Atatürk Üniversitesince düzenlenen ''2. Avrasya İpek Yolu Üniversiteleri Toplantısı''na katılmak için Erzurum'da bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, beraberinde Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ile birlikte Menderes Caddesi üzerindeki Oltu taşı ürünlerinin satıldığı Taşhan'ı gezdi.

Taşhan’da eşine yüzük aldıktan sonra basın mensuplarının üniversiteye giriş sınavlarıyla ilgili sorularını yanıtlayan YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan şunları söyledi:

"Bugünlerde üniversite giriş sistemiyle uğraşıyoruz. Yeni bir sistem ortaya koyduk. İki ayaklı sınav yapılıyor. Birinci ayakta müfredatla ilgili şeyler soruluyor. Liselerde öğrendikleriyle ilgili. İkinci ayakta alanla ilgili sorular var. İlk sınavda bazı şanssızlıklar oldu. Bugünlerde onla uğraşıyoruz. İkinci ayaktaki en büyük değişiklik, soru kağıtlarına şahsın bilgileriyle kimlik bilgileriyle bağının kesilmesi olacak. Öğrenci, sınava girmeden önce hangi sorunun hazırlandığını bilmeyecek. Sınıfa girdiğinde öğrenecek. En çok şikayet edilen konu da oydu. ’Kime ne verileceğini biliyordunuz, cevaplarını da bilirsiniz? Belki değişmesi mümkün olabilir’ şüphesinden bahsediliyordu. Öyle bir şey sözkonusu değil. Ama yine de insanları rahatlatabilmek için böyle bir pratik yola gidildi. Böyle resim, kimlik bilgisi gibi bilgiler soru kağıdında yer almayacak. Öğrenciler sınıflara girdiklerinde hangi soru kağıdının geldiğini öğrenecek. Daha önceden kimsenin bilgisi olmayacak."


Kontenjan fazla artmayacak

Üniversitelerin kontenjanlarını tekrar gözden geçirdikleri, bu yıl çok fazla artış olmayacağını belirten Başkan Prof. Dr. Özcan şöyle dedi:

"Geçen seneden küçük bir artış olacak. Daha önceki yıllarda bayağı artırdık, doyum noktasına geldi. Bundan sonra fazla atıracağımızı düşünmüyoruz. Bizim için öncelikli tıp, mühendisilik dalları çok önemli. Onlarda kontenjanları fazla tutmak istiyoruz. Tıp’a fazla öğrenci çekebilmek için İngilizce bölümleri olmasını istiyoruz, eğitimleri Türkçe ve İngilizce olsun istiyoruz."

YÖK olarak üzerinde çalıştıkları bir diğer önemli konunun ise yurt dşından öğrenci getirilmesi olacağına işaret eden Prof. Dr. Özcan, "Yabancı öğrenci getirmekle uğraşıyoruz. Öncelikli problemimiz bu. Ülkemizde 22 bin tane yabancı öğrenci var. Bizim yolladığımız öğrenci sayısı 50 bin. Biz o farkı kapatmak, artıya geçmek istiyoruz. Gönderdiğimizden fazlasını çekmek istiyoruz" diye konuştu.

Prof. Dr. Özcan, YÖK'ün sağlık sektöründe, üniversite hastanelerini ilgilendiren kısmıyla ilgili model sunmaları gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Maalesef bugüne kadar böyle bir modeli sunamadık. Şimdi onun üzerinde çalışıyoruz. Sağlık Bakanının kendi hastanelerine getirdiği yenilikler bizi de biraz hızlandırdı, harekete geçirdi. Yakın zamanda böyle 3-4 ay içerisinde çalışabilir bir model içinde anlaşabileceğimizi zannediyoruz. Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı ile hastaneleri de paylaşıyoruz. Ortak kullanım diye bir kavram etrafında protokoller imzalandı. Bizim hastanelerimizin yetmediği yerde Sağlık Bakanlığı hastanelerini kullanıyoruz. O da oturursa, yurt dışında başarıyla uygulanan bir modeli burada uygulamış olacağız. Böylece kaynakların ekonomik kullanımını sağlamış olacağız.''

Yurt dışından doktor getirilmesi fikriyle ilgili olarak ise Özcan, ''Sağlık Bakanlığının yurt dışından doktor getirip getirmeyeceği konusunu bilmiyorum. Tıp fakültelerinin kapasitesini artırarak, ihtiyaç duyulan doktor sayısına ulaşmaya çalışıyoruz. Birkaç yıl içinde belki ulaşamayız ama daha uzun bir sürede bu orana ulaşırız. Dışardan doktor getirmek ne kadar doğru bilmiyorum? Lisan problemleri falan çıkabilir. Onları nasıl halledeceğiz bilmiyorum? Ama Sağlık Bakanlığının bünyesinde olan bir şey. Bizimle çok da alakası yok'' diye konuştu.

Özcan, bugünlerde daha çok üniversiteye giriş sistemiyle uğraştıklarını, yeni sistemin iki aşamadan oluştuğunu, bu konuda rektörlerle sık sık bir araya geldiklerini ve çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.



AA