ANKARA - Türkiye’nin en büyük otoyolu projesi olan ve İzmit Körfez Geçişiyle Bağlantı yolları dahil olmak üzere Yap-İşlet Devret modeliyle ihale edilen Gebze-Orhangazi-İzmir otoyoluna ilişkin sözleşme, Karayolları Genel Müdürlüğünde tarafların katılımıyla gerçekleşti.  Törene, sözleşmeye imza atan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Nurol, Özaltın, Makyol, Astaldı, Yüksel ve Gökçay firmalarının temsilcileri katıldı.

Bakan Yıldırım, açılışta yaptığı konuşmada, projenin kamu, özel sektör ortaklığıyla yapıldığını belirterek, "Proje, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Yap-İşlet-Devret modeliyle bir seferde yapılan en büyük projedir. Projenin, milletimize, devletimize ve geçtiği güzergahtaki illerimize hayırlı olmasını diliyoruz" dedi.

Proje ile aynı zamanda hem Türkiye’nin Avrupa Birliği altyapısına entegrasyonunu sağlayacağını hem de yapım süresince çok ciddi bir istihdam ve iç pazarda hareketlenmeye de vesile olacağını ifade eden Yıldırım, 20 ayda 7 adet şantiye kurulacağını, 10 bin kişinin doğrudan istihdam edileceğini ve dolaylı istihdam sayısının da 50 bini bulacağını bildirdi.

Yıldırım, geçtiğimiz yıl İstanbul-İzmit Körfez Geçişi, Bursa-Balıkesir ve İzmir illerini kapsayan bir otoyol projesi ve İzmit Körfez Geçisinin ihalesini gerçekleştirdiklerini anımsatarak, "Bu proje, bugüne kadar Türkiye’de Yap-İşlet-Devret modeliyle bir seferde gerçekleştirilen en büyük proje olma özelliğini taşıyor" dedi. Projenin, yaklaşık olarak maliyetinin kamulaştırmalarla birlikte 11 milyar TL’yi bulduğunu belirten Yıldırım, proje tamamlandığında Türkiye’nin 2. büyük kenti İzmir’le en büyük kenti İstanbul arasının 3-3.5 saat süreceğini söyledi. Yıldırım, ayrıca projenin ilklerinden birisinin de İzmit Körfez Geçiş Köprüsü’nün toplam açıklığıyla birlikte "dünyada 2. büyük köprü olma özelliğini de taşıdığını" bildirdi.

-PROJE TÜRKİYE İÇİN BİR İLKİ OLUŞTURUYOR-
Böylesine büyük bir projenin, özellikle küresel krizin tüm şiddetiyle yaşandığı dönemde, Yap-İşlet-Devret modeliyle başarılı şekilde ihale edilmesiyle, Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği güven ve istikrarla uzun vadede yatırım yapılabilecek ülkeler arasında en ön sıralarda olduğunu bir kez daha dünyaya gösterdiğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Dünya Bankası’nın son yaptığı bir araştırmaya göre, son 10 yıl içerisinde ekonomisi en büyük, en fazla büyüyen 30 ülke içerisinde, birinci Çin, ikinci ise Türkiye olarak göze çarpmaktadır. Bu da ülkemizin geçtiğimiz yıllarda başlatığı büyüme rekorlarını, krizin hemen sonrasında arttırarak devam ettiğini bir kez daha göstermektedir. Yine hatırlayacaksınız, 2010 yılının ilk çeyreğinde Türkiye, 11.7, ikinci çeyreğinde 11.2 büyüme gerçekleştirerek, Avrupa’da birinci, dünyada Çin’den sonra ikinci en yüksek düzeyde büyümeyi gerçekleştiren ülke unvanını korudu.

Büyük projelerin gerçekleştirilmesi zaman alır. İhale üzerinden bir seneden fazla zaman geçti. Bu süre içerisinde konsorsiyumlar dahil firmalar, bir yandan sürekli görüşmelerini sürdürürken, bir yandan da sözleşmeye esas olacak görüşmeleri Bakanlığımız, Hazine, DPT üçlüsüyle karşılıklı müzakereler yaparak olgunlaştırdılar ve nihayet bugün imza edilecek noktaya getirdiler. Her şeyden önce, bu kadar büyük bir projeyi yoğun çalışma sonucunda imzaya hazır hale getiren, bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."
Söz konusu projenin Türkiye için bir "ilk" olduğunu vurgulayan Yıldırım, ilk olan projelerde bazen tecrübe yönünden sıkıntılar olabildiğini belirtti. Yıldırım, böylesine büyük bir projeyi bu aşamaya getirmenin çok daha kolay olmadığını ifade ederek, bu süreçte ilgili tüm kurumların büyük bir özveriyle, yakın bir işbirliğiyle koordinasyon içerisinde çalıştıklarını söyledi.

Projenin başlamasının önünde artık hukuken bir engel bulunmadığını dile getiren Yıldırım, "Bu imzayla birlikte, en kısa sürede, zannediyorum ki en geç 2 ay içerisinde de ilk kez temelleri atacağız ve çalışmalara süratle başlayacağız" dedi.

Yıldırım, projenin sadece bir noktadan başlamayacağını, ilerleyen tarihlerde İzmir tarafından, hatta birkaç yerde birden başlayarak çalışmaların eş zamanlı olarak gerçekleştirileceğini bildirdi.

