik olarak 167.072 sandıktan Yüksek Seçim Kuruluna sadece 63 itirazda bulunulmuştur. Hukuki tartışma ve tenkit hak olmakla birlikte, kimsenin Yüksek Mahkeme olan Yargıtay ve Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından salt çoğunlukla seçilen Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine, Yüksek Seçim Kurulunun içine çöreklenmiş bir grup çete mensubu deme hakkı yoktur. Bu şekildeki hakaret içeren önceki ifadeleri nedeniyle ilgili hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurularında bulunulmuş, Başsavcılıkça düzenlenen fezlekenin Türkiye Büyük Millet Meclisine iletilmek üzere ilgili merciye gönderildiği öğrenilmiştir. İlgili hakkında ayrıca, bu beyanları ile ilgili olarak da suç duyurusunda bulunulacaktır" ifadelerinde bulundu.