Okmeydanı'nda bir tanıdığının cenazesi için gittiği cemevinin avlusunda boynuna isabet eden kurşunla öldürülen 30 yaşındaki Uğur Kurt memleketi Sivas'ın Hafik ilçesine bağlı Üzeyir Köyü'nde gözyaşları arasında toprağa verildi. Baba Kemal Kurt, kendisini yetkili kimsenin aramadığını belirterek, "Bu ülkede adalet varsa, oğlumun katillerinin bulunmasını istiyorum" dedi. Okmeydanı'nda Berkin Elvan ve Soma maden faciasında ölenleri anmak için perşembe günü liseliler tarafından yapılan gösterilere polisin müdahalesi sırasında cemevinde bir cenazeye katılan Uğur Kurt, boynuna isabet eden kurşunla yaşamını yitirmişti. Kurt için önceki gün vurulduğu Okmeydanı Cemevi’nde tören düzenlendi. Daha sonra memleketine uğurlanan Kurt’un cenazesi dün sabah 09.30 sıralarında kalabalık bir konvoy eşliğinde köyüne getirildi. CHP milletvekilleri Malik Ecder Özdemir, Mahmut Tanal, Muharrem Işık ile il teşkilatı üyeleri de cenazede hazır bulundu.


Bu acı vicdanını yitirmeyenlerin acısı

Bir süre omuzlarda taşınan Uğur Kurt'un cenazesi, daha sonra köyün dışındaki boş bir alana getirilerek buraya konuldu. Babası Kemal Kurt ve kardeşleri de son kez tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, "Acı sadece ailenin değil, bu acı vicdanını yitirmeyen herkesin acısıdır. Ailemizin, dostlarının başı sağ olsun" dedi. Kurt için helallik alındı ve kılınan cenaze namazının ardından Kurt köy mezarlığında toprağa verildi. Cenaze sırasında 'Katil devlet hesap verecek' sloganı atanları Kurt’un yakınları uyardı ve slogan istemediklerini söyledi. 

Merhametleri varsa...

Kurt'un babası Kemal Kurt, sözün bittiği yerde olduklarını belirterek şöyle dedi: "Ne söyleyelim. Allah geride kalanlara sabır versin. Yavrumun mekânı cennet olsun. Suçlular bulunsun. Adalet varsa, bu memlekette kanun varsa, oğlumun katillerini bulsunlar. Adalet diye bir şey yok şu anda. Ne adalet var, ne kanun var. Ama varsa bulmaları lazım. Hiç kimse aramadı. Ne devletten, ne hükümetten yetkili hiç kimse aramadı. Ben bunu onların vicdanına bırakıyorum. Merhametleri varsa olur" diye konuştu. CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ise " Bugün olmayan adalet, yarın Başbakan’a da lazım olur. İyi oldu diyenlere de lazım olacak. 'Ölmüşse ölmüş' ifadeleri insanlık dışı iğrenç bir ifadedir. Türkiye bir kargaşa ve kaosa sürüklenmek isteniyor” dedi. 
O güzel çocuk betonun üstünde tek başına...

Uğur Kurt’un cenazesine gittiği Esma Ceylan’ın doktor olan kızı Hülya Hürmet Özan, cemevinde yaşanan anları Facebook hesabından paylaştı. ‘’Hayatımın en korkunç günüydü’’ diyen Hülya Hürmet Özan, o anları özetle şöyle anlattı:

Dün (22 Mayıs 2014) hayatımın en korkunç günüydü. 80 yaşındaki Alzheimer hastası ve son bir haftadır komada olan annem Esma Ceylan sabah vefat etti. Okmeydanı Cemevi görevlilerinin yardımıyla annemin köyü Sivas - Hafik-Üzeyir Köyü derneğinin üyelerine annemin vefatını bildiren SMS yollandı.

Saat 11.30 civarı Cemevi’nin bahçesinde toplanmaya başlayan 20-30 yakınımızla otururken temiz yüzlü bir genç adam önce kardeşimin elini sıktı sonra benim yanıma gelerek ‘Abla cenaze sahibi sizmişsiniz, ben Üzeyir Köyü’ndenim, başınız sağ olsun’ dedi. Ne kadar kibar ve güzel bir çocuk olduğunu düşündüm. 

Henüz bir dakika geçmemişti ki yokuş bir dar sokakta bulunan Cemevi’nin duvarının yanından aşağı yüzleri fularla kapalı iki gösterici koşarak indi. O yöne baktık ve sokağın yukarısından ‘ta ta ta ta ta ta’ şeklinde silah sesleri geldi. Çocukluğumda duyduğum çatapat seslerine benziyordu.. İlk anda donduk kaldık.. Bir kaç saniye sonra herkesin içeri doğru kaçıştığını gördüm ve yerde yatan o çocuğu.. ‘Biri vuruldu’ sesleri arasında.. 

Hemşire olan ablam vardı önce çocuğun yanına. Sırtındaki montu çıkarmış kanayan ensesine bastırmıştı çocuğun. Ağzından oluk gibi kan akıyordu. Mesleki refleksle pozisyon vermeye çalıştık.. Ne nabız alabildim ne solunum gördüm. Zaten iki dakika sonra bir de ayağımızın dibine gaz kapsülü düştü. İhtiyarlarımızı, yakınlarımızı alıp Cemevi’nin içine kaçıştık. 

Çocuk soğuk betonun üzerinde kan gölünün içinde tek başına kaldı. Bir annenin evladı, genç bir kadının biricik kocası, iki yaşında bir bebeğin babası, o gencecik civan gibi delikanlı benim elimi sıkıp ‘Abla başın sağ olsun’ dedikten iki dakika sonra betonun yapayalnız kaldı..