Türkiye’de ilk defa 14-15 Kasım 2013 tarihlerinde düzenlenecek olan ‘Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi’ öncesi basın tanıtımı gerçekleştirildi. İstanbul Vilayetler Evi’nde düzenlenen toplantıya 11 alan uzmanı katıldı. Toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, iletişim araçlarının çocuklar üzerindeki olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koymayı ve farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirterek, Çocuk Medya İzleme Kurulu oluşturmak istediklerini söyledi.
 
Proje kapsamında çocuk ve medya ilişkisi masaya yatırılacak. Medyanın olumsuz etkileri ve medyadan daha fazla nasıl faydalanılabileceği üzerine çalışmalar yapılacak. Dünyadan farklı ülkelerden akademisyenler gelecek. Böylelikle 4 yıllık bir strateji belgesi hazırlanarak hükümete çözüm önerisi şeklinde sunulacak.

Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Çocuk Vakfı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) işbirliğinde düzenlenen Çocuk ve Medya Hareketi ile 1. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'ndeki toplantıyla tanıtıldı.
 
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, toplantıdaki konuşmasında içine kapanık, sosyalleşmemiş gençler arzu etmediklerini belirterek, "Hepsi, çok cevval, çok hareketli, çok akıllı, çok zeki ve kabiliyetli, dünyayı tanımaya yelken açmış gençlerimiz ve çocuklarımız... Onları gözbebeğimiz gibi korumal, onlar için her şeyi yapmalıyız. Bugün, eğitim alanında ayırdığımız hem devlet desteği ve katkısı, hem de 'Eğitime Yüzde 100 Destek' kampanyalarıyla yapılan yüzlerce okul, binlerce derslik ve yeni kurulan her üniversitenin, çocuklarımız için olduğunu hepimiz çok iyi bilmeliyiz" dedi.
 
Gazete, televizyon, ajans yöneticilerinin, konuya duyarlı yaklaştığına inandığını ifade eden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Biz, resmi kurumlar olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. RTÜK'e verilmiş bir görev var, onu yapmaya çalışıyor. TRT bir kamu yayıncısı kuruluş. O, kendi görev alanı içinde bir şeyler başarmaya çalışıyor. Basın Yayın Enformasyon, Anadolu Ajansı, 93 yıllık kuruluşlar. Birisi haber üretmekle, diğeri de devlete enformasyon desteği vermekle görevli kuruluşlardır. Yapacağımız iş bir sivil harekettir, sivil hareket tarafından desteklenmesi gerekir. Yani resmi, bir devlet görüşü, bir hükümet programının gereği olarak bu kongreyi yapmıyoruz. Bu kongre, sivil hareketin kendi inisiyatifiyle ortaya koyabileceği büyük bir çalışma olmalı; biz ondan istifade etmeliyiz."
 
Arınç, tanıtım toplantısı öncesinde ajans, televizyon ve gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile kahvaltıda bir araya geldi.
 
"Çocuğun olduğu yerde güzellik, sevinç oluyor, yüzlerimiz parlıyor ve geleceğimize, çocuklarımıza yönelik faaliyet yaparken ayrıca bir sevinç duyuyoruz" diyen Arınç, "Çocuk ve Medya Hareketi"nin önemli olduğunu dile getirdi.
 
Arınç, Kasım'da yapılacak kongreye giden yolda İzleme Komitesinin, önemli bir kısmı kongrenin yürütücü ekibinde bulunan bilim adamlarının, 1. Çocuk ve Medya Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer ve arkadaşlarının yöneticiliğinde, onların programında, güzel bir hareketin sonuçlarını almak istediklerini ifade ederek, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin'in, hayatının uzun yıllarını çocuklara vakfettiğini vurguladı.
 
Meclis başkanlığı döneminde ve daha sonrasında çocukların medyayla olan ilişkilerini iyileştirmek adına faydalı olanlardan yararlanmak, zarar verici şeylerden uzak durmak açısından neler yapılabileceğini her zeminde tartıştıklarını kaydeden Arınç, toplantının çocuklar adına en iyi sonuçlarını almayı umut ettiklerini ifade etti.
 
Çocuğu veya torunu olanların, çocuk kanallarıyla derin bir ilişkisi olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
 
"Ben de zaman zaman bu kanalları izliyorum. Çocukları bu kanalların başından almak mümkün değil. Anne ve babaların işlerine geliyor. Çocuklar orada yaramazlık yapmadan televizyonun başında oturuyorlar kendileri de işlerini görüyor. Ama bu televizyon izleme süresini gittikçe artırıyor bir, o televizyon kanalındaki görüntüler ne kadar müspet veya menfi, o iki. Bir ailede ben bir babadan duymuştum, yani 'Pokemon' vesaire. Olağanüstü güçler, ellerinde kılıçlar, kafa, kol kesmeler... Şiddete yönelten ama çocukların heyecanını, merakını tahrik eden dizilerden etkilenen bir çocuğun hiperaktifliği yanında yaramazlığı ve çevresine olan davranışlarıyla yani bir propagandaya girmesin ama pek çok kanalımızda çocuklarımıza yönelik bir program var. Bunların hepsini bir kefeye koyarak söylüyorum. Orada güzel örnekleriyle, yani annesine, babasına veya çevresine hitap tarzından başlayarak, tarihimizden veya dünya tarihi ve kültüründen örneklerle yetişmiş çocuklarımızın çok farklı olduğunu söylüyorlar. Yani eğer bir kahraman merak ediliyorsa bu kahramanı olumsuz yönde göstermek de mümkün ama olumlu yönde çocukları etkilemek de mümkün. Biz, bu kanallarımızla çok başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Bunların DVD'leri yapılıyor, yurtdışına satılıyor. Yurtiçinde de şu anda reytingi en yüksek kanal genelde bizim çocuk kanallarımız. Bunun teşvik edici olmasını isteriz yani bütün televizyon kanallarımızın çocuk eğitimi ve pedagojisi için olumlu sayılabilecek örnekler vermesini diliyoruz."
 
