1- Genel Açıklama:

Anayasa Mahkemesi 08.10.2015 gün 2014/140 E. ve 2015/85 K. sayılı kararında; Çankırı 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı Anayasa m.152 uyarınca Türk Ceza Kanunu m.53’ün ilk dört fıkrasında seçme ve seçilme hakkı yönünden Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yaptığı iptal başvurusunu değerlendirmiş ve TCK m.53’ün 3. fıkrası hariç 1, 2 ve 4. fıkralarda Anayasaya aykırılık olduğunu kabul etmiştir.

Hapis cezasına mahkumiyetin bir hak mahrumiyeti olarak seçme ve seçilme hakkı ile ilgili TCK m.53’de öngörülen düzenlemenin; temsili demokrasinin özüne aykırı, siyasi haklarla ilgili suçun türüne göre belirleme yapılmayıp, yalnızca kusur türüne göre geniş hazırlandığı, otomatik, fark gözetmeyen ve taksirli suçlar hariç hapis cezaları infaz edilen tüm hükümlülerin seçme ve seçilme hakkını engellediği, hak yoksunluğu öngördüğü suçları sınıflandıran ve açıklayan açık hiçbir hüküm içermediğinden bahisle İnsan Hakları Sözleşmesi 1. Ek Protokolü’nün “Serbest seçim hakkı” başlıklı 3. maddesini ihlal ettiği ifade edilmekte idi. Ancak TCK m.53’ün, “Seçme seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları” başlıklı Anayasa m.67’de dayanağının olduğu bir gerçektir.


Yazımızda, hükümlülerin oy kullanma haklarının olup olmaması veya olacaksa sınırlarının ne şekilde belirleneceği tartışmasına girecek değiliz. Yerel Mahkemenin başvurusunu esastan inceleyen ve kabul eden Anayasa Mahkemesi kararının “Hüküm” kısmından ne anlaşılması gerektiğine değineceğiz.


2- Anayasa Mahkemesi’nin Hüküm Kısmı:


26.09.2014 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin;


A- (1) numaralı fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;" bölümünün, fıkranın (b) bendinde yer alan "seçilme ehliyetinden" ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

B- (1) numaralı fıkrasında yer alan "hapis cezasına" ibaresinin, fıkranın (b) bendinde yer alan;

1- "Seçme ve" ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- "seçilme ehliyetinden" ibaresi yönünden iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

C- 1- (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- (1) numaralı fıkrasında yer alan "hapis cezasına" ibaresinin, fıkranın (b) bendinde yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi yönünden iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

D- (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "Seçme ve" ibaresinin iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

E- (2) numaralı fıkrasının, maddenin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan;

1- "Seçme ve seçilme ehliyetinden" ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

2- "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi yönünden iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

F- (4) numaralı fıkrasında yer alan "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya" ibaresinin, maddenin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan;

1- "Seçme ve" ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,

2- "seçilme ehliyetinden" ibaresi yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

3- "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresi yönünden iptal talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

3- İptal Kararının Bir Yoruma Göre İlk Dört Fıkrası:


Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma


MADDE 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı … mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;


a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,


b) …


c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,


d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,


e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,


Yoksun bırakılır.


(2) …


(3) Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.


(4) … fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.


4- İptal Kararının Diğer Bir Yorumuna Göre TCK m.53’ün İlk Dört Fıkrası:


Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma


MADDE 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;


a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,


b) Seçme ve seçilme ehliyetinden …,


c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,


d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,


e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,


Yoksun bırakılır.


(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.


(3) Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.


(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.


5- Sonuç:


Yüksek Mahkemenin iptal kararının “Hüküm” kısmının yanlış anlamalara yol açabilme ihtimali bulunmaktadır.


Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesin olup, iptal kararı gerekçesi yazılmadan açıklanamaz ve bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanması ile iptal edilen kanun yürürlükten kalkar. Ancak Yüksek Mahkeme; bir karışıklığa yol açılmaması ve yasal boşluk doğmaması için, iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten başlayarak bir yılı geçmemesi kaydıyla yürürlük için ayrı bir gün kararlaştırabilir. İptal kararının yürürlüğe giriş tarihinin ertelendiği durumda kanun koyucu, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarısı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.


Yazımıza konu iptal kararında ayrı bir tarih kararlaştırılmadığı, kararın 24 Kasım 2015 tarihli ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yürürlüğe girdiği görülmektedir.


“Anayasa Mahkemesinin kararları” başlıklı Anayasa m.153/2’ye göre; “Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez”.


Yüksek Mahkeme; bir kanunun tümünü veya bir hükmünü iptal edebilir, fakat kanun koyucu gibi hareket etmek suretiyle yeni bir uygulamaya yol açacak şekilde karar veremez. Yüksek Mahkeme bu iptal kararında; Anayasa m.153/2’den sapmış ve TCK m.53’ün tamamını veya bir kısmını değil, göreceli olarak hüküm iptali yoluna gitmiştir. Bir başka ifadeyle Yüksek Mahkeme; bir hükmü iptal etmeyip, iptale konu hükmün Kanun metninde bulunan bir başka hüküm yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar vererek, TCK m.53’ün bütünü yönünden maddenin iptali talep edilen bölümünün yürürlükte olduğuna, ancak yine maddede yer alan bir ibare yönünden Anayasaya aykırı olması sebebiyle iptal edildiğine ve iptale konu edilen hükmün maddenin bütünü yönünden yürürlükte olduğuna karar vermiştir. Yüksek Mahkemece izlenen yöntemin; isabetli, anlaşılır ve Anayasa m.153/2-3’e uygun olmadığını, yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebileceğini ifade etmek isteriz.


İptal kararı incelendiğinde bizce; 53. maddenin 1. fıkrasının giriş hükmünde yer alan“hapis cezasına” ibaresinin, 1. fıkranın (b) bendinin, 2. fıkranın tümden ve 4. fıkrada yer alan “kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya” ibaresinin iptal edildiği görülmektedir.


Bu düşünce kabul görmeyip, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının “Hüküm” kısmının lafzına bağlı kalmak gerektiğini, bu sebeple de yalnızca 53. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde bulunan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edildiği de ileri sürülebilir.


6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Dosya üzerinden inceleme ve gerekçeyle bağlı olmama” başlıklı 43. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Başvuru, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhine yapılmış olup da, bu madde veya hükümlerin iptali kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün diğer bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanamaması sonucunu doğuruyorsa, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla Mahkeme, uygulama kabiliyeti kalmayan kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün bahis konusu öteki hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir”.


Yürürlükte olan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri incelendiğinde de; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının ne şekilde olabileceği, Anayasaya ve 6216 sayılı Kanuna aykırı olmaması kaydı ile yazımıza konu olan iptal kararında olduğu gibi bir iptal kararının verilemeyeceğine dair bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple; “üst norm” özelliği taşıyan Anayasa m.153/2’nin esas alınması gerektiği, bu durumda katıldığımız görüş gibi TCK m.53’ün ilk dört maddesinde bazı hükümlerin iptal edildiği, bu konuda bir karışıklık ve yanlış anlaşılma yaşanmaması için bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasal düzenleme yapması gerektiği, aksi halde TCK m.53’ün uygulanmasında sorunlar ortaya çıkacağı sonucuna varılabilir.



Kaynak: haber7.com