GİRİŞ

Ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapı inşa edenlere verilecek idari para cezaları 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 2. fıkrasında “imar mevzuatına aykırı yapı yapılması” fiili cezalandırılmaktayken, 3. fıkrada ise “verilen süre içerisinde saptanan aykırılığın giderilmemesi” fiili cezalandırılmaktadır.

26 Mart 2020 tarihli Mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanan 7226 sayılı Kanun’un 39. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendiyle, 2. fıkraya göre verilecek olan para cezasına ilave bir ceza eklenmesi öngörülmüştür. Bunun neticesinde imar para cezaları çok ciddi oranda artacaktır.

Bu yazımızda, 7226 sayılı Kanun’un 39. maddesiyle getirilen ilave para cezasının “mükerrer cezalandırma” ve Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olup olmadığı incelenecektir.

I. 7226 SAYILI KANUNDAN ÖNCEKİ DURUM

3194 Sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 1. fıkrasının Anayasa Mahkemesi'nin 17/04/2008 günlü, E:2005/5, K:2008/93 Sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, 17/12/2009 günlü, 27435 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5940 Sayılı Kanun'un 2. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi değiştirilmiş ve yeni Kanun hükmü ile; imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespiti halinde verilecek imar para cezasının belirlenmesinde ayrıntılı yeni ilke ve kurallar belirlenmiştir.

5940 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değiştirilen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasında “imar mevzuatına aykırı yapı yapılması” fiili cezalandırılmaktayken, 3. fıkrasında ise “verilen süre içerisinde imara aykırılığın giderilmemesi” fiili cezalandırılmaktadır.

Konunun somutlaşması açısından 42. maddenin 2. ve 3. fıkralarındaki cezalara kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır.

1. 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 42. Maddesinin 2. Fıkrasıyla Cezalandırılan Fiil ve Cezanın Hesaplanması

İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasında “ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere ve imar mevzuatına aykırı yapı yapmak” fiili cezalandırılmaktadır. Söz konusu fıkrada, yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre nispi olarak idari yaptırım öngörülmektedir.

Bu fıkraya göre imar para cezasının hesaplanmasında izlenecek usul şu şekildedir;

- İlk olarak 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) veya (b) bendine göre temel para cezası miktarı hesaplanır.

- Daha sonra hesaplanan bu temel para cezası miktarı üzerinden 2. fıkranın (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen oranlarda artırım sebepleri ayrı ayrı uygulanarak temel para cezasına eklenecek miktar belirlenir.

- Son olarak (a) veya (b) bendine göre hesaplanan temel para cezası ile (c) bendi uyarınca belirlenen artırım miktarları toplanarak verilecek toplam ceza miktarı belirlenir.[1]

2. 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 42. Maddesinin 3. Fıkrasıyla Cezalandırılan Fiil ve Cezanın Hesaplanması

İmar Kanunu'nun 32. maddesinde, ruhsat almadan yapıya başlayan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yaptığı tespit edilen yapı sahibine bir ay içerisinde, yapı ruhsatsız ise ruhsat alma, ruhsat ve eklerine aykırı ise ruhsata uygun hâle getirme, bu iki şekilde hukuka aykırılık giderilmemiş ise yapıyı yıkma mükellefiyetleri öngörülmüştür.

Bu yükümlülükleri yerine getirmemenin yaptırımı ise anılan Kanun'un 42. maddesinin 3 fıkrasında belirlenmiştir. Söz konusu fıkrada geçen “bu maddeye aykırı davrananlar” ibaresi 32. maddede sayılan yükümlülükleri yerine getirmemeyi ifade etmektedir.[2]

Buna göre İmar Kanunu’nun 3. fıkrasında, 2. fıkradan farklı olarak verilen süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler için maktu para cezası öngörülmektedir. Bu durumda 2. fıkrada imar mevzuatına aykırı yapı yapılması cezalandırıldığı hâlde, 3. fıkrada verilen süre içerisinde imara aykırılığın giderilmemesi cezalandırılmaktadır.[3]

Söz konusu fıkrada, 3 farklı durum için 3 farklı ceza maktu ceza öngörülmüştür;

- Verilen süre içerisinde yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda 2.000 TL (2020 yılı için 5.698,92 TL)

- Yapının çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde 4.000 TL (2020 yılı için 11.397,82 TL)

- Yapının Can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde 6.000 TL (2020 yılı için 17.096,74 TL)

II. 7226 SAYILI KANUNDAN SONRAKİ DURUM

7226 sayılı Kanun’un 39. maddesiyle, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendinde;

Bu fıkra uyarınca idari para cezası verilmesini gerektiren aykırılığa konu alan ile bu alanın bulunduğu arsa veya arazinin emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin çarpımı ile bulunan bedel kadar idari para cezası yukarıdaki bentlere göre verilen para cezalarına ayrıca ilave edilir. Bu fıkraya göre verilen idari para cezasının ilgilisine tebliğinden itibaren bir ay içinde aykırılığın giderilmesi ve yapının mevzuata uygun hale getirilmesi halinde bu bent uyarınca ilave edilen para cezası tahsil edilmez.”

Hükmüne yer verilmiştir.