Başbakan Yardımcısı Arınç, RTÜK'ün her yıl bu konulardaki çalışmalarına örnekler vererek, çocuk eğitim konusunda televizyonun iyi, faydalı, güzel işler yapmasının kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.
 
Çocukların çok saf ve temiz olduğunu vurgulayan Arınç, onların zihninde ve akıl dünyasında güzelliklerin olmasını istediklerini aktardı.
 
Arınç, büyükler ve çocuklar konusunda farklı alanlarda pek çok araştırmaların yapıldığını ifade ederek, "Çocuğu konu alan faaliyetlere ihtiyacımız var. Bu, hepimiz için çok önemli" dedi.
 
"Projede çocuk gazeteciler için program olmalı"
 
Sohbet toplantısında görüşlerini paylaşan Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Öztürk, önceden okullarda, okul ve sınıf gazeteleri çıktığını hatırlatarak bu konuya dikkati çekmek istediğini belirtti.
 
Öztürk, şöyle devam etti:
 
"Gazeteci olmak isteyen çocuklara yönelik bir projenin de programın içerisinde olması gerekir diye düşünüyorum. Çocuk gazeteciler, çocuk haberciler, gazeteci ve haberci olmak isteyen çocuklara yönelik de bir eğitim programı olabilir. Bu yönde kendini geliştirmek isteyen çocuklarımız olabilir. Çocuk gözüyle haber yaptırmak lazım. Çocuk nasıl görüyor haberi? Bunun da programda yer almasının iyi olacağı kanaatindeyim."
 
TV 24 Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut da Türkiye'de son 5 yıla kadar çocuk medyasının fazla ciddiye alınmadığını anlatarak, son yıllarda bu konuya önem verildiğini, 6 yaşındaki oğluyla beraber şu anda TRT'nin çocuk kanalında yayınlanan "Pepe" ve "Keloğlan" çizgi filmlerini izlediklerini söyledi.
 
Bulut, yabancı çizgi filmlerin içerdiği mesajlara da değinerek, bu tarz yabancı filmlerde çok ilginç propagandaların bulunabildiğini, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Bulut, Batı'dan Türkiye'ye gelen çizgi filmlerin, ülke kültürüne ve inancına fazla uygun içeriğe sahip olmadığını bildirdi.
 
Toplantıya, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Başbakanlık Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, 1. Çocuk ve Medya Kongresi Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, televizyonların ve gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile bazı öğretmen ve öğrenciler de katıldı.
 
Çocuk ve Medya Hareketi
 
Arınç'ın himayesinde, 14-15 Kasım'da, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenecek kongre ile çocuk ve medya ilişkisini "imkanlar" ve "güçlükler" çerçevesinde, etkilenen taraf olançocuk ve etkileyen bütün tarafların katılımı ve bütün boyutlarıyla değerlendirmek, medyanın çocuklar için demokratikleşmesi sürecini harekete geçirmek amaçlanıyor.
 
Hak temelli yaklaşımla medyanın demokratikleşmesi, medya okuryazarlığı, çoklu okuryazarlık kültürünün kökleşmesini de amaçlayan kongre, çocuk ve medya konusunda, etkilenen çocuklar ile etkileyen tüm tarafların katılımıyla sorunları belirlemek ve çözüm yolları için etkin süreci başlatma işlevi taşıyor.
 
Farklı yaş gruplarından çocukların da katılarak sunum yapacağı kongrede, "BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Medya", "Aile, çocuk, toplum, devlet ve medya", "Çocuğun psikolojik gelişim evreleri ve medya", "Çocuğun medyasını üreme hakkı ve kullanımı", "Çocukların ve çocuk haklarının medyada temsili", "Çocukların medya kullanımı ve etkileri", "Medyada çocuk katılımı", "Medyanın içeriksizleştirme ve zihin işgali boyutu", "Güvenli TV", "Güvenli internet uygulamaları", "Çocuk eğitimi ve medya boyutu" ve "Medya ve çocuk hukuku" gibi temalar işlenecek.
 
Kongre vasıtasıyla, etkilenen gruplar çocuk, yetişkin ve toplum ile, etkileyen gruplar medya meslek kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşlarına ulaşılması hedeflenirken, kongre için çok sayıda bakanlık, kamu kurumu, özel kuruluş ve medya sektörü paydaş olarak seçildi.
 
UNICEF, Dünya Sağlık Örgütü, ILO, UNESCO, Dünya Gıda Fonu, BM Kalkınma Fonu ve BM Çocuk Hakları Komitesi'nin gözlemci kuruluş olduğu kongrenin başkanlığını, İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer yapacak.
 
Genel yayın yönetmenliğini ve sözcülüğünü Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin'in yapacağı kongrenin bilim ve değerlendirme kurulunda Prof. Dr. Korkut Tuna, Prof. Dr. Adnan Kulaksızoğlu, Prof. Dr. Davut Durdun, Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu, Prof. Dr. Ahmet Albayrak, Prof. Dr. Edibe Sözen, Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Prof. Dr. Ayla Oktay, Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Prof. Dr. Mücahit Öztürk, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Prof. Dr. Mete Çamdereli, Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, Prof. Dr. Ziya Selçuk, Prof. Dr. Kemal Sayar, Prof. Dr. Selda Bülbül ve çok sayıda akademisyen bulunuyor.


AA