213 sayılı VUK’nun uzlaşma ile ilgili hükümleri gereğince; tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonları tarhiyattan önce uzlaşma talebinin bulunması halinde inceleme elemanı tarafından bu konuda mükellefin bir talebinin bulunması halinde tarhiyattan önce uzlaşma için davetiye tebliğ edilmektedir.[1] Belirtilen gün ve saatte tarhiyattan önce uzlaşma komisyonu mükellefin veya vekilinin katılımı ile toplanmaktadır. [2] Üzerinde uzlaşılan ve mutabık kalınan hususlarla ilgili olarak uzlaşmaya varılması halinde bu konuda VUK 359 md hükümleri uygulanamaz. Yani, mükellef hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunması söz konusu değildir. Diğer yandan, 3 kat kesilen vergi ziyaı cezalarında ise gerek tarhiyat öncesi uzlaşma ve gerekse tarhiyat sonrası uzlaşma talebi mümkün değildir. Bu gibi durumlarda uzlaşma talebi olamayacağı için ancak vergi mahkemesi nezdinde dava yolu açıktır. Bir başka yol ise, 3 kat kesilen vergi ziyaı cezalarında 213 sayılı VUK md. 376 talebi yapılabilir.

Ayrıca, uzlaşma komisyonu uzlaşma sırasında mükellefe teklifini sunup, buna göre 30 gün içerisinde uzlaşmayı kabul edip/etmeme noktasında ucu açık bir teklif kararı alabilir. Bu gibi durumlarda mükellef veya vekili 30. gün ilgili vergi dairesine gidip bu teklifi kabul etmesi halinde uzlaşmaya varılmış sayılacaktır.[3]

Bazı hallerde tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonları, zamanaşımının bitmesine 3 ay kala mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşma talebini dikkate almamaktadır. [4] Başka bir ifade ile, incelemenin sonuçlandığı tarihte tarh zamanaşımının sona ermesine 3 aydan az bir zaman kalması halinde mükellefe tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunup/bulunmadığı sorulamaz ve tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmaya davet edilemez. Ancak, burada mükelleflerin özel usulsüzlük cezaları hakkında uzlaşma talep etme olanağı verilmelidir. Hatta, mükellefin burada ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat ederek bu son 3 ay içerisinde kendisine bir tarhiyat öncesi uzlaşma günü verilmesini talep etme yolu açılmalıdır.[5]

Konu ile ilgili olarak bir mükellef tarafından açılan davada, Danıştay tarhiyat öncesi uzlaşma yönetmeliğinin bu hükmünü (md. 11) iptal etmiştir. Bu durumda, zaman aşımının bitmesine (3) ay kala da tarhiyattan önce uzlaşma talep edilmesinin yolu açılmış bulunmaktadır.

213 sayılı VUK’nun ek 11. maddesine göre, mükelleflerin tarh edilecek vergilere ilişkin olarak tarhiyat öncesi uzlaşma da istemeleri mümkündür. Tarhiyat öncesi uzlaşma 4369 sayılı kanundan önce 16.2.1987 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik uyarınca yapılmaktaydı. 4369 sayılı kanun uygulamasından sonra ise 3.2.1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik esaslarına göre yapılmaktadır. Buna göre 1.1.1999 tarihinden önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin tarhiyatlar için esli yönetmelik bu tarihten sonraki tarhiyatlar için ise yeni yönetmelik hükümleri uygulanacaktır.[6]

Tarhiyat öncesi uzlaşma Maliye Bakanlığı’nın inceleme yapmaya yetkili memurlarının düzenledikleri vergi inceleme raporlarında belirtilen vergi, resim ve harçlar için yapılmakta olup, ilgili esaslar bahse konu yönetmelikte belirtilmiştir. Tarhiyat öncesi uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde, daha sonra tarh edilecek vergiler hakkında herhangi bir şekilde uzlaşma istenmesi mümkün değildir.[7]

VUK’nun ek 11. maddesine göre, “tarhiyat öncesi uzlaşma” sadece vergi incelemesine dayalı tarhiyatlar için geçerlidir. Vergi incelemesine dayalı olarak yapılmayan örneğin, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlar, tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamı dışındadır.

