Facebook’ta Gezi Parkı eylemine destek vererek “Her yer Taksim her yer direniş” ve “Polis hedef alıyor, öldürmek için vuruyor ve ülkeyi gaz odasına çeviriyor” şeklinde paylaşımlarda bulunduğu için meslekten ihraç edilen 1. Sınıf Emniyet Müdürü M.S.T. hakkındaki karar, yargıdan döndü. Ankara 14. İdare Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Özgür Gündem/ Türkiye ” kararını dayanak göstererek, “Paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını, kimsenin düşüncelerinden ötürü cezalandırılamayacağını” belirterek yürütmeyi durdurdu. Emniyet Müdürü M.S.T. hakkındaki bu karar, yine Gezi’ye Facebook’tan destek verdiği için ihraç edilen meslektaşı Fikret Aydoğdu’yu da emsal oluşturabilir.

‘HER YER TAKSİM, HER YER DİRENİŞ’ DİYE YAZDI
Emniyet Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı’nda 1. Sınıf Emniyet Müdürü olara görev yapan M.S.T. Gezi Parkı eylemlerinin başladığı günlerde Facebook’taki sayfasında eylemlere destek mesajları yazdı. Emniyet Müdürü M.S.T., kişisel sayfasında, “Polis hedef alıyor, öldürmek için vuruyor, tüm ülkeyi gaz odasına çeviriyor”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Gücümüze güç kat”, “Haksızlığa, adaletsizliğe karşı direnin tüm ülke insanını kutluyorum”, “ AKP istifa”, “Polis kimden emir alıyor”, “Ankara Güvenpark’ta TGB’liler ve binlerce Ankaralı toplandı, seviyorum bu gençleri” şeklinde paylaşımlarda bulundu. İhbar üzerine İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından, Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün sekizinci maddesinde belirtilen “Amri ya da üstlerinin icraatına karşı çıkmak ve bu hareketi toplu hale dönüştürerek, görev yapılmasını veya göreve çıkılmasını engellemek ya da buna katılmak ya da katılmaya tahrik ve teşvik” suçundan meslekten çıkartıldı. M.S.T. de bunun üzerine yürütmenin durdurulması istemiyle Ankara 15. İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtı. Mahkeme de geçen 18 Haziran’da yürütmeyi durdurdu.

AİHM’İN ÖZGÜR GÜNDEM KARARI DAYANAK OLDU
Kararda; Anayasa’nın 25. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine göre herkesin düşüncesini açıklama hürriyetine sahip olduğu, bu hakkın haber veya görüş alıp verme özgürlüğünü de içerdiği belirtilerek, şöyle denildi:

“İfade özgürlüğü demokratik toplumun temellerinden biri olup toplumun gelişmesi, bireyin kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için vazgeçilmez koşullar arasında yer alır. Hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar. Bu bağlamda, toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Aynı şekilde birey özgün kişiliğini düşüncelerini serbestçe ifade edebildiği ve tartışabildiği bir ortamda gerçekleştirebilir. İfade özgürlüğü kendimizi ve başkalarını tanımlamada, anlamada ve algılamada bu çerçevede başkalarıyla ilişkilerimizi belirlemede ihtiyaç duyduğumuz bir değerdir.”

AİHM’in Handyside/Birleşik Krallık kararına göre bireylerin rahatsız edici görüşleri de dile getirme hakkının olduğu vurgulandı. Keza AİHM’in Özgür Gündem/Türkiye kararına göre “ifade özgürlüğü konusunda devletin pozitif ve negatif yükümlülüklerinin bulunduğu, kamu makamlarının negatif yükümlülük kapsamında Anayasa’nın 13. ve 26. maddeleri kapsamında zorunluluk olmadıkça ifadenin açıklanmasını ve yayınlamasını yasaklamaması ve yaptırımlara tabi tutmaması gerektiği, pozitif yükümlülük kapsamında ise ifade özgürlüğünün gerçek ve etkili korunması için gereken tedbirleri alması gerektiği” kaydedildi. Bu bağlamda M.S.T.’nin Facebook paylaşımlarının “davacının kişisel görüşlerinin ifade edilmesinden öteye gitmediği, herhangi bir kişi ve kurumu hedef alıp hakaret etmediği” belirtilerek, şöyle devam edildi:

“Nitekim söz konusu paylaşımların ülkenin gündemini bir hayli meşgul eden, geniş bir kitleye yayılmış olan, Gezi Parkı protestoları şeklinde bilinen eylemlere ilişkin olduğu, paylaşım ve beğenilerin gerek Anayasamıza ve gerekse AİHS’te ifadesini bulan ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, bu görüşlerin idarece davacıya disiplin cezası verilmesi olanağı vermediği ve sonucunda meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına yol açamayacağı, aksi düşüncenin ise ifade özgürlüğünün ihlali anlamına geleceği kuşkusuzdur. Bu durumda, davacının kendi Facebook hesabından yaptığı paylaşımların ve beğenilerin ifade ve düşünceyi yayma özgürlüğü kapsamında kaldığı, kimsenin ifade özgürlüğü kapsamında paylaştığı düşüncelerinden ötürü cezalandırılamayacağı...”


Haber: İSMAİL SAYMAZ - Radikal