SERKAN OCAK / RADİKAL


1) Santrallara Onay verilmesini sağlayan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarına sadece prosedür gözüyle bakılıyor.

2) Havza planlaması yapılmadan HES planlaması yapılmamalı.

Çevreciler mahkemenin kararının halen Türkiye’de yapılmak istenen 1601 HES projesine de emsal teşkil edeceğini savunuyor.

Rize’nin Fındıklı ilçesinde bulunan Abu Çağlayan Deresi (Paşalar) ile Çayeli Senoz Deresi (Kayalar) üzerine kurulmak istenen iki ayrı HES projesi, Rize İdare Mahkemesi’nin iki ayrı kararı ile durduruldu. Birinci derecede doğal sit alanı olan Abu Çağlayan Deresi üzerine kurulmak istenen 40 megavatlık santral ile ilgili davada, birilşiki heyetinin raporu doğrultusunda alınan kararda şöyle denildi:

“ÇED sürecine ‘formatsal bir süreç’ olarak bakıldığı ve yatırımcı şirket tarafından yerine getirilmesi gereken bir prosedür olarak görüldüğü...

Hafriyat konusunda hesaplamaların yeterli yapılmadığı, hafriyat döküm alanlarn yeterli olmadığı, kesilecek ağaç sayısının gerçeği yansıtmadığı, sucul canlılar için yeterli tespitlerin yapılmadığı..

Bir derede birden fazla HES planlandığı, her HES proje için ayrı ayrı değerlendirmek yerine bütüncül bir planlama (havza planlaması) gerektiği...”