Daha iki yıl önce bu konuda düzenleme yapılmıştı, hem keşidecinin hem de hamilin korunmasına yönelik. Ancak daha 2 yıl önce yapılan düzenlemenin ihtiyacı karşılamaması, AIHM ve karşılıksız çek keşide etmekten cezaevinde bulunanların oluşturmaya çalıştığı kamuoyu baskısı neticesinde meclis aynı kanunu tekrar düzenlemek için harekete geçmiş durumda. Bu ülkede alacaklı olmanın zorluğunu kaleme aldığımız yazımızda da değindiğimiz üzere, artık düzenlemeler bu ülkede lütfen borçluyu korur, borçluyu borçlu kalmaya özendirir, alacaklıyı hiçe sayar veya çok zor durumda bırakır içerikli olmasın. 

Son dönemlerde yapılan hukuki düzenlemelerin maalesef ne kadar amatörce, ne kadar yangından mal kaçırır şekilde ve ne kadar ileriye dönük kesin çözümler getirmekten ziyade günü kurtarır içerikli olduğu malumunuz. Her ne kadar ortada kamuoyu ile paylaşılmış bir tasarı olmasa da söylentilere göre hapis cezasına dönüşen para cezasının kaldırılacak olması, ister istemez çekin bu caydırıcı yönüne güvenerek ticaretini icra etmeye çalışanları ve geçmiş dönemdeki çekin alacaklı olan mağdurlarını ciddi şekilde kaygılandırmaktadır. Keşide ettiği çekin karşılığını hazır etmeyenlere yönelik daha iki yıl önce tanınan şansın hiç de akıllıca kullanılmadığı gerçekliği karşısında farklı gerekçelerle yeniden düzenlenmeye hatta ceza boyutunun ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar boşa harcanan enerji ve kısa vadeli çözümden başka getirisi olmayacak bir çözüm şeklidir. Bugün emin olun ne kadar çek mağduru varsa bunların en az iki katından fazla da yaptığı ticaretine karşılık aldığı çekin karşılığını alamayanların mağdurları vardır. Her ne kadar çek mağdurları gibi organize ve bir kamuoyu oluşturma çaba ve gayreti içerisinde değillerse de bu insanları yok sayıp haklarına helal getirecek, mağduriyetlerini artıracak düzenlemeler bu insanların ticari azmi şevki ile çalışma hayatlarını aileleri ve yakın çevrelerinde tamiri olanaksız hasarlar meydana getirebilecektir.

Yapılması düşünülen değişikliğin her iki tarafın hak ve mağduriyetlerine yönelik adil çözümler içermesi, geçmişe yönelik herhangi bir af özelliği taşımaması ayrıca önem arz etmektedir. Kanun koyucu bir taraf mağduru kurtarayım derken yeni mağduriyetlere sebebiyet vermemelidir. Bunun içinde yapılacak değişiklikler halen karşılıksız çek keşide etmekten cezaevlerinden içeride bulunanları ancak şikâyetçilerinin mağduriyetleri devletçe bir şekilde giderilmek kaydı ile dolaylı af yoluna gidilmelidir. Aksi bir durum bu zamana kadar kanunun bu gücüne güvenerek ticaretlerinde çeki kabul edenlerin ve yakın çevrelerinin sükût-û hayallerine neden olur.  

Bu bağlamda mantıklı ve adil bir değişiklik için;

1-Bu zamana kadar ki çek hamillerinin mağduriyetleri göz önüne alınarak, öncelikle onların mağduriyetlerinin bir şekilde giderilerek akabinde cezaevinde bulunanların özgürlüklerine kavuşmaları sağlanmalıdır.

2-Ticari hayatta çekin itibarının tekrar kazanabilmesi ve ticaretin daha rahat ve güvenli sürebilmesi için bundan sonrasında çek hesabı açan ve açtıranların yükümlülük ve sorumlulukları artırılarak özellikle bankaların sorumlulukları mevcut düzenlemeden kat kat fazla hale getirilmelidir. 

3-Karşılıksız çek keşide edenlere de daha caydırıcı, hatta çek hamiline borcu bitinceye kadar asgari ücretle kendisine uygun kamu hizmetinde çalışma zorunluluğu getirilerek, bundan sonrası için karşılıksız çek keşide edenin ömür boyu ticari faaliyetlerine değişik kılıflar bularak ticari hayatlarını idame ettirmeye çalışmaları ve borçlu psikolojinde hayatlarını devam ettirmelerinin önüne geçilmelidir.


(Bu köşe yazısı, sayın Av. Yusuf DALMAZ tarafından
www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)