Genç avukat yeni almış olduğu bir dosyayı incelemek için savcının odasına gider. Kapıyı çalar ve der ki "ey Savcı ben şu sayılı dosyada şu kişinin müdaafisiyim dosyayı göster de bakak ne yapmış bizimkisi"

S-Vekalet var mı?

E-Gerek var mı?

S-Tabi ki gerek var! Kalem Yönetmeliği'nin zırt maddesi gereğince inceletmiyorum.

E-Savcı bey o yönetmelik maddesi 2010da değişti. Hatta 2013de bütün yönetmelik değişti. Bi de normlar hiyerarşisi var hani. Kanun yönetmeliği döver diyolar.

E- Soruşturmanın gizliliği var. Vekaletsiz göremezsin

S-Vekaletli avukat gizliliği ihlal etmez diye bi kural mı var?

S-Göstermiyom çık odamdan

E- Avukatlık Kanunu md. 1, 2, 13, 38, 46, zırt ilkesi, pırt yasası? Yine mi göstermiceksiniz?

S-Hayır!

E-Dediğinizin arkasında mısınız?

S-Evet. Tabi ki!

E-Yaz o zaman.

(Savcı gururla red kararını yazar. )

Bunun üzerine avukat konuyu onur meselesi yapar. Önce nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz eder ancak o gün mahkemenin asıl hakiminin izinli olması dolayısıyla yerine bakan hakim konuyu çok da incelemeden hükmünü açıklar. Karar bile vermeye bile tenezzül etmez! Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevleri izahtan varestedir bu sebeple “Karar Verilmesine Yer Olmadığına” der.

Tabi bizim heyecanlı avukatı hiçbir güç durduramaz. Hemen gider Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına da itiraz eder. Dosyayı Asliye Ceza Mahkemesine taşır.

3 gün sonra Asliye Ceza Mahkemesi’nden hepimizin hasret duyduğu o karar çıkar. “SAVCININ RED KARARININ KALDIRILMASINA”

Devamla bizim avukat tekrar savcının kapısını çalar: 

E-Savcı bey merhaba. Geçen gün vekaletsiz incelemek istediğim dosya vardı ya? Ona bakabilir miyim?

S-Vekaleti getirdiniz mi?

E-yoo.

S-Haydaa inceletmiyorum dedim ya!

E-Buyrun mahkeme kararı (Avukat kararı savcının masasına koyar)

(Savcı kararı alır. Göz atar. Hiçbir tepki vermeden katip kızımıza seslenir)

S-Kızım şu şu sayılı dosyayı getir. Ben bu kararı doğru bulmuyorum. Memlekette hukuk kalmadı ki zaten.

E-Bende aynı fikirdeyim kalmadı. Savcı bey ben bir de dosyadan fotokopi istiyorum

(Savcının gözleri “çakıcam şimdi buna” edasıyla parlar)

S-Kanunda hüküm var avukat bey, vekaletsiz fotokopi alamazsınız!!!

E-Biliyorum vekâletim var zaten.

(Savcının şaşkınlığı yüzünden okunmaktadır)   
S-Madem vekalet vardı, niye bu kadar uğraştın???

E-Haksız olduğunuzu göstermek için. Hem fena mı oldu içtihat yarattık.

Olayın özeti budur. Peki neden bu kadar ısrarcı oldum? Bu soruya farklı mevzuat hükümleri gereğince farklı cevaplar verebilirim:

Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Muhakeme İlkeleri Açısından Gerekçelerim

1- Silahların eşitliği ilkesi; iddia ve savunma makamlarına usul hukukuna ilişkin tanınan olanakların dengeli olması, dengenin savunma aleyhine bozulmamasını ifade eder (1). Savunma makamı evrak incelemeksizin, savunmaya ilişkin gerçek anlamda herhangi bir faaliyette bulunamaz.

2- Çelişmeli Muhakeme İlkesi ise davanın taraflarının gösterilen deliller veya sunulan mütaalaları öğrenme ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme hakkına sahip olmaları anlamına gelir (2). Bu sayede taraflar adaletin işleyişine güven duyabileceklerdir(3)

3- CMK md. 234/1-4 maddesinde soruşturma evresinde suçtan zarar gören vekiline evrak inceleme yetkisi tanınmıştır. Suçtan zarar gören vekiline tanınan bu yetkininin, müdafie tanınmaması silahların eşitliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır(4). Hatta Alman hukukunda, müdafiin, soruşturma evresinde evrak inceleme ve muhafaza altına alınmış delilleri görme yetkisine sahip olduğu kabul edilmektedir hatta Alman Hukukunda müdafie soruşturma aşamasında incelettirilmeyen delillerin tutuklama kararına esas alınmayacağı kabul edilmektedir.

