KENAN BAŞARAN / RADİKAL

SÖYLEŞİ 

Şike davasında Trabzonspor lehine teşvik girişimlerinde bulunmakla suçlanan menajer Mithat Halis, geçen ayın sonunda görülen davanın duruşmalarında verdiği ifadeyle dikkatleri üzerine çekti. Savcı Mehmet Berk’in kendisinin ifadesini almadan sanık konumuna soktuğunu söyleyen Halis, “Şikeden yargılanmayı onuruma yediremiyorum. Siyasetten karşınızda olmaya hazırım ama şikeden değil” demişti. Halis, Berk’in ifadesini alması halinde özellikle futbolun ekonomik yapısına dair bildiklerini anlatacağını söyledi. Halis, ihalenin olduğu yerde temizlik olmayacağını savunarak, FIFA ve UEFA ihalelerinin de davalara konu olduğunu kaydetti. Halis, 3 Temmuz operasyonu başladığında bunu futbolun geneline yönelik bir operasyon olduğunu sandığını ve bunun için gerekirse 3-4 ay yatmayı bile göze aldığını söylüyor. Ancak şike davasının Fenerbahçe’ye ve Aziz Yıldırım’a karşı bir operasyon olduğunu savunan Halis, bu işin arkasında da siyasi iradenin olduğunu iddia ediyor... 
 
Ağır siyasi bedeller ödeyen bir aileden geliyorsunuz... 
Hendek Adapazarılıyım. Abhazım. Gazi Üniversitesi Beden Eğitim Spor Bölümü mezunuyum. 1984’te mezun oldum, 1985’te Fransa’ya çıktım. Öğrenciyken 1.5 yıl Mamak’ta örgüt üyeliğinden ötürü hapis yattım. Emniyette işkence gördüm. 45 güne yakın DAL’da kaldım. Ağabeyim İmdat Halis 9 yıla yakın yattı. Adnan Halis de 13 yıl…Babam ise önce Menderesçi sonra da Türkeşçi oldu! 
 
Mamak’ta ‘karıştır-barıştır’ politikasına siz de maruz kaldınız mı? 
Muhsin Yazıcıoğlu ile aynı koğuştaydık. Onlara karşı çok objektif değildim. Fazla konuşmazdık. Bir akşam Yasin okuyorlardı. Yanlış okuduklarını söyleyerek ben öğrettim. Bizim Adapazarı’nda Kur’an kursu kültürü vardır. Ama öyle ülkücülerle ‘karıştık-barıştık’ durumuna girmedik. 
 
Fransa’da ne yaptınız? 
Rugby lisansım vardı. Onunla futbol da oynanabiliyorsunuz. Alt liglerde futbol oynadım. Sonra Köln Akademi’de spor ekonomisi ve iletişimi okudum. 8 yıl antrenörlük yaptım. 2000’den sonra. Haluk Ulusoy döneminde TFF için yurtdışında Türk oyuncuları izleyip Erdal Keser’e öneriyordum ama para karşılığı yapmadım.. Yıldıray Baştürk, Altıntop kardeşler, Ali Güneşler, Serhat Akınlar... 
 
3 Temmuz operasyonunda neredeydiniz ve ne yaptınız? 
Avusturya’da Manisapor hocası Hikmet Karaman’laydık. Onlara “Hepimizi içeri alırlar çünkü hepimiz futbolun içerisindeyiz. Futbol temizlenecekse hepimiz 3-4 ay yatalım. Sızlanmayın” dedim. 
 
Neden bunu söylediniz ki? 
Futbolda hepimizin rahatsız olduğu konular var. Takımların ekonomik yapısı çok bozuk ve bunu yöneticilere bağlıyorum. Paranın çarçur edilmesi elbette kirlilik anlamına geliyor. Bile bile yanlış yere harcarsan şikeden kötüdür bu. 
 
Paranın kötü harcanması niye kirlilik olsun. En fazla ‘aptalca harcanıyor’ diyemeyiz mi? 
Keşke aptalca harcanıyor diyeyim. Bu işlerdeki en masum kandırılmış adamdır. Futbolu son 15 yılda bozan unsurlar yayın ve bahis gelirleri oldu. Bu paralar yükseldikten sonra işin ahlakı da bozuldu. Kulüpler aşırı borçlanmaya başlandı, içleri boşaltıldı ve fahiş fiyatlarla transferler yapıldı.

Gözaltında polise ne anlattınız? 
Şikeyle ilgim olmadığını söyledim. “Beni çevreci olmakla suçlayın, barış mitingine katıldın deyin ama şike ve yolsuzluğa tahammülüm yok” dedim. Tapeleri okudular. İstedikleri kadar okusunlar çoğu lehime. Burada söylediklerimi tapelerde de söylüyorum. 
 