Öte yandan, söz konusu yönetmelikte belirtildiği üzere 1.1.1999 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak yapılacak tarhiyatlarda, mükellefin kısmi olarak tarhiyat öncesi uzlaşma isteme hakkı bulunmaktadır.

Yine daha önce belirtildiği üzere, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları tarhiyat sonrası uzlaşmaya konu edilmezken tarhiyat öncesi uzlaşma konusu olabilecektir.

Tarhiyat öncesi uzlaşma uygulamasında, uzlaşma günü saptanır ve inceleme raporu ile birlikte mükellefe tebliğ edilir.

Ancak tarhiyat öncesi uzlaşmada, uzlaşmaya varılamaması veya uzlaşmanın temin edilememesi halinde, vergi inceleme raporu ilgili inceleme birimi tarafından vergi dairesine intikal ettirilecektir. Bu takdirde ilgili inceleme raporuna dayalı olarak vergi dairesince gerekli tarhiyat yapılacaktır.

Tarhiyat öncesi uzlaşma usul ve esasları esas itibariyle tarhiyat sonrası uzlaşma ile paralellik göstermektedir. [8]

Uzlaşılan vergi ve cezalar için hiçbir şekilde dava açılması mümkün değildir. Ancak vergi hatası bulunması durumunda düzeltme talebi veya dava yolu açıktır. [9]

------------------------------

[1] Dnş. 7. D., 4.6.1990 tarih ve E:1990/1246-K:1990/1543 sayılı kararda; “tarhiyat öncesi uzlaşmanın konusunun, re’sen ve ikmalen tarh edilecek vergiler olduğu” şeklinde karar verilmiştir.

[2] Bkz. VUK 5736 sayılı yasa ile değişik ek 11. madde hükmü.

[3] 30 gün içerisinde vergi dairesine müracaat edilmezse, vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilir. Dolayısıyla uzlaşma gerçekleşmemiş sayılır.

[4] TÖU Yönetmeliği md.11

[5] Gerçekten burada mükellefler açısından önemli bir hak kaybı bulunmaktadır. Zira, idare zamanaşımının bitmesine 3 ay kala incelemeyi sonuçlandırması kendi elinde olan bir şey değildir. Bu konuda idarenin incelemeyi geciktirmesi söz konusudur. Bu durum mükellefin elinde olan bir konu olmayıp; mükellefin inceleme elemanına “incelemeyi bir an önce sonuçlandır” şeklinde baskı yapması mümkün değildir. Hatta, yürürlüğe giren yeni düzenleme gereğince 213 sayılı VUK md. 134-141 md hükümlerinde vergi incelemelerine yeni bir disiplin getirilmiştir. Bu yeni 6009 sayılı yasanın 9. maddesi ile getirilen düzenleme gereğince vergi incelemeleri eskiye göre daha kısa zamanda sonuçlandırılması ve kaliteli bir inceleme yapılması ilke olarak benimsenmiştir. Aynı durum ceza davalarında VUK md. 359, 367 hükümlerine göre yazılan “ceza raporları” için de geçerlidir. Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ERDİM Aydın, “Vergi İncelemesinde Disiplin” Maliye Postası Dergisi, Yıl:32, Sayı:725, 15 Kasım 2010, s. 61-64.

[6] Bkz. KIZILOT Şükrü – ŞENYÜZ Doğan – TAŞ Metin – DÖNMEZ Recai, Vergi Hukuku, Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2006, s. 202.

[7] YILMAZ Kazım, Türk Vergi Hukuku, 3. Baskı, Ce-Ka Yayınları, s.103-105.

[8] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ÜREL Gürol, Vergi Usul Kanunu Uygulaması, 2. Baskı, Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s. 1027-1048.

[9] Dnş. 3. D., 18.10.1995 gün ve E:1994/5395-K:1995/3076 sayılı kararları.