İSTANBUL (AA) - İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığı yaptığı dönemde, tüm kulüplerin temsil edildiği vakıf yapısını oluşturduklarını söyledi.

3. İstanbul Başakşehir Fatih Terim Stadı'nda Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası'na katılan Gümüşdağ ile kulübün idari direktörü Mustafa Eröğüt, AA Spor Haberleri Yayın Yönetmenliği yönetici ve editörlerinin sorularını yanıtladı.

"Göreve geldiğimiz andan itibaren en büyük işimiz 18 kulübün temsil edildiği bir vakıf yapısıydı, bunu gerçekleştirdik." diyen Gümüşdağ, başkan olduğunda kendisine, 'Türk futbolunun en önemli sorunu nedir, ne ile başlayacaksınız?' sorusunun yöneltildiğini belirterek şöyle konuştu:

"Birincisi futbolun marka değeri, ikincisi finansal yapılarımız, üçüncüsü bir milli mutabakattı. 18 kulübü bir araya getirebilecek bir yapıyı oluşturup arkasından da en büyük hayalimiz yayın ihalesini neticeye götürmekti. Daha sonra deplasman yasağının kaldırıldığı bir dönem. Yıllarca bir yandan 'taraftar neden az geliyor' diye eleştirirken diğer yandan taraftara yasak koyan bir sistem. Deplasman yasağının her zaman karşısındayım. Deplasman yasağı Türk futbolu için bir ayıptır."

Bütün kulüplerle ve özellikle Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Bursaspor ile deplasman yasağının kalkması için görüşüp karar verdiklerini vurgulayan Gümüşdağ, "Nice maçlar da geçtik, çok da sorun olmadı. Baktığınız zaman bir avuç holigan sürekli provoke ediyor. Onları karşımıza alıp bu işin tutkuyla arkasında durmamız lazım." ifadelerini kullandı.


- "Yayın ihalesinde de ülkede yaşanmayacak ne varsa yaşandı"


Yayın ihalesi sürecinde iyi bir çalışma yaptıklarını anlatan Gümüşdağ, şöyle devam etti:

"Üç yıl, gece ve gündüz, inanılmaz bir çalışma içindeydik. Ekiple birlikte sadece Londra'ya 20-25 kere uçmuşuzdur. Dünyanın en büyük ligi, Premier Lig. Ekonomi olarak da medya, pazarlama olarak da. 'Bu yönde kalmalıyız' dedik ve gittik Premier Lig'in yayın ihalesini oluşturan en önemli isimleri ikna ettik, 6 aylık danışmanlık anlaşması imzaladık. 6 ay daha anlaşmayı devam ettirdik. Birinci zirveyi yaptık, ikinci zirveyi yaptık. Türk futbol tarihinde, futbol ailesinin tüm paydaşlarının olduğu, 3. Lig'den Süper Lig'e kadar tüm başkanların, kulüplerin temsil edildiği, hakemlerin, amatör hakemler dahil temsil edildiği bir zirve yaptık. Öyle bir kamuoyu oluşturduk ki, Avrupa'da, İtalya'da yayın ihalesine talip olan kuruluşlar vardı."

Yayın ihalesini 600 milyon dolara bitireceklerini söylediğinde serzenişte bulunanların olduğunu kaydeden Gümüşdağ, "Türkiye'nin durumu ortada. Yayın ihalesinde de ülkede yaşanmayacak ne varsa yaşandı. Buna rağmen o çalışma, özellikle danışmanların bize kattığı vizyon, arkadaşlarımın gece gündüz çalışması...Bizim Başakşehir'deyken yansımamız, Kulüpler Birliğinin yansımasıydı. Başakşehir'in yönetim şekliyle Kulüpler Birliğinin yönetim şekli o dönem çok birbirine benzerdir. Çünkü biz o dönem orayı temsil ediyorduk, bu dönem de burayı temsil ediyoruz. 3 sene çok yoğun bir tempo oldu. Artık Başakşehir'e de bir hikaye yazmamız gerektiği için 3 yılda tamamlayalım dedik." şeklinde konuştu.

Göksel Gümüşdağ, "Türk futbolunda yayın ihalesi demek, bütün kulüplerin, özellikle Süper Lig kulüplerinin bütçesinin yüzde 47,2 büyümesi demektir. Biz bunu başardık. Yayın ihalesini bitirdikten sonra kadroların 21'e çıkarılması, o da bir devrimdir. En son 1986'da 18'de kalmış. 18 kulübün onayını aldık. O dönem Abdullah Avcı, Şenol Güneş hocamız, Fatih Terim, hepsiyle bizzat telefonda da görüştüm. Onların da görüşünün olumlu olduğunu gördük. Avrupa'da da örnekleri var. Bir kararla 21 kişiye çıkardık. Futbolcular yanında 3 kişiyle ısınıyor, 5 kişiyle ısınmasına geldik. Aynı zamanda kondisyonerle ısınmasının, Avrupa'daki örneklerinin doğru olduğunu söyledik. Bunu da kabul ettirdik." ifadelerini kullandı.