Aziz Yıldırım, sizin telefonların dinlendiğini bildiğinizi söyledi... 
Her zaman arkadaşlara telefonda konuşmayın derim. Transfer, oyuncunun alacağı vereceğini telefonda konuşmam. Bir de siyasi geçmişten ötürü eski bir alışkanlık olarak dinlenebileceğimi tahmin ederim. 
 
Mahkemede Savcı Mehmet Berk’i şikâyet ettiniz. Neden? 
Çünkü ben bu operasyonu insanların hep konuştuğu ancak dile getiremedikleri konularla ilgili sanıyordum. Fakat değilmiş. 
 
Neymiş peki? 
Operasyon işin temeline inen bir durum değilmiş. Görünen itibariyle Fenerbahçe’yi ‘temizleme’ operasyonu. Özellikle Aziz Yıldırım’ı oradan uzaklaştırma operasyonu. 
 
Sizce neden böyle? 
Onu ben bilemem. Bazı dönemlerde devlet, çalıştığı insanları ekarte edebiliyor. Tamam bu davada sistemin dışında olan kimse yok. Yıldırım da değil ama sistemin bazı yapı taşları var. Yıldırım onlardan biri de değil herhalde. Bu operasyon bir devlet operasyonu. Siyasi irade olmadan bu operasyon olabilir miydi? Futbolun temizliği hedeflenseydi son 15 yıla yönelik olurdu operasyon... 
 
Hangi delillere göre diyorsunuz? 
Hiçbir delile ihtiyacım yok. Siyasi irade birisinin içeri alınmasını istiyor. O insan Fenerbahçe Başkanı. Bu iş şike davası değil. Öyle olsa zaten en fazla 3-4 ay yatar çıkarsınız. 
 
Yıldırım, çok şey bildiğini söylüyor ama konuşmuyor... 
Aziz Yıldırım’ın çok şey bilmesi normal çünkü yıllardır bu işin içinde. Davanın tarihsel olup olmaması onun konuşmasına bağlı... 

UEFA da FIFA da kirli 

Mahkemede FIFA ve UEFA’nın da kirli olduğunu söylediniz... 
Bu iki kurumun yaptığı ihalelerden ötürü açılmış çok sayıda dava var. İhalenin olduğu yerde temizlik olmaz... Hayatın diğer alanlarında da bu böyledir. 
 
Türkiye’deki bu davayı nasıl karşıladılar sizce? 
Sevinçle çünkü onlar da kendilerini biraz temizlemek istiyor. Bu olayı da Bochum’daki bahis davasının devamı olarak gördüler. 3 Temmuz operasyonu biraz dayatıldı ama bizde başka bir boyuta götürüldü. Bahisten saptırıldı... Öte yandan Türkiye’de henüz çok büyük bir bahis piyasası yok. Operasyon aradan gitseydi baştan temizlik yapılacaktı. 

‘Aziz Başkan devam etsin’ 

Davanın sonunda ne bekliyorsunuz? 
Bu şike davasını maddi temellere oturtup yargı yoluyla ceza vermeniz mümkün görünmüyor. Ancak disiplin cezalarıyla birtakım cezalar verilebilir. 
 
Yıldırım sizce Fenerbahçe başkanı kalmaya devam edecek mi? 
İnşallah kalır. Çünkü o da bundan sonra kulübü çok farklı yönetir. Kendi açısından çıkartacağı dersler var mutlaka. Hapishaneyi yaşayan biri olarak söylüyorum. İnsana çok şey öğretir. Farklı düşünmeyi getirir. İnşallah en kısa zamanda oradan kurtarır. İnanın Fenerbahçe’yi çok daha farklı ve iyi yönetir... 

Guti ve Q7’yi Fener istemedi 
Guti, Raul ve Quaresma’yı paket olarak Rusya ve Türkiye pazarına vermek için menajerler araştırıyordu. Önce Fenerbahçe’ye geldiler çünkü Beşiktaş’ta para yoktu. Ancak Aykut Kocaman, buna izin vermedi. Beşiktaş kongre üyesiyim. Çarşı’nın henüz hiçbir şey kazandırmayan Quaresma’yı statta alkışlamaya gitmesini affedemedim. Onların entelektüel yapısına yakışmadı. Guti’yi almamaları için çok yalvardım ama anlatamadım. Alkolikti çünkü. 

Menajerlere güven yok 
Menajerler Türkiye’de genel olarak sahtekâr, düzenbaz ve paravan tipler olarak görülür. Saygınlıkları yok. Buna karşın Avrupa’da ise daha sağlıklı bir yapıya oturduğu için futbolun sacayaklarından biri olmuştur menajerlik. Burada sadece transfer yapar, orada ise vergi işinden futbolcunun psikolojik durumuna kadar her şeyiyle ilgilenir. Bir menajer olarak ben her yıl mali denetime tabi tutulurum.