Yaşar Üniversitesi (YÜ) Hukuk Fakültesi ve Öğrenci Konseyi işbirliği ile düzenlenen "Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması ve Tarihsel Gelişimi" başlıklı panel, Selçuk Yaşar Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Panelde 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına kavuşan kadınların Cumhuriyetten günümüze hukuki ve sosyal hayattaki hakları tartışıldı.

Yaşar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü

Prof.Dr.Ayşe Havutcu moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele YÜ Hukuk Fakültesi akademik kadrosundan Prof. Dr. Fevzi Demir ve Yrd. Doç. Münevver Aktaş ile Kadın Hakları Koruma Derneği İzmir Şube Başkanı Engin Demir konuşmacı olarak katıldı. 19'uncu yüzyıldan itibaren Türk kadınının seçme ve seçilme hakkına kavuşma sürecini değerlendiren Prof. Dr. Fevzi Demir toplumu refaha ulaştırmak ve kadınların hayatımızda daha çok rol almalarını sağlamak için çok çalışılması gerektiğini söyledi. Günümüzde bu konuda yeterli çalışmaların yapılmadığını istatistiksel verilerle ortaya koyan Demir, "Cumhuriyet döneminden bu yana Türkiye'nin geneline bakacak olursak, gelinen en iyi noktanın 5 Aralık 1934'te kadınların adalet önünde erkeklerle eşit sayılması olmuş olduğunu göreceğiz" dedi.

"ÜNİVERSİTE MEZUNU KADIN DA ŞİDDET GÖRÜYOR"

Kadın Hakları Koruma Derneği İzmir Şube Başkanı Engin Demir ise dernek olarak öncelikle doğuda şiddete maruz kalan ve töreyle yönetilen kadınların korunması için çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi. Demir, "Bunu söylemesi çok zor ama şiddete maruz kalan kadınların yüzde 20'si üniversite mezunu. Bizde şiddet gören, çocuk yaşta zorla evlendirilen kadınlarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Daha çok büyüyebilmek ve sesimizi duyurabilmek için eğitime ve daha çok desteğe ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.

"KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK YETMEZ"

Yrd. Doç. Münevver Aktaş da Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve töre cinayetleriyle ilgili herhangi bir çalışma başlatılmadığını, bu konunun ciddiyetine toplum olarak yeterli önemin verilmediğini dile getirdi. Kadınlara sadece kanun önünde eşitlik verilmesinin yeterli olmadığını savunan Aktaş Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de yer alan 'gerçek hayatta eşitlik' maddesinin, ülkemizde ve bizimle aynı kaderi paylaşan diğer ülkelerde de uygulamaya konması gerektiğini vurguladı.



İHA