7226 sayılı Kanun’un 39. maddesiyle yapılan bu değişiklik neticesinde 42. maddenin 2. fıkrasına göre verilecek olan ceza miktarı hesaplanması şu şekilde olacaktır;

- Yukarıda açıkladığımız şekilde (a) veya (b) bendine göre hesaplanan temel para cezası ile (c) bendi uyarınca belirlenen artırım miktarları toplamı neticesinde ortaya çıkan ceza miktarına,

- Aykırılığa konu alan ile bu alanın bulunduğu arsa veya arazinin emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin çarpımı ile bulunan bedel kadar idari para cezasının ayrıca ilave edilerek toplam ceza miktarı belirlenecektir.

Ayrıca, idari para cezasının ilgilisine tebliğinden itibaren bir ay içinde aykırılığın giderilmesi ve yapının mevzuata uygun hale getirilmesi halinde bu bent uyarınca ilave edilen para cezası tahsil edilmeyeceği düzenlenmiştir.

III. ANAYASAYA AYKIRILIK SORUNU

7226 sayılı Kanun’un 39. maddesiyle eklenen (ç) bendiyle, 42. maddenin 2. fıkrasına göre verilecek olan ceza miktarının artırıldığı dikkate alındığında, ilk bakışta söz konusu (ç) bendiyle “imar mevzuatına aykırı yapı yapılması” fiili için öngörülen ceza miktarının artırıldığı sonucuna varılabilir.

Ancak, söz konusu bentteki; “Bu fıkraya göre verilen idari para cezasının ilgilisine tebliğinden itibaren bir ay içinde aykırılığın giderilmesi ve yapının mevzuata uygun hale getirilmesi halinde bu bent uyarınca ilave edilen para cezası tahsil edilmez. düzenlemesi dikkate alındığında, bu bent ile cezalandırılan esas fiilin “verilen süre içerisinde imara aykırılığın giderilmemesi” olduğu anlaşılmaktadır. Zira “verilen süre içerisinde imara aykırılığın giderilmesi” durumunda, bu fiilin karşılığı olarak verilen ceza da kaldırılmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin konu hakkındaki kararına da değinmekte fayda bulunmaktadır. İzmir 3. İdare Mahkemesince 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ''32'' ibaresinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusunda; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere ya da imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci ve itiraz konusu ibareyi de içeren üçüncü fıkraları uyarınca iki ayrı idari yaptırım uygulanmasının, aynı eylem için mükerrer ceza tatbiki anlamına geldiği belirtilerek, kuralın Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa Mahkemesinin 29.12.2011 tarih ve E:2011/36, K:2011/181 sayılı kararıyla başvurunun reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesi konumuz açısından yol gösterici niteliktedir.

Söz konusu kararda;

“İtiraz konusu kural, İmar Kanunu'nun 32. maddesine yapılan yollamaya ilişkindir. Söz konusu maddede, ruhsat almadan yapıya başlayan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yaptığı tespit edilen yapı sahibine bir ay içerisinde, yapı ruhsatsız ise ruhsat alma, ruhsat ve eklerine aykırı ise ruhsata uygun hâle getirme, bu iki şekilde hukuka aykırılık giderilmemiş ise yapıyı yıkma mükellefiyetleri öngörülmüş, bu yükümlülükleri yerine getirmemenin yaptırımı, anılan Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenmiştir. Söz konusu fıkrada geçen 'bu maddeye aykırı davrananlar' ibaresi 32. maddede sayılan yükümlülükleri yerine getirmemeyi ifade etmektedir.

Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasında, ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere ya da imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı altı iş günü içinde idareye bildirmeyen ilgili fennî mesullere; yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre nispi olarak idari yaptırım öngörülmektedir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise bu fıkradan farklı olarak verilen süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler için maktu para cezası öngörülmektedir. Bu durumda ikinci fıkrada imar mevzuatına aykırı yapı yapılması cezalandırıldığı hâlde, üçüncü fıkrada verilen süre içerisinde saptanan aykırılığın giderilmemesi cezalandırılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, farklı eylemlere, şartları oluştuğunda ayrı ayrı ceza uygulanması mükerrer cezalandırma olarak nitelendirilemeyeceğinden kural, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.”

Görüldüğü üzere, Anayasa Mahkemesi tarafından 42. maddenin 2. ve 3. fıkralarında farklı eylemlerin cezalandırıldığı için Anayasa’ya aykırılık iddiası kabul edilmemiştir.

Fakat, 7226 sayılı Kanunla yapılan değişiklik neticesinde İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasıyla; hem “imar mevzuatına aykırı yapı yapılması” fiili hem de verilen süre içerisinde saptanan aykırılığın giderilmemesi” fiili cezalandırılmış olacaktır.

Diğer bir ifadeyle, bu değişiklik neticesinde, 42. maddenin 3. fıkrasıyla cezalandırılan “verilen süre içerisinde imara aykırılığın giderilmemesi” fiili, 42. maddenin 2. fıkrasıyla da cezalandırılmış olacaktır.

Dolayısıyla, İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 3. fıkrasında cezalandırılan eylemin, 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendiyle ayrıca cezalandırılmasına ilişkin kuralın, mükerrer cezalandırma niteliğinde olması nedeniyle Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğunu düşünüyoruz.

-----------------------------------------

[1] Danıştay 6. Dairesinin 05.12.2019 tarih ve E:2019/6104, K:2019/13231 sayılı kararı

[2] Danıştay 14. Dairesinin 17.04.2018 tarih ve E:2016/1524, K:2018/2844 sayılı kararı

[3] Anayasa Mahkemesinin 29.12.2011 tarih ve E:2011/36, K:2011/181 sayılı kararı