Yavuz Semerci, yazdığı yazıda Yiğit Şardan'ın kurduğu pazarlama şirketi ile reklam verenlerden reklam aldığını, bu reklamları ise kendi medya dağıtım şirketine bağlı mecralara aktararak bir haksız kazanç ortamı oluştuğunu aktarmıştı. Aynı yazı dizisinde, Yiğit Şardan'ın şirketi tarafından Gazete Habertürk için hazırlanan reklam kampanyasının, geçmişte Gazeteport tarafından daha önce kullanılan reklam kampanyasını çalmak suretiyle hazırlaandığını da kanıtlarıyla ortaya koymuştu.

Semerci aynı yazıda Şardan'ın reklam sektöründe yarattığı iş hacmi nedeniyle birçok mecranın bu ekibin kendilerine dayattığı modelle çalışmak zorunda kaldığını savunmuştu.

Üç gün süren bu yazı dizisi nedeniyle 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde Yavuz Semerci'ye dava açan Şardan'a mahkemeden adeta tokat gibi bir yanıt geldi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VURGU

Semerci'nin yazdığı yazı nedeniyle kendilerini küçük düşürdüğünü, hakaret ve iftira ettiğini ileri süren Şardan'ın talebini reddeden 13. Asliye Ticaret Mahkemesi kararında şu yanıtı verdi:

"Böyle bir uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında genel durumdaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerden farklı bir yöntemin izlenmesi ve ayrı ölçüklerin koşul olarak aranması gerekmektedir. Bunun nedeni Anayasa'nın 28'inci maddesindeki basının özgür olduğu güvencesine ve bu ilkeyi güçlendiren 5680 Sayılı Basın Yasası'nın 1. maddesindeki düzenlemedir. Bu düzenlemede basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir.

Basına sağlanan güvencenin nedeni, toplumun sağlıklı, mutlu ve güven içinde yaşayabilmesi içindir.

...

Yazılan yazılar bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu edilen köşe yazıları güncel olup, yayınlanmasında kamu yararı bulunmaktadır. Hal böyle olunca aktarılması, resimlendirilmesi ve olaya katılanlar ve olayın niteliği ile ilgili bilgi verilmesi imkanlarını da kapsar. Gerçeklik, somut gerçeğe değil, olayın haberin verildiği andaki beliriş biçimine uygunluk şeklinde algılanmalıdır. Verilen bir haberin gerçeğe aykırı oluşu her halükarda sorumluluğu gerektirmez. Eğer bir haberin gerçeğe aykırı şekilde verilmesi olgusunun oluşmasında haberi olan gazeteci ile haberi yayınlayan gazetenin bir kusuru sözkonusu değil ise, o taktirde tazminat lazım gelmez. Çünkü gazete ve gazetecinin sorumluluğu kusura dayanan bir sorumluluktur."

ELEŞTİRİ VAR, HAKARET YOK

Mahkeme, kararın gerekçe aşamasında bunlara yer verdikten sonra şu ifadeleri kullandı:

"Bu genel açıklamalar ışığında maddi olayımızı incelediğimizde, davalı Yavuz Semerci tarafından yayınlanan yazı dizisinde davacı şirketin reklam faaliyetleri ile ilgili eleştirisel bir yaklaşımı kaleme aldığı, söz konusu yazı dizisinde ele alınan konuların haber değeri olduğu, davacı şirket ile haksız rekabet teşkil edecek bir faaliyetten söz edilemeyeceği, tamamen davacı şirket aracılığı ile yayınlanan reklamların yayınlanma şekline yönelik eleştirisel görüşlerin ifade edildiği, yazı bir bütün olarak ele alındığında davacı şirketin kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği gibi davacı şirket ile haksız rekabeti çağrıştıracak nitelikte bir yayın ve haber olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir."

SPORDA DA ÇOK TARTIŞILIYOR

Yiğit Şardan ismi son günlerde spor alanında da çok gündeme gelmişti. Temmuz ayı başında Yiğit Şardan'ın yöneticisi olduğu Galatasaray kulübünde yaptığı işler nedeniyle fatura kestiği iddia edilmiş, bu görüşler Galatasaray Kulübü tarafından yalanlanmıştı. Kulübün eski Başkanı Faruk Süren, "Yiğit Şardan fatura çıkarmış, kulübe verdiği hizmetten dolayı. Bunlar yanlış yansıtılıyor ve yanlış algılanıyor. Tabii ki bir hizmetin karşılığı ödenecek. Bu tür hizmetler Yiğit Bey'in uzmanlık alanına giriyorsa dahi bu çok konuşulur, çok dedikodu yapılır. İyi bir şey kötü algılanır ve öyle olduğu var sayılır. Çok dikkatli olmak lazım. "Yapmadım" dediyse yapmamıştır, ben Yiğit'e inanırım ama bunu temizlemek zor" demişti.

Şardan ayrıca, Galatasaray Basketbol Şubesi Başkanlığı'nı yaptığı dönemde de Cemal Nalga skandalı nedeniyle gündeme gelmiş ve bu görevden istifa etmişti. Cemal Nalga, cezalı olduğu bir karşılaşmada, yönetimin bilgisi dahilinde Tufan Ersöz'ün formasıyla oynamış, Galatasaray bu nedenle küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. (Gazeteport)