Yaz aylarının gelmesiyle vatandaşların ruhsatsız olarak konteyner, bungalov tarzı binaların yapımında  gözle görülür bir artış gözlemlenmektedir. Bu tarz binaların aşağıda açıkça ifade edeceğimiz üzere yere sabitlenip temel dökme şeklinde inşa edilmesi her durumun ayrı ayrı değerlendirilmesi koşuluyla 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 184. maddesi kapsamında suç teşkil etmesinin yanında 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi özelinde yıkım ve 42. maddesi gereğince de idari para cezası uygulanmaktadır. Bu tarz binaların sonuçları olan müeyyideler vatandaşlar tarafından bilinmemekte ve bu da bu binaların bilinçsiz olarak yapılması sonucu mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu sorunun temeline inerek yazımızın devamında İmar Kirliliğine neden olma suçu ve İmar Kanunu kapsamında sonuçlarından bilgiler verilecektir.

5237 Sayılı Kanunun 184.maddesi kapsamında İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu şöyle tanımlanmıştır:     

(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahküm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz (TCK. Md. 184).

I.Genel Olarak

Madde gerekçesi şöyledir: Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere imar mevzuatında belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak inşa faaliyetlerinde bulunmak suç olarak tanımlanmıştır.

Birinci fıkradaki suç, yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur denilmektedir. O halde sadece söz konusu faaliyeti yaptıran bina sahibi değil yüklenici, taşeron, kalfa gibi binayı yapan kişilerde bu suçun faili olabilirler.

İkinci fıkrada; yapı ruhsatı alınmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon abonesi yapılması veya bu hizmetlerden faydalanmasına izin verilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.

Dördüncü fıkraya göre, yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai veya ticari faaliyetin icrasına izin verilmesi, ayrı bir suç oluşturmaktadır.

Beşinci fıkrada bu madde hükümlerinin uygulanma alanı ile ilgili sınırlama getirilmiştir. Bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel rejime bağlı yerlerde uygulanabilecektir. Örneğin, organize sanayi bölgeleri, özel imar rejimine tabi bölge niteliği taşımaktadır. Ancak, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu sınırlama kabul edilmemiştir. Bu bakımdan, köy sınırları içinde inşa edilen, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından da bu madde hükümleri uygulanabilecektir.

II.Md. 184’ün Zaman Bakımından Uygulanma Alanı

ilgili maddeye, 29.6.2005 tarih ve 5377 sayılı Kanunun 21. Maddesi ile 6 fıkra eklenerek ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmayacağı kabul edilmiş olmakla; 184. Maddede belirtilen suçlardan ceza ancak bu tarihten sonra yapılan binalar nedeniyle verilebilecektir. Binanın 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığı ispat edilirse, 184. maddede yazılı suçun işlendiğinden söz edilemeyecektir.

Şu hususlara da dikkat etmekte fayda görüyoruz ki; 6 Haziran 2018’de 30443 sayısıyla Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tebliğin 4. Maddesinde  (1) Yapı Kayıt Belgesi 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için verilir. Yapı Kayıt Belgesi için müracaatın 31/10/2018 tarihine kadar yapılması ve Yapı Kayıt Belgesi bedelinin 31/12/2018 tarihine kadar ödenmesi gerekir. Başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.” Demek suretiyle söz konusu 31/12/2017 tarihinden önce yapılış olan ruhsatsız binalar için suç vasfını bu yapı kayıt belgesini alanlar için ortadan kaldırmıştır. Mahkeme tarafından yapılan yargılamada, 3194 sayılı İmar Kanunu’na 7143 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen geçici 16. Maddesine göre geçerli ve yasal koşulları sağlayan bir yapı kayıt belgesi alındığına kanaat edilmesi halinde, TCK’nın 184. maddesi gereğince açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilecektir.

İlgili maddeye binaen yer bakımından uygulama alanına baktığımızda ise  yapılan binaların belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunması gerekir. Belediye sınırları dışında (köy ve mezraların) yerleşik alanları içinde veya dışındaki binalar madde . 184/1 ve 2 kapsamına girmezler.

Teşebbüs mümkün mü?

