Melih endüstri mühendisliği, diğerleri hukuk bölümünde. Zaten çıkardıkları da bir hukuk dergisi. Ömer, derginin genel yayın yönetmeni, Furkan ve Muhammed editör, Melih de tasarımcı.

Tabii dergi dört kişiden ibaret değil. Yaklaşık 30 kişiler. Çekirdek kadroyu onlar oluşturuyor. Derginin ismi Tanık, 'k'sı kırmızı. Çünkü onlar önce hukukun ve derginin tanınmasını, sonra da güncel olaylara tanık olunmasını istiyor. Fatih Üniversitesi öğrencilerinin çıkardığı dergi üçüncü sayısına bu ay ulaştı, dördüncüsü de kasımda.

İlk sayı çıkarılmadan önce ekip bir araya gelerek ulaşabildikleri bütün hukuk dergilerini incelemiş. "Öğrenci dergilerinden nasıl farklı olabiliriz?" sorusunun yanıtı aranmış. Cevabını da ulusal olabilmekte bulmuşlar. "Mevcut dergilerin benzerini yapsak tekrar etmiş olacaktık. Zaten bunun hukuk camiasına da bir katkısı olmaz. Kendimizce bir çözüm yolu bulduk. Diğer üniversitelerin hukuk fakültelerindeki arkadaşlarla bağlantı kurduk. Fikrimizi anlattık, dergiye katkıları olup olmayacağını sorduk. Şimdi İstanbul, Ankara, Marmara, Gazi, Uludağ, Selçuk gibi 12 üniversitede temsilcimiz var. Bütün üniversitelere ulaşmayı hedefliyoruz." diyor Ömer Faruk.

Dergide yer alan yazıların büyük kısmı öğrencilere ait. Bunun yanında avukat, hâkim, savcı, öğretim görevlilerinin de yazıları var. Dergi diğer fakültelere de açık. Onlardan gelen yazılar memnuniyetle değerlendiriliyor.

Ekip, her anlamda farklı olmayı önemsiyor. Kadroyu oluştururken de bu durumu ilk sıraya yerleştirmişler. Her birinin farklı fikirlere sahip olması onları bir araya getirmiş. Mesela Ömer Faruk'un Furkan'la fikirleri uyuşurken, Muhammed'le genellikle ters düşüyor. Bu da tartışma ortamı oluşturuyor, farklı düşüncelerle birbirlerini besliyorlar.

Öğrenciyken dergi çıkarmanın hem avantajı hem de dezavantajı var elbette. Mesela röportaj yapmak istedikleri kişiyi ikna etmek kolay olmuyor. Bazı kişiler öğrenci dergisi olduğu için olumsuz yanıt verirken bazıları da destek vermek için kabul ediyormuş. Ancak bu onların istediği bir durum değil. Ömer Faruk, "Biz ciddiye alınmak istiyoruz." diyor.

Öğrenciler iddialı olmakla birlikte çok büyük lafları da yok. "Sonuçta öğrenci dergisiyiz. Çapımızı bilerek kendimizi geliştirmek zorundayız. Haddimizi biliyoruz." diyorlar.

Çizgilerinin dışına çıkmamaya çalışıyorlar. Ama çizgileri de öyle kalın değil. Yani isteyen herkes görüşünü ifade ederken dergiyi kullanmakta özgür. Hemen her fikre yer veriyorlar. Mesela ilk sayı ile son sayı arasında taban tabana zıt yazılar var. Önemli olan fikri savunurken kullanılan üslubun belli bir seviyesinin olması.

Derginin içeriğine verilen önem kadar tasarımına da emek harcanıyor. Sayfayı hazırlayan Melih, öncesinde epey araştırma yapmış. Hem Türkiye'de hem de yurtdışında çıkan birçok popüler derginin tasarımlarını incelemiş. İllüstrasyon ve grafiklere de yer verilmiş.

Henüz 20 yaşındaki gençler, dergiyi öğrencilikleriyle bağdaştırmıyor. Mezun olduktan sonra da devam etmek en büyük istekleri. Bu işten yorulana kadar devam etme sözü vermişler birbirlerine. Melih, girişimciliğe yönelik çalışmalar yapıyor. İlerleyen yıllarda iş dünyasına girmeyi planlıyor. Ama onun bu durumu dergiyle irtibatını bitirecek anlamına gelmiyor. Zira bu işe başlarken ilk düşündükleri, derginin sürekliliğiymiş. Bu yüzden ömür biçmiyorlar.



Zaman