İSTANBUL - Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Ali Nasuh Mahruki, 17 Ağustos 1999 depreminin ardından Türkiye'nin deprem önlemleri adına bir şeyler yaptığını, özellikle İstanbul'da okulların, köprülerin, viyadüklerin elden geçirildiğini ancak insanların yaşadıkları binaların elden geçirilemediğini söyledi.


Türkiye'de son 12-13 yılda çok ciddi bir arama kurtarma yapılanması gerçekleştirildiğini, bunun en iyi örneğini Van'da gördüklerini dile getiren Mahruki, ''17 Ağustos depreminde bütün Türkiye'nin enkaz arama kurtarma kapasitesi 200-220 kişiydi. Yarısı bizdik, yarısı sivil savunmaydı. Van depremine 4 bin 500 civarında kişi gitti. Türkiye 12 yılda ciddi bir arama kurtarma kapasitesi artışı sağladı. Yeni kurumlar oluştu. Bu kurumlara çok ciddi kaynak aktarımları yapıldı'' diye konuştu.


Türkiye'de arama ve kurtarma konusunun dışında deprem konusunda çok fazla yol alındığını söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Mahruki, ''Türkiye'nin çok ciddi bir kentsel dönüşüm projesine ihtiyacı var. Deprem öldürmüyor, depreme uygun inşa edilmemiş binalar öldürüyor. Depreme dayanıklı olmadığı düşünülen yapı stoklarının yıkılıp, yeniden yapılması lazım. Bu yapılmadığı sürece İstanbul'un ya da diğer şehirlerin depreme dayanıklı hale getirilmesi mümkün değil'' diye konuştu. 


Mahruki, ''Türkiye'de artık çok büyük paralara sahip büyük yatırımcılar var. Bu yatırımcılar mahalle mahalle buraları satın alıp yıkarak, bunların yerine yukarıya doğru sağlıklı yaşam merkezleri oluşturabilirler'' dedi.



‘ARAMA KURTARMAYLA ÇÖZÜLMEZ’
Olası İstanbul depreminde 50 bin binanın yıkılacağının söylendiğini anımsatan Mahruki, bununla hiç bir arama kurtarma yapılanmasının başa çıkamayacağını belirterek, ''Bu iş arama kurtarma ile çözülmez. Burada maharet arama kurtarmaya daha az ihtiyaç duyacak bir yapıyı oluşturabilmek. Depreme dayanıklı olmadığı düşünülen binaların yıkılarak, İstanbul'un mahalle mahalle yeniden yapılması lazım. Kenti bizim yeniden yapmamız lazım'' şeklinde konuştu.



‘TERSİNE GÖÇÜ SAĞLAMALIYIZ’
İstanbul'un aşırı kalabalık olmasının bir başka problem olduğuna da işaret eden Mahruki, şunları kaydetti:


''İstanbul hala her yıl 300-400 bin göç alıyor. Türkiye'de yaşayan her 5 kişiden birisi İstanbul'da. Bu çok sağlıksız bir fotoğraf. Türkiye çok geniş arazileri, alanları olan bir ülke. Pekala oralarda sağlıklı yaşam merkezleri oluşturulabilir. Yeni cazibe merkezleri yaratılabilir ve göç tersine çevrilebilir. İstanbul'un gelecekte bir finans, kültür, kongre, turizm merkezi olmasından bahsediyoruz, o zaman bu kadar imalatın İstanbul'da ne işi var? Türkiye'nin neredeyse bütün ağır sanayi yatırımı Kocaeli ve Marmara bölgesine konuşlandırılmış ama Marmara birinci derece deprem bölgesi. Çok fazla yağış alan ve yem yeşil olabilecek bu bölgeyi sayfiye yeri olarak konuşlandırmamız gerekirken biz buraya ağır sanayi yatırımı yapmışız. 17 Ağustos 1999 depreminde bunun ne kadar yanlış bir strateji olduğunu gördük. Rafineri yangını haftalarca söndürülemedi. Bu tür yatırımların diğer bölgelere kaydırılması, İstanbul'un aşırı kalabalıktan kurtulması lazım. Yeni gelen göçü durdurmanın ötesinde tersine göçü sağlamamız lazım.''



1500 GÖNÜLLÜ VAR
AKUT'un faaliyetleri hakkında da bilgi veren Mahruki, AKUT'un 1500 civarında gönüllüsü bulunduğunu, 30 bölgede ekipleri olduğunu anlattı.



Mahruki, ''Geçen sene Temmuz ayında çok zor bir tatbikatı başarıyla tamamlayarak Birleşmiş Milletler tarafından akredite edilmiş bir arama kurtarma takımına dönüştük. Türkiye'de bir tek biz bu yetkiye sahibiz. Yurt dışındaki afetlerde Türkiye'yi temsil etmenin yanı sıra artık Birleşmiş Milletleri de temsil ediyoruz. Bu Türkiye için çok önemli bir kazanım'' dedi.


AKUT'un vakıf kurduğunu, spor kulübü ve yayın evi olduğunu anlatan Mahruki, toplumu bilinçlendirmek adına Türkiye'nin her yerinde seminer ve eğitimlere devam eden ekipleri bulunduğunu sözlerine ekledi.




 AA