TCK 184. maddesinde imar kirliliğine neden olma suçu tanımlanmış olup, bu suçun teşebbüse uygun olup olmadığı konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. Doktirinde savunulan baskın görüşe göre teşebbüs mümkün değildir. Azınlıkta kalan ikinci görüş ise söz konusu teşebbüse engel herhangi bir kuralın olmadığı ve bununda teşebbüse engellemediğinin göstergesi olduğunu ifade etmektedirler.

Yargıtay ise söz konusu bu suç kapsamında binanın temeline başlanmış olması durumunda suçun tamamlandığını kabul etmektedir.

III. Yaptırımlar

CEZAİ YAPTIRIM

A. Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişiler ile  yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin veren kişiler  bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

B. Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

C. Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

İDARİ YAPTIRIM

Söz konusu bina için belediye tarafından kaçak ve imara aykırı yapıldığı tespit edilen bina hakkında İmar Kanunu kapsamında yapı tatil tutanağı düzenlenir. Yapı tatil tutanağında aykırılıktan etkilenen alan toplamı ve İmar Kanununun 32 ve 42. maddelerindeki yaptırımlar ayrı ve açıkça ifade edilmektedir. Bu yaptırımları kısaca açıklamak gerekirse;

3194 Sayılı İmar Kanunun 32. Maddesine göre yıkım

Yıkım, yapı ruhsatı olmayan ya da yapı ruhsatının eki mimari projeye aykırı olarak yapılan yapıların yıkılması olarak tanımlanabilir. Yapı ruhsatı bulunmadan ya da yapı ruhsatı ve eki mimari projeye aykırı olarak inşa edilen yapının verilen süre içerisinde uygun hale getirilmemesi durumunda 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yapının yıkımına ya da yapıdaki aykırılıkların giderilmesine karar verilir. Belediye encümeni ya da il encümeni yıkım kararlarını almaya yetkili merciilerdir. Yıkım kararlarının tebliği üzerine 60 gün içerisinde idare mahkemesine dava açılabilir.

3194 Sayılı İmar Kanunun 42. Maddesine göre İdari Para Cezası

Yapı ruhsatı bulunmadan ya da yapı ruhsatı ve eki mimari projeye aykırı olarak inşa edilen yapıyı yapan kişilere 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca para cezası uygulanmaktadır. Para cezası miktarı kanunda belirtilen kriterlere göre değişiklik göstermektedir. Yapının inşa edilmesinde rol almayan kişiler sonradan malik olduklarında cezaların şahsiliği ilkesi gereği para cezasına muhatap olamayacakları açık olmakla, yapının daha sonra ruhsata bağlanması ya da ruhsata uygun hale getirilmesi halleri para cezası verilmesine engel teşkil etmez. Para cezası vermeye belediye ve il encümenleri yetkilidir. Kararların tebliği üzerine 60 gün içerisinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

 Konteyner, Bungalov, Tiny House evlerin hukuki değerlendirmesi :

 Konumuza başlarken öncelikle bina ve yapı kavramlarının 3194 sayılı İmar Kanunundaki tanımlarına bakmak gerekmektedir. Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir. Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır”  Görüldüğü üzere yapı kavramının çok geniş bir uygulama alanı mevcuttur. Yapı denilince akla ilk gelen binalardır. Fakat bina niteliğinde olmayan çok farklı nitelikte imalatlar da yapı olarak kabul edilmektedir. Bir imalatın yapı niteliğinde olup olmadığının belirlenmesindeki en belirleyici unsur “inşai” bir faaliyet olup olmadığıdır. Bu hususun Türk Ceza Kanunu kapsamındaki önemi ise madde 184’te açıklanan imar kirliliği suçunun tanımında BİNA kavramına atıf yapılmış olması dolayısıyladır. Sonuç olarak  Konteyner, Bungalov evlerin yere sabitlenmeden kullanılması her somut olaya ayrıca bakmak şartıyla suç vasfı taşımayabilecektir ancak 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamındaki 32 ile 42. maddelerindeki yıkım ve idari para cezaları uygulanacaktır. Tabi şu hususa da değinmek gerekir ki karavan tarzı yapılar (sicile kayıtlı olup herhangi altyapı desteği olmayan) suç oluşturmayacağı gibi idari para cezası da uygulanmamaktadır. Bu konuda kısaca Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığının görüşüne yer vermekte fayda görmekteyiz.