- "Hakemler o kadar yalnızlar ki..."


Yaptıkları çalışmalarda son olarak Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemi konusuna geldiklerini anlatan Gümüşdağ, "Video hakemliğine sadece Hollanda'da altyapı liglerde müsaade edilmişti. O zaman biz yapıyı incelemiştik. Oyuncuların nabızlarını ölçen elektronik sistemler var. Hoca her türlü teknolojiden faydalanıyor. Bizler teknolojisiz yaşayabiliyor muyuz, yaşayamıyoruz. Dolayısıyla neden hakem arkadaşlarımızı bundan mahrum bırakalım. Bu, hakemlerin saygınlığını artıracak." değerlendirmesinde bulundu.

Televizyondaki net görüntülerle bile zaman zaman karar verilemediğini vurgulayan Gümüşdağ, şöyle devam etti:

"Maçı izliyorum, penaltı gibi geliyor ama televizyona baktığımda 'penaltı değilmiş' diyorum. Zaman zaman hakem de bunu yaşıyor. Hakemlik herkesin kolay kolay kabul edebileceği bir meslek değil. Hakemler o kadar yalnızlar ki ve o kadar büyük bir problem ki; milyonlarca insanın bir anda sosyal medyada katlettiği bir hale geliyorlar. Dolayısıyla video hakemliğin başından beri savunucusu oldum. O gün, 'Bunun önceliğini yapalım, çünkü dünya buna dönecek' dedim. Bundesliga, Serie A, şimdi Fransa da 'önümüzdeki yıl başlıyoruz' diye açıkladı. Biz de önümüzdeki sezon video hakemliğine başlıyoruz."


- "Video hakemliği, hataların yüzde 70'ini yok eder"


VAR testlerinin devam ettiğini aktaran Gümüşdağ, "Bir sistem yeni uygulanırken mutlaka aksaklıklar olabilir. Aynı anda 3-4 maçta, 'bariz elle penaltı kararı verilmedi' tartışmalarını izlemiyor muyuz? Video hakemliği, hataların yüzde 70'ini yok eder. Zaten video hakemlikte penaltı, kırmızı kart ve gole, ofsayta bağlı gol varsa ona da bakılacak. Dolayısıyla zaten çıngar buradan çıkıyor. Siyahla beyazı yok edeceğim ama gri pozisyonlar olabilir. Bunu zaten sıfıra indirmemiz mümkün değil." şeklinde görüş belirtti.

VAR sisteminin hakeme büyük destek olacağını ifade eden Gümüşdağ, "Tüm FIFA hakemlerine baktığınızda, Cüneyt Çakır'dan Fırat Aydınus'a, Halis Özkahya'dan Ali Payabıyık'a, bunu destekliyor. Çünkü herkes bu işten yorulmuş durumda. Bu işin içinde bir ekonomi var artık, eskisi gibi değil. Önemli paralar geçiyor. Bir puanla düşen takım, bir puanla şampiyonluğu kazanan takım oluyor. Keşke devre arası yetişebilseydi. Bunun, sahadaki adil yönetim şeklini oluşturacağına inanıyorum." diye konuştu.


- "Bu birlik, beraberliği devam ettirmemiz lazım"


Göksel Gümüşdağ, Türk futbolunda meselenin sadece başkanlık olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

"Türk futbolunda proje geliştirip hayata geçirebilmek, bu sistemlerin arkasında tutkuyla durabilmek hepsinden daha kıymetli. Futbolun bence en önemli ihtiyacı ortak bir mutabakat. Benim dönemimde Kulüpler Birliği Vakfı, TFF, Gençlik ve Spor Bakanlığı, o kadar mutabakat vardı ki çoğu konuyu böyle aştık. Bu birlik, beraberliği devam ettirmemiz lazım. Yeni dönemde de Kulüpler Birliği Vakfı, TFF, Bakanlık bunu aynı şekilde devam ettirmeli. Aslında herkes sorunları biliyor. Bunların hayata geçememesinin tek sebebi, mutabakat sorunu. Kulüpler istiyor federasyon istemiyor, federasyon istiyor kulüpler istemiyor. Uzlaştırıcı, birleştirici, çözüm odaklı olmamız, aldığımız kararların arkasında tutkuyla durmamız, bunlar çok önemli. Bunları yapamadığınız zaman, o başkan olmuş, bu başkan olmuş, başarının gelmesi mümkün değil."

(Sürecek)