-SEYAHAT SÜRELERİ KISALACAK-
Proje ile ilgili olarak teknik bilgiler hakkında da bilgi veren Yıldırım, projenin öngörülen azami yapım süresinin 7 yıl olduğunu ve bir neden olmadığı sürece, bu sürenin kesinlikle 7 yılın üstüne çıkmayacağını kaydetti. Yıldırım, "Geçmişte yaşanılan tecrübeler bize şunu göstermiştir; Yap-işlet-devret projelerinde yapım süresinden yapılacak tasarruf işletme süresine ilave edildiğinde, yükleniciler maliyetinin çok daha yüksek olmasına aldırmadan, kısa sürede tamamlamak için çok ciddi gayret gösteriyorlar. Yapım süresinden neredeyse yüzde 30-35’e yakın bir kısalma, bir tasarruf söz konusu olabiliyor. Biz de bu düşünceyle yapımda yapım süresini kısaltabilmek bakımından burada sağlanacak bir zaman tasarrufunun işletmeye dahil edilmesi prensibini benimsedik ve bunu da sözleşmeye koyduk. Kısaca 7 yıldan aşağı inilecek her tür işletme süresini ilave alacaktır. Bu da yüklenicilerin, projeyi 7 yıl değil çok daha kısa sürede belki 5 yılda tamamlaması için bir fırsat oluşturmaktadır" diye konuştu.

"İşletme süresinin yapım dahil 22 yıl 4 ay olduğunu" ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: "Köprünün toplam uzunluğu 3 bin metredir. Ayaklararası uzunluk da yaklaşık bin 700 metre olarak ön görülmektedir. Trafik yoğunluğunun çok daha fazla olduğu bininci kesim denilen Gebze-Orhangazi arasında 40 bin otomobil eşdeğeri, trafik gün başına, ikinci kesim Orhangazi-Bursa’da 35 bin otomobil eşdeğeri, üçüncü kesim Bursa-Balıkesir 17 bin ve dördüncü kesim Balıkesir-izmir kesiminde 23 bin günlük trafik garanti edilmiştir. Garanti edilen ücretler ise tavan ücretleri olarak sözleşmede yer almış olup, onun altında tarife uygulamak yüklenicilerin ve işleticilerin kendi inisiyatifindedir."

-DÜNYANIN 2. ASMA KÖPRÜSÜ OLACAK-
Yıldırım, projenin "dünyanın 2. köprü niteliğinde, bir asma köprü olacağına" dikkati çekerek, otoyolun geçtiği güzergah üzerinde yer alan İstanbul-Yalova-Bursa-Balıkesir-Manisa ve çevresindeki illerin sanayisinin ve ekonomisinin de bu yolların yapımıyla birlikte çok daha hızlı bir şekilde gelişeceğini bildirdi.

Öte yandan, İzmit Körfezi ve özellikle Yalova Körfez ve İzmit üzerinden Gebze’ye uzanan 90 kilometrelik devlet yolunun, bugün trafik yükünün çok üzerinde çalıştığını belirten Yıldırım, bunun zaman kaybına ve fazla yakıt tüketilmesine yol açtığını söyledi. Yıldırım, bu yolun devreye girmesiyle birlikte körfezdeki trafik yükünün en az yüzde 30’unun bu yola kayacağını belirtti. Edirne-İstanbul-Ankara otoyolunun, İzmir-Aydın otoyoluyla da birleşeceğini ifade eden Yıldırım, "Marmara ve Ege bölgeleri de böylece otoyol ağlarıyla birbirine tamamen bağlanmış olacak" dedi.

Körfez geçişinin bugün 45 dakika- 1 saate yakın sürdüğünü dile getiren Yıldırım, köprünün yapılmasıyla birlikte bu saatin 6 dakikaya düşeceğini bildirdi. Yıldırım, bunun yakıt tasarrufu anlamına da geleceğini belirterek, "Yıllık bazda yapılan hesaplamaya göre, zaman ve yakıtta yapılan tasarruf 870 milyon TL olarak ortaya çıkmıştır. Sadece, bu iki kalemdeki tasarrufla 10-11 yıl içindeki bu projenin geri dönüşü mümkün gözükmektedir" diye konuştu.

Köprü ile seyahat sürelerinin de önemli ölçüde kısalacağını ifade eden Yıldırım, "Bursa’ya azami 1 saatte, İzmir’e 3-3.5, Eskişehir’e 2.5 saatte hız kurallarına uyulduğunda ulaşılabilecek"dedi.

-DİĞER KONUŞMALAR-
Konsorsiyum adına açıklama yapan Nurol İnşaat temsilcisi Oğuz Çarmıklı, söz konusu projenin bir yatırım projesi olduğunu belirterek, "Yapım aşamasından daha çok dünya finans piyasalarından ülkemize bu finansmanın getirilmesi önemlidir. Bu finansmanın temini için sürdürmekte olduğumuz temaslarda, ülkemizdeki mevcut siyasi ve ekonomik ortamın ne kadar destekleyici olduğunu görüyoruz. O bakımdan projenin bu aşamaya getirilmiş olmasından dolayı başta Sayın Başbakanımız ve Bakanımız olmak üzere hükümetimize, ilgili kamu kuruluşlarımıza ve özellikle Ulaştırma Bakanlığımız ve Karayolları Genel Müdürlüğümüz teşkilatına, ortaklarımız adına teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan da Karayolları Genel Müdürlüğünün yatırım programı içerisinde "Yap-İşlet-Devret’ yöntemiyle yapmayı planladıkları ilgili projesinin sözleşme aşamasına gelmiş olmasından büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.  Konuşmaların ardından taraflar, sözleşmeye imza attı. (aa)