“Karavanların sabit olarak kullanılacak ise veya sabit olarak kullanılmasa da ısıtma, elektrik, su, kanalizasyon vb. altyapı hizmetlerinden faydalandırılmaları ve buna uygun proje hazırlanması gerekiyor ise yapı tanımı kapsamında değerlendirileceği; bu durumda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 27 nci maddesindeki istisna dışında yapı ruhsatına tabi olması gerektiği, ruhsatsız olarak yapıldığının tespiti halinde İmar Kanunu'nun ilgili maddeleri gereği işlem yapılması gerektiği,

Ancak yapı niteliği taşımayan, herhangi bir inşai faaliyete ve/veya altyapı hizmeti alma ihtiyacına konu olmayan plakalı ve trafiğe tescilli karavanların yapı niteliği taşımayacağı, dolayısıyla yapı ruhsatına tabi olmayacağı” 01.09.2022 tarihinde bu yönde bir görüş beyan etmiştir.

Bir zamanlar rahmetli Kemal SUNAL’ın filmlerine de konu olan Tiny Hous evlere gelecek olursak;  bu konuda tartışmalar olmakla beraber şimdilik yere sabitlenmemesi ve herhangi bir altyapı faaliyetinden yararlanmayacak olması aynı zamanda trafik siciline kayıt yaptırmak şartıyla suç vasfı taşımayacağı yönündedir. Ancak tarım alanlarının korunması ve imar kirliliğinin önüne geçilmesi adına kanaatimizce bu tarz yapıların tarım arazilerinde çoğalması kamu için bir güvenlik zafiyeti doğurabileceği gibi tarım arazilerinde bölünmelere yol açması ve bunun neticesinde pek farklı sorunlara yol açabileceği açıktır.

Ancak şu hususa da değinmek gerekir ki son dönemlerde özellikle sahil şeridine yakın tarımsal arazilerde "Tiny House" adı ile bilinen konaklama ve barınma maksatlı yapıları konumlandıracak şekilde çalışmalar yapıldığı, sosyal medya üzerinden kooperatif hisse satışı gibi yasa dışı usullerinin gerçekleştirildiği gözlemlenmektedir. Bu konaklama tarzının özelikle yeni bir olgu olması nedeniyle uygulamada bir takım sorunlarla karşılaşılmaktadır. Pandemi nedeniyle Tiny House kullanım eğilimi arttığından bu konuda karşılaşılan sorunlar da artmaktadır. Tarım alanlarının korunması ve imar kirliliğinin önüne geçilmesi adına benzeri uygulamalara ilişkin denetimlerin sıkı şekilde yapılmasıyla beraber yasa dışı girişimler karşısında mağduriyet yaşanmaması için vatandaşların yetkili kurumlardan bilgi edinmesi ve dikkatli olması hem kamu kurumları hem de vatandaşlarımız için elzemdir. Bu konuda yasal düzenlemelerin derhal yapılması uygulamadaki aksaklı ve güvenlik zafiyetlerinin giderilmesi açısından zaruri olmakla bu yazımızın siz kıymetli okurlarımıza faydalı olması dileğiyle.

Stj. Av. Adem ARAS

KAYNAKÇA :

1) Av. İlker Hasan DUMAN- İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU adlı yazısı

2) https://www.gokhanbilgin.av.tr/yikim-ve-para-cezasi/tiny-house-imar-ruhsat-izin-karavan-kamp

3) Eraslan, Y. (2022). İMAR HUKUKUNDA RUHSAT ARANMAYAN YAPILAR YÖNÜNDEN ÖNGÖRÜLEN İDARİ YAPTIRIMLAR . Adalet Dergisi , (69), 99-132 . DOI: 10.57083/adaletdergisi.1217758

4) İmar kirliliği suçuna ilişkin olarak bkz. ÇOLAK N. İlker; İmar Hukuku, On İki Levha Yay., İstanbul 2010, s.462.

5) 3194 sayılı İmar Kanunu

6) 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu

7) Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı görüş ve öneri yazıları