Son dönemde özellikle maden ocaklarında ve Tuzla Terminalinde artış gösteren iş kazalarının faturası 4 milyar TL.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Türkiye’deki iş kazalarının maliyetinin Britanya’nın 20 katı olduğunu açıklarken, “Türkiye’de iş kazaları nedeniyle 2008’de 1 milyon 865 bin 115 iş günü kaybı yaşandı. Bu sayının geçen yıl için 2 milyon olarak tahmin ediliyor. İş kazalarının beraberinde getirdiği diğer sorunlarla tahmini maliyeti yıllık 4 milyar lira. Bu hiç de az bir kayıp değil” dedi.

GSYİH’i 2.2 trilyon dolar
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan ve 28.9 milyon çalışan sayısına sahip Britanya’da iş kazalarının ülke ekonomise maliyeti, 21.2 milyon işçinin bulunduğu Türkiye’nin 20’de biri kadar. Türkiye’den yaklaşık 8 milyon fazla işçisi bulunan Britanya’daki iş kazalarının azlığı, iki ülke arasındaki gelişmişlik farkını bir de bu açıdan net bir şekilde ortaya koyuyor.

* Birleşik Krallık’ta (Britanya) 16 yaş ve üstü çalışan sayısı 28.9 milyon kişi olarak belirtiliyor

* Türkiye’de 16 yaş ve üstü çalışan sayısı 21 milyon 217 bin kişi

* 2009 yılı tahminlerine göre Britanya’da gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) 2.2 trilyon dolar

* Türkiye’de 2009 tahminlerine göre GSYİH 610 milyar dolar
Ömer Dinçer’in başkanlık ettiği “Türkiye’deki İş Yerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi” ve “İş Sağlığı ve Güvenliği Laboratuvarları Teknik Destek” projelerinin açılış toplantısı Ankara Hilton Otel’de yapıldı.

KOBİ’ler liste başı
Çalışma hayatındaki iş güvenliği ve mesleksizlik sorununa değinen Dinçer, iş kazalarının yüzde 81’inin KOBİ’lerde yaşandığına dikkati çekti. Dinçer, sektörler itibarıyla bakıldığında ise iş kazalarının yüzde 15’inin metal, yüzde 10’unun maden, yüzde 7,5’nin inşaat sektörlerinde yaşandığını, en fazla ölümlü iş kazasının madenlerde gerçekleştiğini belirtti.

‘Önemli adımlar atıldı’
Dinçer, alınan tedbirler sayesinde iş güvenliğinde önemli adım atıldığını, 2003’ten bu yana iş yeri sayısının yüzde 57, çalışan sayısının yüzde 51 arttığını, iş kazası ve meslek hastalıklarında ise yüzde 35-40 azalma kaydedildiğini belirtti. Bakan Dinçer, bütün bu iyileştirmelere rağmen özellikle 100 bin işçide ölümlü iş kazalarıyla mukayese edildiğinde Britanya’dan tam 20 kat fazla ölümlü kazayla karşılaşıldığını belirterek, “ Bu iyileştirmelere bakarak biz artık giderek iyileşiyoruz diyerek mutlu olmanın hiçbir anlamı yok. Çünkü bir iş kazasında bir insanımızın hastalanması, bir işçinin ölmesi bizim için çok büyük bir ayıptır ve bir işçinin ölüyor olması bütün işçilerin, insanımızın ölüyor olmasıyla aynı anlama denktir” dedi. İş kazalarının oranını azaltmaya yönelik bir strateji oluşturmak için çalıştay düzenleyeceklerini ve 43 ilde taraflarla kültür programı oluşturacaklarını açıklayan Dinçer, işverenlerin müfettişleri ‘ceza kesen’ kişiler yerine yararlanabilecekleri birer ‘ücretsiz danışman’ olarak görmelerini önemsediklerini belirtti.
Ayrıca cezalandırma yerine ödüllendirme ve teşvik etme yönünde bir yaklaşım için çaba gösterilmesi gerektiğini belirten Dinçer, bu yaklaşıma rağmen sorumluluklarını yerine getirmeyenler hakkında ise cezai işlem uygulanacağını kaydetti.

Bareti beline takan işçi
Dinçer, iş güvenliği açısından çalışma hayatının aktörü olan işçi ve işveren kesimine yönelik şu tespitte bulundu: “Bir kere her şeyden önce kendi sağlık ve güvenliğini koruyacak bilince sahip olmalıdır. Elinde kaskı olduğu halde başına takmadan motosiklete binen çalışan için kimsenin yapabileceği bir şey yoktur. Bareti başına takmak yerine beline takarak inşaata çıkan bir işçi için yapılabilecek hiçbir şey olamaz. Maden ocağına indiğinde yanında sigara götüren bir işçi için hiçbir tedbir çare olmayacaktır.”

Çalıştay düzenlenecek
“İşçilerimize kendi hayatlarını koruyacak bir hassasiyeti anlatmalı ve öğretmeliyiz” diyen Dinçer şöyle devam etti: “ Bize bir şey olmaz fikri bizim için en büyük tehlikedir. İşverenlerin, iş yerlerinde alabilecekleri ufak tefek maliyetli iş güvenliğine yönelik tedbirleri büyük bir maliyet olmadığını kabul etmesi, ’bir gün bakarız, bir gün hallederiz’ ihmalinden mutlaka uzaklaşması gerekiyor. Alacağı küçük bir tedbirin aslında çok sayıda insanın hayatını kurtaracağını bilmeli ona göre özen göstermelidir. Aksi halde karşı karşıya kalacağı maliyet çoğu kere pişmanlıklarıyla yüz yüze geleceği bir maliyet olacaktır.”

‘Yapılacak çok şey var’
Toplantıya katılan AB Türk Delegasyonu Başkan Yardımcısı Tibor Varadi iş güvenliğinde mevzuat açısından AB’yi örnek göstererek, Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği konusundaki bilincin arttığını, ancak hâlâ ele alınması ve yapılması gerekenler bulunduğunun altını çizdi. Varadi, bu kapsamda kamu çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği kapsamına alınması gerektiğini, iş müfettişi sayısının artırılmasına ihtiyaç olduğunu, mevzuata uyum konusunda adımlar atılması gerektiğini dile getirdi. (Radikal)