Birbirini seven, birlikte mutlu olan, insanlar bir araya gelip evleniyorlar. Ancak, zamanla insanlar değişiyor. Aradan geçen yıllar, hayata bakışı değiştirebiliyor, hayat zorlukları sevgiyi alıp götürebiliyor ve tabi ki evlilikte aldatmalar yaşanabiliyor.

Aldatıldığını öğrenen bir kadın için açık ya da bastırılmış öfke, kaygı bozukluğu ya da depresyon oluşma ihtimali çok yüksek. Çevreden gelen baskılar da ruh halini fazlasıyla etkiliyor. Geleneksel ailelerde "yuvanı yıkma" şeklinde baskı yapılıyor. Bazen de bu baskı “boşan" dayatması şeklinde de olabiliyor. 

Oysa aldatıldığınızda onca yılı geçirdiğiniz insanı bir çırpıda bırakıvermek söylendiği kadar kolay değildir. Zaten boşan dayatması yapan kişilerin kendi başlarına aynı olay geldiğinde yuvalarını kurtarmaya çalışacaklarını bunca yıllık deneyimlerime dayanarak söylemek isterim.  

Bu yazımda aldatıldığını öğrenen kişilere evliliklerini kurtarmak istiyorlarsa yapmaları ve yapmamaları gereken davranışlar hakkında Yargıtay’ ın görüşlerine değinerek bilgiler vereceğim. Tabi ki öncelikle boşanmak ya da evliliğini sürdürmek isteyen tarafların olayı öğrenir öğrenmez güvendikleri bir avukata ve terapiste gitmelerini öneriyorum.

Yargıtay’ a Göre Tepkilerinizde Ölçülü Olmalısınız

Ben meslek hayatımda aldatılmayı sakince karşılayan çok az kişi gördüm. Yargıtay’ın aile kurumunu zedelememek adına bazen insan psikolojisini hiçe sayan kararlar verdiğini görüyorum. Meslektaşlarımla Yargıtay kararlarını şöyle yorumluyoruz; eğer affedecekseniz olayın üzerini kapatın ele güne durumu belli etmeden hayatınıza devam edip evlilik kurumu zedelemeyin. Ey ahali bu adam/kadın beni aldattı, rezil biri dediğiniz ve tepkilerinizde aşırıya kaçan davranışlar olduğu an siz de kusurlu oluyorsunuz. Hem de evliliğinizi kurtarmak isteseniz de boşanmak isteseniz de bu kusur durumu kontrolsüz öfke ve makul tepkiyi aşan hareketlerinize göre belirleniyor.

Aldatmanın ortaya çıkmasının hemen ardından kişinin canının bu kadar yandığı bir durumda karşısındaki kişinin sevgisini hissedebilmesi ve onunla tekrar güvenli bir bağ kurması kolay olmaz. Elbette ki aldatıldığını öğrenme anında kişi eşine karşı tepki vermekte haklıdır. Boşanmayı düşünüyor olsanız da olmasanız da bu tepkilerinizden dolayı maalesef boşanma hazırlıkları yapan kocanıza koz vermiş olma ihtimaliniz de oluyor.  

Başka bir kadınla birlikte yaşayan kocaya tepkiyi aşacak şekilde hakaret edildiğinde kocanın boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması sayılmıyor. T.C. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ nin 2011/21393 Esas, 2012/17963 Karar numaralı, 28.6.2012 tarihli kararı bu yöndedir. Davacı aldatan kocanın dava açmakta haklı olup davalı kadının itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve Medeni Kanunu’nun 166/2. Maddesi koşullarının oluştuğu belirtilmiştir.

Yargıtay’ın her dosyada yukarıda yer alan şekilde düşünmediğini de belirtmek gerekir.  Yargıtay Hukuk Gerel Kurulu bir dosyada da küfürlü sözlerin aldatmaya tepki olarak dile getirildiğine, ağır kusurlu tarafın koca olduğuna ve kadın lehine tazminata hükmedilmesine karar verdi. Kararın gerekçesinde özetle şöyle denildi: '...Davacı kocanın evlilik birliği içerisinde başka kadınlarla birlikte olduğu, sadakatsiz davranış gösterdiği, iyi geliri olmasına rağmen çocuğunun ve evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği anlaşılmakta. Geçimsizliğin davacı kocanın hatalı davranışlarından kaynakladığı ve kocanın kusurlu olduğu açıktır. Kadın özürlü müşterek çocukla yalnız kalmış, eşinin desteğini yitirmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralı da dikkate alınarak, davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir...' 

Başka bir kararda da şu şekilde; “Kocanın evlilik birliği içerisinde başka kadınlarla birlikte olduğu anlaşılmaktadır. Tepki ile söylenen sözler nedeniyle kadını eşit kusurlu saymak mümkün değildir. Davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekir" 

Yani genelleme yapmak gerekirse şunu demek yerinde olur; her koşulda aldatılma sonrasında sakin davranmanız gerekir. Yargıtay eşe yapılan hakaretleri belki bazı dosyalarda makul tepki olarak görebilir ama eşin iş yerine giderek sinir krizi geçirip her şeyi diğer çalışanlara anlatmayı ve eşin kovulmasına sebep olmayı makul tepki saymayacağı büyük ihtimaldir.

Sakinleşmeyi Beklemelisiniz

Aldatıldığınızı öğrendiğinizde evliliği sürdürmek ya da yüklü bir miktar tazminat alıp boşanmak isteyebilirsiniz. Ancak;  o an vereceğiniz tepkiler belki de bunu mümkün kılmayabilir. 

