Faili meçhul olayların izini süren polis, cinayet, hırsızlık, yaralama ve tecavüz gibi olayları aydınlatmak için parmak izi, kan, tükürük, ter, idrar, kıl, tırnak ve deri gibi deliller üzerinde bilimsel analizler gerçekleştiriyor. Zanlının geride bıraktığı bazı kanıtlar ve şüpheliye ait kalıntılar titizlikle incelenerek raporlar hazırlanıyor. Hazırlanan raporlar ilgili birimlere gönderilerek şüphelinin yakalanması konusunda önemli adımlar atılıyor.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürü Hakan Bener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olay yerinde toplanan delilleri, biyolojik, kimyasal, fiziksel ve parmak izi olmak üzere 4 kategoride değerlendirdiklerini söyledi. Her delilin farklı bir ayrıntı içerdiğini vurgulayan Bener, şöyle konuştu:

"Biyolojik deliller, şüphelilerin vücudundan düşen kalıntılardır. Mesela, bir damla kan veya içilmiş bir sigaranın izmariti, kıyafette bulunan kepek örneği, saç gibi parçalar biyolojik unsurlardır. Bunlarda kişiye özel olan biyolojik DNA şifreleri gizlidir. Bu şifrelerin analiz edilmesiyle eşleşme sağlayabiliyoruz. Fiziksel deliller daha çok mermi kovanı gibi ya da bir kilidin açılmasında kullanılan unsurların incelenmesiyle ortaya çıkıyor. Kimyasal delil konusu ise ateşli silahla işlenmiş bir suçta kişilerin ellerinde barut artıkları kalabiliyor. Barut artıkları kişilerin ateş ettiğine dair önemli bir izlenim oluşturmaktadır. Bir zehirleme olayında, bir narkotik madde ile ilgili işlenmiş bir suçta bu maddelerin kimyasallarının analiz edilmesiyle sonuca ulaşmak mümkün olabiliyor."

"Zanlılara fıstık kabuğundan ulaştılar"

Bener, faili meçhul bir hırsızlık olayını Antep fıstığı kabuğundaki bulgularla aydınlattıklarını belirtti.

Zanlıların çaldığı araçla başka bir hırsızlık olayını gerçekleştirdiğini, daha sonra aracı terk ettiğini ifade eden Bener, "Yiyip atmış oldukları fıstığın kabuğu üzerine sirayet etmiş tükürükte DNA özellikleri tespit edildi. Bu kişilerin daha önce de kaydı bulunduğu için yakalamada herhangi bir zorluk çekmedik. Antep fıstığı bizi sonuca ulaştırdı" dedi.

Bener, delil olarak bakıldığında parmak izinin DNA'dan daha üstün bir özelliğe sahip olduğunu, genlerin benzerlik gösterdiğini ancak parmak izlerinin farklı olduğunu kaydederek, "Parmak izleri, anne karnında şekillenen, ölene kadar değişmeyen unsurlardır. Örneğin tek yumurta ikizlerinin anne karnındaki gelişim sürecinde DNA, gen yapıları aynı olabiliyor ancak parmak izleri farklı oluyor. Suçluya ulaşmada ve faili meçhul olayların aydınlatılmasında bu açıdan parmak izi çok önemli" diye konuştu.

"Her temas iz bırakır"

Gaziantep Emniyet Müdürü Ömer Aydın da iz bırakmadan suç işlenemeyeceğini belirterek, ekiplerin "her temas bir iz bırakır" prensibiyle çalıştığını söyledi.

Olay yeri inceleme ekiplerinin profesyonel şekilde çalıştığını ifade eden Aydın, şöyle konuştu:

"Suçlular olay yerinde, suçun işlenmesi esnasında ve suç işlendikten sonra kaçış yollarında mutlaka bazı iz ve deliller bırakıyor. Olay yeri inceleme ekiplerimiz çok profesyonel bir şekilde olaylara yaklaşarak öncelikle iz ve delilleri en sağlıklı bir biçimde toplamaya çalışıyorlar. Daha sonra bunlarla sanıklara ulaşmak mümkün olabiliyor. Emniyet Teşkilatı özellikle son yıllarda suç soruşturmalarında en modern teknolojiyi ve araç gereci kullanıyor. Dolayısıyla olay yeri inceleme birimlerimiz sahip oldukları donanımla meydana gelen olayları en ince detayına kadar inceliyor. Olay yerinde toplanan iz ve delilleri oluşturulan laboratuvarlarda gerekli analizlere tabii tutuyorlar. Elde ettikleri verilerle de suç soruşturmalarında polisin elini güçlendiriyorlar."

Aydın, son yıllarda adaletin daha hızlı ve adil şekilde tecelli etmesinde olay yeri inceleme ekiplerinin önemli katkısı olduğunu kaydetti.



AA