Bilmediği diyarları, görmediği insanları ve tanımadığı kültürleri keşfetme arzusuyla yollara düşen İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Yıldırım, otostopla şimdiye kadar 44 ülkede ayak izini bıraktı. Yıldırım, yaptığı açıklamada, ilk olarak 2005 yılında Sivas'ta yaşarken ailesinin arabasıyla Umre'ye gitmesiyle hikayesinin başladığını söyledi.

Umre ziyaretinin ardından gezme aşkının başladığını anlatan Yıldırım, kendisini gezgin olarak adlandırdığı yılın 2015 olduğunu, Facebook’ta dahil olduğu bir gezgin grubu sayesinde kendi başına ilk yurt dışı seyahatini yaptığını, hiç tanımadığı 10 kişi ile Filistin'e gittiğini ifade etti. Filistin'i baştan sona otostopla gezdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

"Kendimi ilk Filistin’de tanıdığımı söyleyebilirim. Filistin'den döndükten 2 gün sonra Türkiye içi bir tura çıktım. O tur bittikten sonra Karadeniz sahilini de geçerek Gürcistan, Rusya, Azerbaycan, İran ve Nahçıvan'ı da gezerek yurda döndüm. O gün bu gündür her fırsatta kendimi yurt dışına atıyorum yeni anılar edinmeye, yeni yerler görmeye çalışıyorum. Aslında gezdiğim ülkeleri bir uygulama üzerinden buluyorum. Gezdiğim ülkeleri harita üzerinden işaretleyip haritayı boyuyorum. Şu ana kadar dünya üzerindeki 44 ülkede ayak izimi bırakmışım. Bu rakam bana sürekli heyecan veriyor ve ne ara bu kadar gezdiğimi merak ediyorum. Bu rakam Allah ömür verdiği ölçüde devam edecek inşallah.

İlk gezilerim daha çok Avrupa ülkeleri üzerineydi. Lakin daha sonra rotayı Asya'ya çevirdim. En son Sri Lanka ve Hindistan'a gittim, geldim. Kazakistan'da, Kırgızistan'da at eti yiyip kımız içtim, Fas'ta salyangoz yedim, deve sütü, naneli çay içtim, Hindistan'da Sihlerle beraber aynı tabaktan ellerimizle yemek yedik, Azerbaycan’da aynı kandan olduğumuz insanlarla yemeğimizi paylaştım, düğünlerine katıldım. Zamanın çok çabuk aktığına şahit olduğunuzda artık keyif almaya bakıyorsunuz."



"En parasız kaldığım zamanlarda oturup bağlamamı çalıyorum"

Avrupa ülkelerine seyahatlerinde yola otostopla çıktığını belirten Yıldırım, uçak masrafından böyle kurtulduğunu, uçak parası dışında 40-50 dolar arası bir parayla yola çıktığını söyledi.

Bağlamasını tüm gezilerinde yanında götürdüğünü ifade eden Yıldırım, "En parasız kaldığım zamanlarda oturup bağlamamı çalıyorum, 30-40 euro geliyor nereden baksanız. Şehir içinde imkanım var ise yürüyorum. Gideceğim yerler uzak ise şehir içi yine otostop yapıyorum. Hindistan'da şehir içi ulaşımı tamamen motosikletler ile yapmıştım. Hindistan'da şehirler arası ulaşımı ise trenlerle yaptım. Çok keyifli zamanlar geçirdim. Bir vagon dolusu çocukla 12 saat boyunca şarkı söyleyerek yol gittim. Kafam şişse de çok eğlenceli zamanlardı. Trenin dışında eğer ucuz ise otobüs kullanıyorum. Ülkeler arası geçişlerde uçağı ilk defa Hindistan seyahatimde kullandım. Diğer bütün ülkelerde ülkeden ülkeye geçişi hep yaya olarak yapıyorum. Çok keyifli oluyor yaya sınırı geçmek." diye konuştu.

Zaferullah Yıldırım, kalacak yer konusunda da çoğu zaman, "Allah yardım eder, dışarıda kalmam" diyerek hareket ettiğini, telefon uygulamaları üzerinden insanlara mesaj attığını ve kabul edenlerin evlerinde kaldığını, kalacak yer bulamadığında da yanında taşıdığı çadırında kaldığını kaydetti.



Rusya'da gözaltına alındı, İran'da çantası çalındı, Fas'ta kaçırıldı

Zaferullah Yıldırım, bağlama ile para kazanılabileceğini hiç düşünmediğini, Balkan ülkelerine yaptığı seyahatte çantasını unutan firmayı uyarmasına rağmen çantasını getirmediklerini, cüzdanı çantada olduğu için parasız kaldığını ve Atina'nın en işlek caddesinde bağlama çalarak 150 euro para kazandığını söyledi.

Yunanistan’da da kriz zamanları olduğu için kazandığı paraya hayret ettiğini ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Hiç kazanamadığım zamanlar da oldu. Bremen şehrinde iki saat çalmama rağmen kimse para vermedi, sıfır parayla oturup sıfır parayla kalktım. Roma'da bağlama çaldığım yer dilencilerin bölgesi olduğundan beni tehdit edip, bana saldırmışlardı. Bu kötü anılarla beraber Belçika’nın Brugge şehrinde bir kadın yanıma gelip müzik için teşekkür etmişti. Bağlama onlar için çok değişik bir enstrüman. Daha önce gitar görmüşler, piyano çalanı görmüşler. Ama bağlamaya çok aşina değiller. Ben aslında gönüllü kültür elçiliği de yapıyorum. Bağlamamı Rusların balalaykasına ve Yunanların buzukisine benzetiyorlar. Birçok defa bana gelip 'Rus musun? Yunan mısın?' diye soranlar oldu. Bizim Türkler hemen anlıyor ama tipten."



Yıldırım, Rusya'da 2 kez gözaltına alındığını, İran'da çantasının çalındığını, Belarus sınırında 3 saat mahsur kaldığını, Azerbaycan'da hiç tanımadığı insanların düğününe davet edildiğini ancak en unutamadığı olayın Fas'ta kaçırılması olduğunu belirterek, anısını şöyle anlattı:

"Fas’ta bir adama otostop çekiyorum Chefchaouen şehrine geçmeye çalışıyorum. Önümde yaklaşık olarak 100 kilometre yol var. Adam havanın kararmasına 10-15 dakika kala beni aldı. Düz yolumuzda giderken birden yoldan saptı ve başka bir yola girdik. O anda nasıl bir stres yaşadığımı tahmin ediyorsunuzdur. Tüm gece beni mahsur tuttu. Sabah da bıraktı beni gittim. Çok acayip bir olaydı. Niçin yaptı, amacı neydi halen merak ediyorum."

Zaferullah Yıldırım, gezginlik yapacakların ilk önce kendilerine inanması gerektiğini, insanlarla tanışmaktan, yeni yerler keşfetmekten asla çekinmemelerini, dünyanın keşfedilmek için kendilerini beklediğini söyledi.