Boşanmak ekonomik bağımsızlığı olmayan, özellikle çocuk sahibi kadınlar açısından bazen imkansız olabiliyor. Henüz yeni yaşanmış bir üzüntü durumunda daha olayın kızgınlığını üzerinizden atmadan karar vermeniz doğru olmaz. Olay nedeniyle tedavi edilmesi gereken bir depresyon ya da kaygı bozukluğu varsa bunun aşılması gerekiyorken karamsar bir bakış açısıyla karar vermek sizi ileride mutlu etmeyecektir. 

Boşanma davaları çekişmeli olma durumunda minimum 1 sene sürmektedir. Eşiniz sigortalı çalışan değilse kazancını ispatlamanız zordur. Tedbir nafakası, yoksulluk ve iştirak nafakası ihtiyaçlarınızı karşılamayabilir. Tüm koşulları değerlendirmek için sakinleşmeyi beklemelisiniz.

Kendi Kararınızı Kendiniz Vermelisiniz

Aile de arkadaşlar da iyi birer dinleyici olabilirler aynı zamanda "akıl veren" konumuna da gelebilirler. Çevreniz, erkeğin tek gecelik aldatmasının cinselliğe olan zaafından dolayı olduğunu ve makul görülmesi gerektiği söyleyebilir. Gerçek şu ki, aldatılan kadın için tek gecelik ilişki ya da duygusal ilişki yaşanan sıkıntılar açısından bir fark olmuyor. Ancak; bunun farkı şu açıdan var. Eğer tek gecelik bir ilişkiyle aldatıldıysanız diğer kadın/ erkekle mücadele etmek zorunda kalmayacaksınız. Öteki türlü eşinizin kurduğu duygusal bir bağ olacak ve metresi, sevgilisi  (nasıl isimlendireceğiniz sizin takdirinize bağlı olmakla birlikte) 3. kişinin eşinize olan maddi/duygusal bağından dolayı evliliğinizi yıkma ve sizi ayırma çalışmaları devam edecektir. Bu bağlamda uzun soluklu ilişki niteliğindeki aldatmalar diğerlerine göre aşılması daha zor mücadeleler gerektirebilir. 

Aldatılma, ilişkinin hastalığı aslında. İlişkinizi sürdürmek için yeterli sebebiniz olup olmadığını sorgulamanız gerekiyor. Eşinizin aldatma eyleminin niteliğini anlamaya çalışın. Düzenli kurulu bir ilişkisi mi var yoksa küçük kaçamaklar şeklinde her seferinde başka kadınlarla mı aldatıldığınızı anlamaya çalışın.

Evliliğinizin Aldatmadan Önce Nasıl Olduğunu Sorgulamalısınız

Aldatmaya yol açan nedenleri çözmeyi deneyin. Bazı durumlarda bu tür sorunlu bir dönem yaşamak ilişkiyi gözden geçirmek ve hem sizi hem eşinizi mutsuz eden konuları değiştirmek için tam da zamanıdır.

Aldatılma Sonrası Evliliği Sürdürmek için Cinselliğe Devam Etmek Zaman Alabilir 

Eğer evliliğinizi aldatılma sonrasında sürdürmede kararlıysanız cinselliğe kaldığı yerden devam etme çalışmalarına başlamalısınız. Evliliğinizi bitirip bitirmeme kararı duygularınızdan çok düşüncelerinize ve inançlarınıza bağlı olmalı. Kendinize şu soruyu sormalısınız; ilişkime gerek cinsellik gerekse de duygusal olarak kaldığı yerden devam etmem mümkün mü? Aldatılma sonrasında cinsellikten soğumanız gayet doğal. Bir süre güven duygusunu yeniden geliştirecek kucaklaşmalara ağırlık vermek, cinsel olarak ona karşı yaşadığınız soğumayı aşmanıza yardımcı olabilir. Bu dönemde eşinizin tutumu ve desteği de evliliğin sürüp sürmeyeceği konusunda netleşmeniz açısından size yol gösterecektir. 

Taraflar Eğer Aldatmadan Sonra Bir Araya Gelip Birlikte Yaşamaya Devam Etmişlerse Olayın Hoşgörü İle Karşılandığı Kabul Edilir

Aldatılan eş, boşanma davasında sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eşten tazminat talep edebilmektedir. Taraflar eğer, hadiseden sonra bir araya gelip birlikte yaşamaya devam etmişlerse, olayın hoşgörü ile karşılandığı kabul edilir. Hoşgörü ile karşılanan olaylar manevi tazminata esas alınmamaktadır. Yargıtay kararlarında da tazminata ilişkin hususlar bu şekilde belirtilmektedir. 

Kocanız Siz Onu Affettikten Sonra Aynı Kadınla Birlikteliğini Sürdürürse Aldatmak Sayılmıyor

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; 'Aldatan kocayı eşi bir defa affetmişse; kocanın aynı kadınla tekrarlanan birlikteliği aldatmak sayılmaz' demişti. Yargıtay'ın çok tartışılacak kararına göre bu durumda sadece yeni bir kadınla birliktelik aldatmak sayılıyor.

Bu yazımı aldatılmasına rağmen evliliğini sürdürmek ya da kusursuz sayılarak boşanmak isteyenler için yazdım. Ne olacak affedin gitsin mantığıyla kaleme almadım. Zaten hiçbir zaman barışın ya da boşanın demek bir avukatın vereceği tavsiye değil. Olmamalı da. 



(Bu köşe yazısı, sayın Av. Tuğba İncel tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)