Lehe Delillerin İleri Sürülmesi ve Evrak Toplanmasını İsteme Hakkına Yönelik Gerekçelerim

4- CMK’da şüphelinin, lehe delilleri ileri sürebilmesi ve bunların toplanmasını isteme hakkı tanınmıştır. CMk m.147/1-f’ye göre ifade alınmasından önce şüpheliye; şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır. Şüpheliye tanınan bu hakkın etkin kullanılması, müdafiin hukuki yardımına bağlıdır(5).

Avukatlık Kanunu Açısından Gerekçelerim

5- Avukatlık Kanunu md. 1’e göre avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Serbest olarak bilinen bu mesleğin aynı zamanda kamu hizmeti niteliği bulunduğu da kabul edilmiştir. Hatta Avukatlık Kanunu’nun gerekçesinde de kamu hizmeti niteliğinin, mesleğin temel niteliklerinden birisi olduğu ve avukatların hak ve sorumluluk bakımından Cumhuriyet savcılarına mümkün mertebe yakın bir statüye kavuşturulduğu belirtilmiştir(6)

6-  Kamu hizmeti gördüğü kabul edilen avukatlar, mesleki faaliyetlerini herhangi bir zorlukla karşılaşmadan sürdürebilmelidirler. Aksi takdirde kamu hizmetinin, hiç veya gereği gibi işlememesi söz konusu olabilir. Bu durum ise idari yönden hizmet kusuru teşkil edebilir.

7- Bunun yanı sıra Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinin 3. fıkrasına göre kamu kurumları avukat mesleki faaliyetini yerine getirirken ona yardımcı olmak zorundadır.

8- Herşeyden evvel Avukatlık Kanunu md. 13’e göre avukatın bağımsızlığının sağlanabilmesi için işi red hakkı tanımıştır. Hatta belli durumlarda (Av. K. 38/1-a) avukat, kendisine gelen işi reddetmek zorundadır ve bu durumun tespiti evrakın incelenmesi ile mümkündür. Aksi takdirde henüz üstlenip üstlenmeyeceğim bir iş ile ilgili şahsım vekalet ibraz etmeye yükümlü tutulmuş olur.

9- Örneğin avukat tarafından evrak incelenmediğinde, akrabalık ilişkisi bulunan hakim veya savcının soruşturmada görevli olduğunun bilinmesi mümkün değildir. Aksi bir tutum sonucu disiplin soruşturması ile karşı karşıya kalmam söz konusudur.

10- Avukatlık Kanunu md 46/2’de evrak değil dosya kavramı kullanılmıştır. Savcılık makamı da şifahi olarak “siz dava ve takip dosyasını incelersiniz bu soruşturma evrakı, o maddeye göre inceleyemezsiniz” demiştir. Oysa Genel Türkçe Sözlük’te dosya “aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili belgeler bütünü” şeklinde tanımlanmıştır. Yani Avukatlık Kanunu md. 46/2 hükmünü vekaletname olmaksızın dosya incelemeye cevaz vermektedir. Aksi yöndeki bir tutum hükmün sözel yorumuna dahi aykırılık teşkil edecektir. Öğretide de evrak inceleme yetkisi CMK 153 ve Avukatlık Kanunu md. 46 ile birlikte açıklanmıştır.

Bunlar kanundan kaynaklanan gerekçelerin sadece bir kaçı. Yine avukatın vekaletnamesiz dosya inceleyeceğine dair 31/08/2005 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün B.03.0.CİG.0.00.00.04.-3-2-170-2005/35987 sayılı görüşü ve 09/12/2013 tarihli 87742275-659-0289-2012/658/57864 sayılı HSYK görüşü de bulunmaktadır.

Tabi bu ilk karar da değildir yine buna benzer şekilde Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/1049 Değişik İş, İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/179 Değişik İş ve Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/1704 Değişik İş sayılı kararları da mevcuttur.

Değerli meslektaşların faydalanması dileğiyle…

Av. Erdost BALCI  

İtiraz Dilekçenin Tam Hali İçin : https://drive.google.com/file/d/0B_MMxHukQ_dPaGtSYndMRWtEcXM/edit?usp=sharing

Tüm haklarım helal olsun.

 

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdost BALCI tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

(1)  Centel/Zafer, 194.

(2) Centel/Zafer, 195; Özdek, 212; İnceoğlu, 249.

(3) Nideröst-Huber kararı, s.108, paragraf 29, Dutertre, 167.

(4) Centel/Zafer, 174-175

(5) Benzer yönde bak. Kocaoğlu, 226-227.

(6) Gerekçe için bkz. İstanbul Barosu Dergisi, Avukatlık Kanunu Özel Sayısı, Cilt 42, 99.