AVRUPA Konseyi’nin ‘Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara karşı Korunması’ kampanyasını Türkiye’de yürüten Uluslararası Çocuk Merkezi’nin (UÇM) 2014 yılı Kasım ayında yayımladığı raporunda, ilginç tespitlere yer verildi. UÇM’nin ‘Beşte Bir’ kampanyası çerçevesinde hazırlanan 27 sayfalık raporda, özetle şu çarpıcı gerçeklere dikkat çekildi:

SORUN ÇOK BÜYÜK

Adalet Bakanlığı’nın (insan ticareti, fuhuşa zorlama suçları hariç) istatistiklerine göre;
Türkiye’de 2013 yılında cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suç davalarının yüzde 46’sı çocuklara karşıydı (42 bin 780 dava).
Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkumiyet alanların yüzde 61’i çocuklara karşı işlemiştir (14 bin 417 kişi).
Bu suçların kaç çocuğa karşı işlendiği bilgisi olmamakla beraber, her bir davada sadece bir çocuğun etkilendiğini bile düşünürsek, bu rakam sorunun Türkiye’nin her yerinde ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.

YOKSUL ÇOCUK FAZLA

Yoksulluk doğrudan çocuk istismarının bir nedeni olmamakla birlikte, bir risk faktörüdür.
TÜİK 2012 verilerine göre, Türkiye’de iki yetişkin ve iki çocuklu hane halklarının yüzde 15,2’si ve tek ebeveynli ve en az bir çocuğu olan hane halklarının yüzde 34,1’i yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.

RİSKLİ 152 BİN ÇOCUK

Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı istatistiklerine göre, sadece 2013 yılı içinde yaklaşık 122 bin çocuk mağdur olarak kolluk birimlerine getirilmiştir.
Ayrıca suça sürüklenen, kurumdan kaçan, sokakta çalışan, yaşayan, madde kullanan, kayıp, evden kaçan, terk edilen yaklaşık 152 bin çocuk, cinsel sömürü ve istismar riskine en açık grup içerisinde bulunmaktadır.

ALTYAPI YETERSİZ

Konuyla ilgili yapılan sınırlı sayıdaki çalışmalar, hastanelerin çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları bölümlerine cinsel istismar şüphesi ile yapılan başvurular üzerinden gerçekleştirilmiştir. Bu bölümlere yapılan başvuru ve yönlendirmelerin son yıllarda anlamlı bir biçimde arttığı görülmektedir. Bu artışın ortaya çıkmasında, adli makamların çocuğun ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespitini istemesi önemli bir etkendir. Her ay 650 çocuk Adli Tıp Kurumu’na gönderiliyor.

TORBA YASA ÇÖZÜM DEĞİL

UÇM raporunda ayrıca şu görüşler yer aldı: Haziran 2014 tarihinde Torba Yasa ile TCK’da yapılan değişikliklere rağmen çocuklara yönelik cinsel suçlar bakımından var olan eleştiriler sona ermemekle birlikte, mevcut tartışmalara yenileri eklenmiştir. Ulusal mevzuatta çocuğa karşı işlenen cinsel suçların doğrudan önlenmesine yönelik hükümler bulunmamakta, sadece ceza temelli düzenlemeler yer almaktadır. Bu durum da giderek artan çocuk istismarı ve sömürüsüne çözüm getirmekten uzaktır.


 Nurettin KURT/ Hürriyet